Intihar mı traduction Portugais
1,100 traduction parallèle
Sence intihar mı etti?
Achas que ele se matou? Dale.
Tanıdığım insanların çoğu yataklarında öldü. Diğerleri de intihar etti.
Um gajo morto no caixote do lixo, mas... a maioria de quem conheço que não morre na cama... normalmente acaba por se suicidar.
İntihar edecek gibi bir halim var mı?
Tenho ar de suicida?
- Böyle görünüyor olsaydım intihar ederdim.
- Vou me matar se me pareço com isso.
Arkadaşım int... intihar etti. Ve annem de bilm...
O meu amigo suicidou-se... e a minha mãe não...
Neden intihar ettiğini anlamadım gitti.
Nunca percebi porque se matou.
Tutkusunu ve adanmışlığını hatırladım ve kendini kanıtlamaktaki kararlılığını bu adamın intihar etmediğinden emindim.
Recordei sua paixão e dedicação, assim como sua determinação por provar-se a si mesmo. Estava segura de que esse homem não havia se suicidado.
- İntihar mı?
Suicídios?
Şu an North Beach Kulesi'ndeyiz. Miami'nin kuzey kısmında bir gökdelen. Yunuslar Takımının İşlemler Müdürü Roger Podacter, bugün burada intihar etti kendi dairesinden aşağı atladı.
Estamos nas Torres de Miami Norte onde Roger Podacter, director de operações dos Miami Golfinhos aparentemente se suicidou.
İntihar aşkı mı J.D.?
O suicídio atrai-te, J.D.?
Üzgünüm. Benim intihar destek hattım yok.
Desculpa, eu não tenho uma linha directa de crises.
Simeon Lee kapıyı kendi kilitlemiş ve intihar etmiş sanalım diye mi?
Para pensarmos que Simeon Lee trancou a porta e se suicidou?
İntihar mı etti?
Matou-se? Porquê?
Karım intihar ettiği için ölmedi.
A minha mulher não se suicidou.
Ne sanıyorsun ki, kağıtları yakacağımı mı ya da intihar edeceğimi falan mı?
Que eu iria queimar papéis? Ou me iria suicidar?
Bunun bir intihar girişimi olduğunu anlamalıydım ama anlamadım.
Devia ter reconhecido uma tentativa de suicídio... mas não reconheci.
Annemin intiharı hakkında on iki ve kardan adamla ilgili bir şarkım var.
Tenho 12 temas sobre o suicídio da minha mãe e um de um boneco de neve.
Hazırlanan ön raporlarda intihar olarak rapor edilmiş. İntihar mı?
Nos relatórios preliminares está listado como um suicídio.
– İntihar mı etti?
- Matou-se?
- İntihar mı?
- Um suicida?
Evet. İntihar olamaz mı?
- Pode ter sido suicídio?
İntihar mı etmiş?
Foi suicídio?
Kaçmasına yardım etmek intihar olurdu.
Seria um suicídio ajudá-lo a escapar.
- İntihar mı?
- Tentativa de suicídio?
"İn-İn İntihar et" i söylediğimde yaklaşık 1.75 dolar kazandım.
Não sei, quando cantei "Su-su-suicide"... ... ganhei 1 dólar e 75.
- İntihar hattı mı? - Evet.
- S.O.S. Suicídio?
İntihar mı?
Suicídio?
Demek intihar etmemi istiyorsun. Benim var oluş amacım bu zaten.
Se quer que eu caia decima da minha espada por si, é por isso que eu estou aqui.
Onu sonsuzluk için, hapse mi göndereceksiniz, yada intihar planına mı yardım edeceksiniz?
Você o enviará para a prisão pela eternidade ou irá ajudá-lo com o plano de suicídio dele?
İntihar veya o berbat hapis yerine başka bir alternatif bulmaya kararlıyım, bu yüzden Q'yu, avukatı ile birlikte çağırdım.
Estou determinada a encontrar uma alternativa melhor entre o suicídio e a prisão perpétua, então eu chamei o defensor Q para fazer a ele uma proposta.
Kendi, kendime, bunun intihar ile alakalı olmadığını söyleyip durdum, ama sığınmaya izin verme konusunda, kişisel olarak, ötenaziyi ben sormadım, ve teknik olarak, yaptığı seçimin, moral etkilerinden kaçamam.
Tentei dizer a mim mesma que isso não é sobre suicídio, mas sobre garantir asilo, que não estou pessoalmente a ser questionada de fazer eutanásia, e tão tecnicamente verdadeiro quanto possa parecer, não posso escapar das implicações morais de minhas escolhas.
Sığınmaya vereceğim izinin, aynı zamanda Q'nun intiharına neden olacağını da göz önünde bulundurmakta olup, Devamlılığa önemli bir etkide bulanacağının farkındayım.
Também tive de considerar que a decisão de conceder asilo, e o subsequente suicídio do Q, poderia ter um significante impacto no Continuum.
İntiharına yardım mı ettin?
Você ajudou no suicídio dele?
Eğer intiharına yardım edecek olursanız, neler olabileceği konusunda söylediklerimi, hatırlıyor musun?
Lembra-se do que eu disse do que poderia acontecer se fosse permitido a ele dar cabo da própria vida?
İntihar söz konuzu değil sanırım.
Acho que podemos excluir o suicídio.
İntiharı hadislere, on iki imamımıza ve Kuran'a danıştığımızdan bu yana, insanın kendisini öldürmemesi gerektiğini söyleriz.
Desde que os Hadiths, os nossos doze ímanes e o Corão falam do suicídio e afirmam que o homem não deve matar-se a si mesmo.
İntihar etmiş olduğunu daha sonra anladım.
Só mais tarde é que eu descobri que ela tinha suicidando-se.
Dün gömüldü. - İntihar mı?
- Suicídio?
Yolladığımız mesaj intihar ya da intihara destek asildir olmasın.
Não deixem a mensagem de que o suicídio, mesmo assistido, é nobre.
- İsa, acı çeken biri, bana kendisini öldürmeme yardım edip edemeyeceğini sorsa ne yapmalıyım, bilirsin, yardımlı intihar gibi bu iyi bir şey mi?
- Está correcto matar alguém se esse alguém nos pedir, tipo suicídio assistido. Está certo?
Bu bir intihar uçuşu falan mı?
Vai cometer suicídio?
Sisko intihar etmek istiyorsa bırakalım etsin.
Se o Sisko quer cometer suicídio, deixemo-lo.
İntihar süsü vermişler, tıpkı karısı gibi. Aman Tanrım.
- Fizeram com que parecesse suicídio.
Bence polis memuru, Amy Cassandra'yı tanıyordu, ve intiharın onun ölümüyle ilgisi var. Bu da, cinayetle uğraşmadığımıza inanmama yol açıyor.
Acho que o seu agente sabia da Amy e o seu suicídio está ligado à morte dela, o que me leva a acreditar que não se trata de homicídio.
Bunun bir intihar olmadığı gün gibi ortada, tatlım.
Tenho a certeza que não foi um suicídio, querida.
Çocuklarımız öldükten sonra... Karım intihar etmeyi denedi Benden sonra da- -
A minha mulher suicidou-se após os nossos filhos morrerem.
- İntihar mı etti?
- Ela se matou?
İntihar vampirinden sonra mı? Gelmem şarttı.
Depois da tua imolação?
Onlara hâlâ kızgınım ama aynı zamanda biliyorum ki annesi intihar etmemiş çocuklara mutluluk veriyorlar.
Ainda estou zangada com eles, mas eles levam alegria... ... a muitas crianças cujas mães não se mataram.
Bu bir intihar konuşması mı yoksa takma ad konuşması mı?
Esta é a conversa do suicídio ou da alcunha? Da alcunha.
Bu bir intihar saldırısı ve bu konu uzmanlık alanımın oldukça dışında.
É uma missão suicida e isso está bem além da minha área de especialidade.