English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ I ] / Istediğim

Istediğim traduction Portugais

38,804 traduction parallèle
Yani demek istediğim, olduğum kişiyi ya da yaptığım şeyleri inkar etmiyorum.
O que quero dizer é que não nego a pessoa que era ou as coisas que fiz.
Demek istediğim artık her neysen senin gibilerden başka yok mu?
Quero dizer, não existem mais... seja lá o que você for?
Demek istediğim, güçlerimizle bir şeyler yapmalıyız, değil mi?
Quer dizer, temos fazer alguma coisa com os nossos poderes, não é?
Hatta beş yıldır istediğim tamamen düzenlemeyi yapabiliriz.
Até podemos fazer uma remodelação. Há cinco anos que quero fazê-lo.
- Ayrıca bu benim yapmak istediğim bir şey.
E, para além disso, isto é algo que eu quero fazer.
Tek istediğim beraber çalışmaktı ama zorbalığı sevmiyorum.
Tudo o que sempre quis foi que trabalhássemos juntos. - Mas não gosto que me façam bullying.
- Benim istediğim bu değildi.
- Não era isto que queria.
Demek istediğim Rachel öldü.
Porque...
Abanozu gördüğümde, yapmak istediğim tek şey ellerimi tüm her tarafına sürmek.
Só lhe quero pôr as mãos em cima.
Demek istediğim, dağıtmaktan hoşlanmıyorum, bu yüzden neden bana bir iyilik yapmıyorsun?
Não gosto de deitar lixo para o chão. Porque não me fazes um favor?
Bana söylemek istediğin bir şey mi var? Sana yapmak istediğim bir şey var.
Tens alguma coisa a dizer-me?
- Kevin demek istediğim- -
- Isso não...
Tam istediğim gibi.
É, é exatamente aquilo que esperava.
Hayır, demek istediğim henüz sona ermedi.
- Não. O que quero dizer é que não acabou.
Senden istediğim tek şeyi yapmadın.
A única coisa que lhe pedi que fizesse, não o fez.
Elbette olmak istediğim yer orası.
Claro que é onde quero estar.
Demek istediğim, Aida'nın yeteneklerini S.H.I.E.L.D.'ın en zeki ve ürkütücü ajanından daha iyi kim test edebilir?
Quer dizer, quem seria melhor para colocar a Aida à prova do que a Agente mais perspicaz e formidável que a S.H.I.E.L.D. pode oferecer?
Amcamı istediğim zaman ziyaret edemez miyim?
Não posso vir visitar o meu tio quando quiser?
Görüyorsun ya Robbie, istediğim şey -
Sabes, Robbie... - Aquilo que eu queria era...
Saha görevi istediğim zaman bana evrak işi verdin.
Sabes... eu peço trabalho no terreno e dás-me papelada.
Bilmiyorum. Demek istediğim bu zaten.
Não sei.
Demek istediğim, tekrardan bir ajan olmak istemiyorsan bir şeyler ayarlayabiliriz.
Aquilo que estou a dizer é... se não quiseres voltar a ser uma agente, podemos arranjar alguma coisa.
Yapmayı tercih ettiğim bir şey olmak istediğim başka bir yer yok.
É tudo aquilo que quero fazer. É aqui que quero estar.
Kate, Lanie Shultz, görüşmek istediğim... en iddialı menajerlerden biri aslında. Şov dünyasında yani.
Kate, Lanie Shultz é um dos mais poderosos agentes no que eu gosto de chamar...
Ama bilmek istediğim bir şey var, hayatımızda her zaman kilolarımız mı olacak?
Mas preciso de saber que tudo não será sempre sobre nosso peso.
Demek istediğim muazzam bir şey.
Quero dizer... são ridículas.
İşte demek istediğim bu.
Exatamente o que quero dizer.
Onun görmek istediğim şey mi yoksa Maul'un istediği şey mi olduğunu bilmiyorum.
Não sei se era o que eu queria ver... ou o que Maul tentava ver.
Demek istediğim, o fotoğraflar direk olarak kendisine gönderilmemiş olsa bile, fotoğraflar bu yüzden onda kalmış.
Quero dizer, mesmo que as fotografias não tenham sido enviadas directamente para ele, é por isso que ele as tem.
Demek istediğim, O Jim Belushi değil.
Sabem, ele não é o Jim Belushi.
Söylemek istediğim,
Estou a dizer que...
Harika, liberal Hollywood'dan ders almak tam da istediğim şeydi.
Óptimo, é mesmo do que precisava, um sermão da Hollywood liberal.
Asıl bilmek istediğim, teröristlerin Meclis'e nasıl patlayıcı soktukları.
Quero saber como os terroristas introduziram explosivos no Capitólio.
Tam istediğim gibi gittiğini söyleyemem.
É provável que não tenha corrido conforme eu pretendia.
" İşte görmek istediğim takım bu.
" Esta é a equipa que eu queria ver.
Tek yapmak istediğim, şuradaki Julio kankamla biraz konuşmak.
Só quero falar com o meu amável parceiro Julio.
Bak, tek demek istediğim, iyi şanslar.
Não! Queria apenas desejar-lhe boa sorte, está bem?
Hayır, demek istediğim şu, Vali Royce'tan kurtulmak halkın onu sevmesinden önemli.
É mais importante livrar-se do Governador Royce do que preocupar-se com o que pensam dele.
- Demek istediğim, burada ne arıyoruz?
Quer dizer... o que é que estamos aqui a fazer?
- Maggie, demek istediğim bu değildi.
- Maggie, não foi isso que quis dizer.
Demek istediğim bazı hisler gelişmeye başladı ona karşı.
Quero dizer que... Comecei a... desenvolver... sentimentos... por ela.
Bir şey olursa buradan çıkamazsam Alex'e söylemeni istediğim bir şey var.
Se alguma coisa acontecer... Se eu não sair daqui... Preciso que digas uma coisa à Alex por mim.
Benim olmak istediğim kişi bu.
Esta é quem eu escolhi ser.
Hoşbeşi aradan çıkarttığımıza göre sana sormak istediğim bir şey var. - Ne dolaplar çeviriyorsun?
Agora que terminamos com as todas as gentilezas, deixa que te pergunte... o que diabo é que andas a planear?
Hayır, demek istediğim, bana bir şey söylemeye çalıştığının farkındayım.
Não, quer dizer... sei que tens andado a tentar dizer-me algo.
Tek istediğim kaybettiklerimi geri almaktı.
Tudo o que eu quero é recuperar o que perdi.
İstediğim şey bizim ve kiracılar arasında kesin ama göze çarpmayan sınırlar koymanız.
O que procuro são limites definidos, mas discretos, entre o escritório e os inquilinos.
İstediğim beni anlaman değil.
Não te estou a pedir solidariedade.
Yapmak istedigim sey ise yaptigim seye devam etmek.
Bem, o que eu quero fazer é continuar o que estou a fazer.
Artik o adam degilim. Bir sürü planim, gerçeklestirmek istedigim amaçlarim var.
Já não sou o mesmo homem, tenho muitos planos e objetivos traçados.
Biçak benim istedigim bir arastirma sonucunda bulundu.
A faca foi encontrada depois de uma busca ordenada por mim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]