Işin aslı traduction Portugais
2,040 traduction parallèle
Çünkü işin aslı, sonuçta biz olgunlaştık.
Pois até acho que nos fortaleceu.
Burada oturmuş ilişkilerden bahsediyorsunuz, ama işin aslı, burada evli olan, tek ben varım.
Vocês estão para aí a falar das relações, mas, na verdade, eu sou o único que é casado.
Ne yaptığını bilmiyorum, ama işin aslı şu :
Eu não sei o que fizeste com ela, mas o facto do assunto é se pudessemos transformar isto em duas semanas numa grande,
Ama işin aslı, bir bebek sahibi olmaktan korkuyorduk.
Mas a verdade é que tínhamos medo de ter um bebé.
Çünkü işin aslı...
Porque a verdade é...
Size takım elbiseli bir iş adamı gibi görünebilirim ama işin aslı, ben harbici gangsterim.
Eu posso parecer-vos a todos um empresário de fatinho, a verdade é que sou um verdadeiro gangster.
Şey, işin aslı bana verdiğin parayı harcadım sayılır.
- Eu gastei o dinheiro, quero dizer...
İster inan ister inanma, işin aslı ona ulaştın.
Acredites ou não, a verdade é que mexeste com ele.
Ama işin aslı karıma değer vermiyordum.
Era assim que nos viam. Mas, na verdade, eu não valorizava a minha mulher.
Eğlence aradığımı sanıyordum ama işin aslı, ben- - - Sanırım biraz daha fazlasını arıyorum.
Pensei que andava à procura de festa, mas a verdade é que... acho que estou a querer mais do que isso.
Adamın kahvesine zehir koyuyormuşum gibi görünüyor. Ama işin aslı, tek yaptığım bardağını uzatmaktı.
Parece que envenenei o café desse homem... quando na verdade, só o entreguei.
Bak, işin aslı şu ki Zack temizdi. Ama evinde steroitler bulduk.
A verdade é que o Zack estava limpo, mas encontrámos esteróides no seu apartamento.
Bu işin aslını gerçekten anlamak isterdim.
Desejo mesmo não entender a física disto.
Bu işin aslını öğreneceğim çünkü...
Vou descobrir porquê, porque isto é...
Annen öldükten sonra işin aslı, bunu kaldıramadım.
Após a tua mãe morrer, a verdade é que não consegui lidar com isso.
İşin aslı düşündüm ki- -
- Encontraste? - Pois, bem, acontece que pensava que devíamos...
İşin aslı, Patricia'dan ayrıldım.
Na verdade, fui mesmo eu que a deixei.
İşin aslı, senin çok özel bir yeteneğin var.
A verdade é que tu tens um dom muito especial.
İşin aslı, çok bir fikrim var ama.
Mas imagino quem possa ser.
İşin aslı, buradaki fiyatlar benim alışık olduğumdan birazcık daha fazla.
E na verdade os preços aqui são um bocado mais altos do que estou habituado.
İşin aslı, merak içindeyiz.
Na verdade, estávamos curiosos.
İşin aslı şu ki, dışarıda bir yerde bir sürü sorunu olan seksi milf gönül rahatlığıyla gençlerle birlikte olmak istiyor.
De facto o assunto é que há provavelmente toneladas, toneladas de mães boas que esperam um pau jovem sem culpa.
İşin aslı şu ki bu istatistiklerle ilgili bir şey değil, bu insanla ilgili bir olay.
O cerne da questão é que, isto não é sobre estatísticas, é sobre pessoas.
İşin aslı şey, bana yüklü bir borcu var. O depoya girmenin bir yolu var mı?
A verdade é que, ele deve-me muito dinheiro.
İşin aslı, bunun içinde geldin.
Na realidade... vieste daqui.
İşin aslı Mars'ın annelere ihtiyacı var.
O que se passa é Marte precisa de mães.
İşin aslı, Peter MacCready'nin yaptığı bu yaşam alanlarının yenilikçi tasarımı üzerine birçok yazı yazıldı.
Na verdade, tem-se escrito muito sobre o design inovador destes cercados, construídos pelo Peter MacCready.
- İşin aslı bu.
- É verdade.
İşin aslı uzun zamandır sizin peşinizdeyim.
De facto, tenho andado à sua procura há muito tempo.
İşin aslı bu!
Essa é que é a verdade.
İşin aslını bilip bilmediğini sormak istiyordum.
Queria perguntar-lhe o que sabia.
İşin aslı ikimiz de daha fazlasını hak ediyoruz.
A verdade é que ambos merecemos mais do que tivemos.
İşin aslı, ben korkuyormuşum.
Mas a verdade é : eu estava com medo.
İşin aslı ben de!
Eu também. Qual é o seu quarto?
İşin aslı, sen tek başına yapamıyorsun.
A verdade é que não ficas bem sozinho.
İşin aslı, bir daha kitap yazamayacaksın Bay Hicks.
A verdade é que não escreverá mais livros, Sr. Hicks.
İşin aslı, kendine güveni zayıf.
Para ser sincera, ela é muito insegura.
İşin aslı, otelden çıkıyoruz. Senin için daha güvenli olur.
De facto, se saíssemos de um hotel, estarias mais segura.
İşin aslı akşama eve gidip gitmeyeceğimi de bilmiyorum.
Na verdade, acho que nem irei para casa esta noite.
İşin aslı nedir?
Sobre o que realmente aqui está?
İşin aslı, ihmalkârlık sonucu yaşanmış trafik kazalarında yaralanmalar sonu verilen yüksek cezalar jürinin mükâfatlandırması yerine geçiyor.
O facto é que os acidentes de viação que envolvem negligência resultam em maiores indemnizações por danos físicos e por maiores atribuições do júri.
İşin aslı kısık ateşte pişen yahni gibi oluyor.
Na verdade é uma caldeirada.
Bazen burada yüz yüze geldiğimiz, hiç düşünemeyecğim insanlar aslında anlıyorlar ki uzun çalışma saatleri, stres ve işin doğası, onların düşündüğü gibi değilmiş.
Às vezes não acredito ou penso sobre isso, até que eles estão aqui, cara a cara. Com tudo isso, algumas vezes percebo... que estou stressado, são longas horas e... a natureza do trabalho não é o que eu pensava que seria.
Aslında bir sonraki işin benim.
E na verdade sou o teu próximo trabalho.
Aslında bu işin sonunu çok merak ediyorum.
E, para ser sincera, estou mortinha por saber como vão correr as coisas.
- İşin aslı, Castle, yazarmış.
- Na verdade era uma escritora.
İşin aslı, o bok gibi sörf yapıyordu.
A verdade é que ela surfou mal.
İşin aslı, ben ilk Sam Weiss değilim.
A questão é que não sou o primeiro Sam Weiss.
İşin aslı onu gören tek kişi de sensin.
Na verdade, és o único que o viu.
İşin aslı bu zaman dilimi, çok daha dikkatli olmanız gereken yegane andır.
Mas a verdade é que essa é a hora de ter mais cuidado.
İşin aslı gizli bir ajan olmayı siz seçmezsiniz. Şayet yüzeyin altında başka bir şeyler yoksa.
Mas a verdade, é que não se escolhe uma vida como agente a não ser que algo mais profundo esteja a acontecer.
aslında 4149
aslinda 29
aslında var 51
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslinda 29
aslında var 51
aslında öyle 29
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28