Kafayı yiyeceğim traduction Portugais
131 traduction parallèle
Kafayı yiyeceğim.
Vou ficar maluco.
Kafayı yiyeceğim.
Ora esta.
- Kafayı yiyeceğim.
- Maldita seja.
Roma felç olmuş. Kafayı yiyeceğim.
Preso sem cigarros.
- Kafayı yiyeceğim!
- Raios me partam.
Bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama ama kafayı yiyeceğim.
Murray, lamento incomodá-lo a uma hora destas. Mas estou a ficar louco.
Kafayı yiyeceğim.
Está a deixar-me louco.
Biriyle konuşmam gerek, yoksa kafayı yiyeceğim!
Tinha que falar com alguém, senão ainda dava em louco!
- Kafayı yiyeceğim.
- Estou petrificado.
Kafayı yiyeceğim.
Estou meia doida.
- Kafayı yiyeceğim.
- Estou a ficar doido.
Kafayı yiyeceğim.
Estou a enlouquecer.
Benim hatun çıplak poz vermiş. Kafayı yiyeceğim.
Minha garota posou nua para fotos e estou puto com isso.
Kafayı yiyeceğim!
Que loucura!
Kafayı yiyeceğim!
Vou passar-me da cabeça!
- kafayı yiyeceğim.
- arruinando a minha cabeça.
Sessiz kalırsam, kafayı yiyeceğim.
Se não falar, endoideço. "
Kafayı yiyeceğim. En azından kız arkadaşına birinin içinden çıkmış bir hediye vermedin.
Ao menos tu não deste à tua namorada, um presente... que estava dentro de alguém.
Değişik bir şeyler bulamazsam, kafayı yiyeceğim.
Ainda estou a espremer os miolos, à procura de algo original.
Neredeyse kafayı yiyeceğim ama hayatta olmana şaşırmadım.
Você realmente apavora-me, mas não estou surpreendido que ainda esteja viva.
Kafayı yiyeceğim adamım.
Isto é assustador, meu.
Kafayı yiyeceğim ya...
- Sinto-me mal! Sinto-me mal!
Tanrı aşkına, bir şeyler yapalım. Kafayı yiyeceğim.
Vamos fazer qualquer coisa.
Eğer sorunumun ne olduğunu yakında bulamazlarsa, kafayı yiyeceğim.
Se não encontrarem o que se passa comigo, vou perder a cabeça.
Yoksa kafayı yiyeceğim.
Por favor, estou a ficar maluco.
Kafayı yiyeceğim be!
Eu estou a ficar maluco.
Kafayı yiyeceğim.
Enlouqueceria.
Çünkü "bebek" kelimesini bir kez daha duyarsam kafayı yiyeceğim! Yeterince zaman var.
Quero dizer, temos tempo.
Eğer ben buradan kurtulduğumda her şeyin ne kadar harika olacağını bir kez daha söylerse kafayı yiyeceğim.
Se ela me disser como tudo vai ser ótimo quando eu finalmente sair daqui... mais uma vez, eu vou pirar.
Bu sefer gerçekten kafayı yiyeceğim.
Só estou mesmo muito apavorada com este caso.
- Şu anda canlı yayındayız, Simon. - Kafayı yiyeceğim.
- Estamos em directo, Simon.
Sıkıntıdan kafayı yiyeceğim.
Estou cheio dessa minha vida.
Kafayı yiyeceğim çocuklar.
Estou a dar em doida.
Kafayı yiyeceğim.
Estou a passar-me, sabem?
Sadece- - Kafayı yiyeceğim ya!
Podemos... Estou a dar em doido.
Kafayı yiyeceğim. Sanki herkes beni izliyor, hata yapmamı bekliyorlar.
Enlouqueço, sinto que me vigiam, que esperam que eu escorregue...
- Kafayı yiyeceğim, duygularım karıştı.
- Não sei. Tenho sentimentos divergentes, quanto a isso.
Aşk böcekleri çok tatlı ama gitmezsem kafayı yiyeceğim.
Aqueles pombinhos são tão queridos, que os meus dentes vão decompor-se se não me mudar.
Anne, öyle çok şey istiyorum ki, sonunda kafayı yiyeceğim.
Mamã, quero tantas coisas. Isso está a deixar-me louco.
Kafayı yiyeceğim.
Eu só... estou a enlouquecer.
Kafayı yiyeceğim.
Estou a ficar com cãibras.
Kafayı yiyeceğim ve bu hiç adil değil!
Estou a ficar maluco, não é justo!
Kafayı yiyeceğim. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Estou a dar em doido, acho que não consigo fazer isto.
Kafayı yiyeceğim.
Dão comigo em doida.
Çok açım ve sıkıntıdan kafayı yiyeceğim.
Estou esfomeada e a morrer de tédio.
Kafayı yiyeceğim.
Deficiente mental.
5 dakikada bir, onun bacağı ağrıyor, diğerinin dişi Kafayı yiyeceğim, şimdiden bittim!
A cada 5 minutos! Estão lá. Sempre colados a mim...
Ne zaman zamanı oldu ki? Artık kafayı yiyeceğim.
Nunca está na hora, isso enlouquece-me.
Kafayı yiyeceğim.
Estou enlouquecendo.
Kafayı yiyeceğim.
Tenho que lhe dizer alguma coisa ou dou em maluco.
Kafayı yiyeceğim.
Eu fico espantado.