English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Kaybedecek zamanımız yok

Kaybedecek zamanımız yok traduction Portugais

71 traduction parallèle
Kaybedecek zamanımız yok.
Venha. Não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok.
Näo temos tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não temos tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok, hemen atınıza binerseniz bizi memnun etmiş olursunuz.
Não temos tempo a perder, por isso prepare-se.
- Lütfen, kaybedecek zamanımız yok.
Por favor Eleanora, não há tempo a perder.
Şimdi kaybedecek zamanımız yok.
Não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok, beyler.
Não temos tempo, a perder homens.
Acele edin, kaybedecek zamanımız yok.
Rapidamente, não há tempo a perder!
Kaybedecek zamanımız yok.
Não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não vamos perder tempo.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não é o momento para matar.
Kaybedecek zamanımız yok. Mektup nerede?
Não há um momento a perder!
İktidarsız! Kaybedecek zamanımız yok!
Impotente, não temos tempo a perder!
Çabuk, kaybedecek zamanımız yok.
Depressa, não temos tempo a perder.
Hadi, Dogmatix. Kaybedecek zamanımız yok.
Vamos, Ideiafix, não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok!
Não temos muito tempo!
Kaybedecek zamanımız yok!
Nós não temos tempo para perder!
Öyleyse kaybedecek zamanımız yok.
Não temos tempo a perder.
- Kaybedecek zamanımız yok.
- Não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não temos tempo a perder!
Sen bunu yaparken... bizim kaybedecek zamanımız yok.
- Não temos tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não podemos perder tempo!
- O zaman kaybedecek zamanımız yok.
- Então não há tempo a perder.
Kaybedecek zamanımız yok!
- Não temos tempo a perder!
Peki, kaybedecek zamanımız yok, değil mi?
Não podemos desperdiçar uma hora. Põe transmissores no Jack e no Chase.
Şimdi, kaybedecek zamanımız yok.
Não temos tempo a perder.
Yolumuz cok uzun kaybedecek zamanımız yok.
Não há que ter esperança, há tempo a perder!
Yolumuz cok uzun değil ama kaybedecek zamanımız yok.
Quer dizer, vamos! Há que ter esperança, não há tempo a perder!
Onunla kaybedecek zamanımız yok.
Não temos tempo a desperdiçar com isto.
O zaman kaybedecek zamanımız yok!
- Não temos tempo a perder!
Acele et, kaybedecek zamanımız yok.
Depressa, não há tempo a perder.
Boşa kaybedecek zamanımız yok.
Não podemos especular, precisamos de certezas.
Kaybedecek zamanımız yok.
Acredito que é apenas uma questão de tempo.
Ama bu biraz zaman alacak, bizimse kaybedecek zamanımız yok.
Mas vai demorar um pouco, e não temos tempo a perder.
Veri Teknolojisi çoktan başlamıştır. Kaybedecek zamanımız yok.
A Datatech já começou, e não podemos perder mais tempo.
Kaybedecek zamanımız yok.
Não podemos perder tempo.
Cevaplara ihtiyacımız var ve kaybedecek zamanımız yok.
Tempo é precioso.
Bu nedenle kaybedecek zamanımız yok.
Sendo assim, não podemos perder tempo.
- Kaybedecek zamanımız yok.
- Por algum motivo. - O tempo urge.
Kaybedecek zamanımız yok.
Vamos, anda logo!
Kaybedecek fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo para perder.
Teşekkür ederim, Kaybedecek hiç zamanımız yok.
Vamos, Jasper.
Kaybedecek zamanımız yok.
- Não podemos perder mais tempo.
- Farklılıklarımızı tartışarak kaybedecek zamanım yok Ajan Doggett.
- Não tenho tempo para discussões.
Kaybedecek hiç zamanımız yok!
Não temos tempo a perder!
Kaybedecek daha fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo. O eclipse está proximo.
Kaybedecek zamanımız yok.
Ok, não temos tempo a perder.
Korkarım kaybedecek hiç zamanımız yok. Görevimizi tamamlamak sadece birkaç saatimiz var.
O tempo é essencial, temos poucas horas para atingirmos o nosso objectivo.
Biraz zamanımız olduğunu sanmıştım ama şimdi kaybedecek zaman yok.
O tempo que achávamos ter, já não temos. Fica com eles.
Kaybedecek zamanımız yok.
não há tempo a perder.
Bay Carson haklı, kaybedecek hiç zamanımız yok.
Mr. Carson tem razão, não há tempo a perder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]