English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Kaçacak yer yok

Kaçacak yer yok traduction Portugais

103 traduction parallèle
Kaçacak yer yok.
Não há sitio para onde fugirmos.
Bu lanet olası vadide kaçacak yer yok! Burada avazım çıktığı kadar bağırıyorum!
Não há sítio algum, absolutamente nenhum, neste vale esquecido por Deus.
- Kaçacak yer yok! - Olduğunuz yerde durun!
- Não conseguem fugir!
Ama tren gelirse kaçacak yer yok.
Mas se o comboio vier, não há por onde fugir.
Kaçacak yer yok.
Não têm para onde fugir.
Sana söylüyorum, kaçacak yer yok.
Digo-te, não há escapatória.
Kaçacak yer yok.
E não há para onde correr.
Kaçacak yer yok!
Não tenho como escapar.
- Kaçacak yer yok diyorum sana.
- Não tenho saída!
Kaçacak yer yok.
Não há para onde correr.
Kaçacak yer yok, Herkül!
Não há para onde fugir, Hércules.
O tarafta kaçacak yer yok.
Não há nada para aí.
Kaçacak yer yok Bayan Vladchick.
- É melhor parerem de brigar. - Temos de ensaiar mais!
Kaçacak yer yok.
Não há para onde fugir.
Yenlo'dan kaçacak yer yok.
Nenhum sítio é seguro no que toca ao Yenlo.
Kaçacak yer yok. Bitti.
Não há lugar nenhum para fugir, está acabado.
Kaçacak yer yok!
Não têm para onde fugir!
Kaçacak yer yok şimdi seni küçük şom ağızlı.
Não tens para onde fugir, seu falador!
Orada kaçacak yer yok.
Não tem por onde ir.
Kaçacak yer yok.
Não há por onde fugir.
Kaçacak yer yok, Jennifer.
Não tens para onde ir, Jennifer.
Kaçacak yer yok, Fog.
Não tem para onde fugir, Fog.
- Kaçacak yer yok!
- Não podemos fugir.
Kaçacak yer yok. Sadece sen ve ben.
Não há para onde correr, só tu e eu.
Özel bir konu olduğunu söylerim. Tam burada olacağız ve kaçacak yer yok, gördün mü?
Vamos estar por aqui e ele não tem por onde fugir.
İşte oradaydım, sırtım duvara dayalı, kaçacak yer yok kayıtsızlık bıçağının kenarına tünemiş Büyük Beyaz Canavar'ın gözlerinin içine bakıyordum.
Lá estava eu, de mãos atadas, sem saída, sobre o fio da navalha do esquecimento, encarando os olhos da Grande Fera Branca.
Kaçacak yer yok.
Não há lugar para onde ir.
Telefon yok, trafik yok, tanık yok, kaçacak yer yok.
Sem telefone, sem trânsito, sem testemunhas, sem fuga possível.
Kaçacak yer yok, Van Damme!
Quero-te, Van Damme!
Kaçacak yer yok.
Não há saída.
Kaçacak yer yok.
- Não há escapatória.
Kaçacak bir yer yok.
Não há por onde fugir.
Bu şarkıyı senin için çalıyorum. Kaçacak Hiçbir Yer Yok, Martha and The Vandellas.
Aqui vai uma canção, pela Martha e os Vandellas.
Kaçacak yer yok!
Não pode escapar!
Kaçacak hiçbir yer yok. Şimdi dönün ve ellerinizi yere koyun.
Não tem saída por aí, por isso volte-se e ponha as mãos no chão.
Kaçacak hiçbir yer yok.
Não tens como escapar.
Orada kaçacak bir yer yok, küçük hanım.
Não há sítio para fugir, senhorita.
Bence sen öleceksin - burada kaçacak başka yer yok
Estou pronto para ti. - É uma causa nobre.
Buradan öte kaçacak, saklanacak yer yok.
Não há para onde retirar, não há onde se esconderem.
Kaçacak yerin kalmadı bebeğim. Saklanacak bir yer yok.
Não tens para onde fugir, querida, nem esconder
- Korkarım kaçacak bir yer yok, oğlum.
Temo que não tenhas por onde fugir, filho.
Bilmeni istedim, kaçacak bir yer yok.
Só queria que soubesses que não há para onde fugir.
Kaçacak bir yer yok ki.
Não há para onde fugir.
Kaçacak bir yer yok, büyücü.
Não há por onde possa fugir a correr, feiticeiro.
- Kaçacak hiçbir yer yok.
- Não há para onde fugir.
Kaçacak bir yer yok, Bay Kent.
Não tem para onde fugir, Sr. Kent.
Kaçacak bir yer yok.
Agora, não há para onde fugires.
Kaçacak bir yer yok.
Não tens por onde fugir.
Kaçacak bir yer yok.
Não tens para onde fugir.
Kaçacak bir yer yok, Galt.
Não tens para onde fugir, Galt.
Abby, kaçacak bir yer yok.
Abby, não há para onde ir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]