English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Kesinlikle yok

Kesinlikle yok traduction Portugais

1,085 traduction parallèle
Bir kere benim, komünist bir ayın ışığı altında... uyumak gibi bir niyetim kesinlikle yok.
Eu, por exemplo, não tenciono dormir... sob um luar comunista.
Hayır, kesinlikle yok.
Nem imagino.
Kesinlikle yok.
Nem pensar.
- Kesinlikle yok.
- De maneira nenhuma.
- Kesinlikle yok.
Cadastro?
Kesinlikle yok.
Absolutamente nenhum.
Kaybolma ihtimalim kesinlikle yok.
Vamos sempre dar ao Muro.
- Hayır, kesinlikle yok.
- Não, certamente que não faz.
- Hayır Hi, kesinlikle yok.
- Não tenho, Hi.
Kesinlikle yok.
Certamente que não.
Kesinlikle yok.
Absolutamente nada.
- Kesinlikle yok.
- Nenhuma.
Şimdi, bugün meydana gelen faciayla, Junior'ın bağlantısı olduğuna dair bir delil kesinlikle yok.
Não há absolutamente nenhuma prova de que Júnior esteja de algum modo ligado à tragédia de hoje.
Kesinlikle yok.
Absolutamente não.
Kesinlikle yok Cole, Virgil Cole.
Não, não interessa, Cole, Virgil Cole.
- Benim bununla iligim olduğunu söyleyemezsiniz. Kesinlikle kanıtınız yok.
Você não tem prova nenhuma que me ligue a isso.
Kesinlikle, o zamana kadar tekneyi devirmenin hiç anlamı yok.
Até lá, não vale a pena fazer ondas.
Bir taraflarımı tıraş etmem, kaba kuvvet yok ve kesinlikle yüzüme gelinmesini istemem.
Não raspo a pixoca, nada de sexo com punhos e definitivamente, nada de ejacularem no meu rosto.
Kesinlikle kural yok!
Sem regras.
Kesinlikle.Sorun yok.
Não há problema.
Bu da artık kesinlikle şiddet yok demek.
As novas regras significam que não há mais violência nas ruas.
Edmund'dan kesinlikle hiç bir haber yok mu?
E não há mesmo sinal de Edmund?
Fakat inan kesinlikle hiçbir anlamı yok.
Mas acredita que não há defesa possível.
Kesinlikle, endişelenecek hiçbir şey yok. Onları hemen yapacağım.
Claro, não precisas de te preocupar.
Sanırım... Yok, kesinlikle eminim, sen hayatımda karşılaştığım... en itici erkeksin.
Eu creio... näo, tenho a certeza que és o homem mais repulsivo que jae conheci... em toda a minha vida.
Sen gerginsin, ben gerginim. Buna kesinlikle gerek yok.
Tu estás tenso, eu também, e sem necessidade alguma.
Bu işte kesinlikle hiç sikik ümit yok.
É completamente inútil.
Alametlere dair kesinlikle hiçbir kuşkunuz yok mu?
Não lhe restam quaisquer dúvidas, tendo em vista os sinais?
Yapamazsın. "Kesinlikle iade yok, nesiniz siz sağır mı?" satışından aldım.
Não posso. Comprei-o numa venda ás cegas, totalmente sem reembolso.
Kesinlikle iade yok mu?
- Totalmente sem reembolso?
Şey, hayıırr, yok, yok, kesinlikle, yani, kısmen...
Bem, não, não, não, completamente, quer dizer, um, parcialmente...
Ah buna kesinlikle ihtiyacınız yok.
Não me parece que o senhor precise.
Aferin Blackadder, senin Alayımızın resmi ressamı olarak atanacağından kesinlikle hiç tereddüdüm yok.
Bravo, Blackadder, não tenho qualquer hesitação em nomeá-lo artista oficial do regimento.
Olmadığından kesinlikle eminim, hiç şüphem yok.
Tenho a certeza absoluta de que não aconteceu nada.
Yok, kesinlikle.
Tem razão.
Bu adam kesinlikle amansız, ona şüphe yok.
O homem tem uma veia impiedosa, sem dúvida.
Yemin ederim kesinlikle kötü bir niyetim yok.
Prometo que estou a fazê-lo com as melhores intenções.
Tamam, Joey, işte kurallar. İğneleyici söz yok, tartışma yok... ve kesinlikle kavga yok. O senin karın... eski karın.
OK, aqui estão as regras : nada de provocações, nada de discussões, e definitivamente nada de brigar com a mulher.
Bottan kesinlikle inmek yok!
Nunca sair do barco.
Bence katil kesinlikle o. Bu konuda hiçbir kuşkuya yer yok, her şey bunu gösteriyor.
Digo que o assassino é ele, para além da dúvida razoável e da certeza moral.
lskalamanıza imkan yok. Kesinlikle ölecek.
Não poderão falhar, é como se já estivesse morto.
Kesinlikle hiçbir şeyin yok senin.
Não tens nenhum problema.
Sarili Adam'in kaçmasina kesinlikle imkan yok.
O que tem que ver Christine Powers? Está a cargo do projeto que me desenvolveu. - Conhece-a?
Kesinlikle. Kendilerine ait tek kuruşları bile yok.
Completamente, não tinham um tostão.
Bay Seinfeld, görünüşe bakılacak olursa, zararı sigorta karşılamayacak ve bununla ilgili kesinlikle yapılacak hiçbir şey yok.
Seinfeld, o seu seguro não cobre o que aconteceu, e não se pode fazer nada para alterar a situação.
Şu an itibariyle uzman teknisyenlerimiz oluşan önemsiz hatayı düzeltiyorlar, saçma sapan bir arıza ama seni ve halkı temin ederim ki... Ama kesinlikle büyütülecek bir tehlike durumu yok.
Neste momento, técnicos credenciados... estão calmamente a corrigir um pequeno problema mas posso lhe assegurar e ao público... que'não existe...
Ve kesinlikle de yok etmek için gelmedik.
E, certamente, nunca destruir.
Henry, kesinlikle korkulacak bir şey yok.
nada de que ter medo.
Kesinlikle o değil. Alakası yok.
Decididamente que não foi ele.
Öyleyse kesinlikle tedavisi yok, öyle mi?
Não há tratamento nenhum?
Polonya Tepesi'yle bunun arasında kesinlikle bağlantı yok. Polonya Tepesi'yle bunun arasında kesinlikle bağlantı yok.
Não há qualquer ligação entre Polish Hill e isto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]