Kullan traduction Portugais
52,914 traduction parallèle
Ayaklanma bile yokken neden kalabalığı dağıtma mermisi kullanıyorlar?
Todos estão a usar armas de gel, não são adequadas para repelir assaltantes.
Diğer yaşam formlarını başka amaçlarla kullanıp onları evrimleştirecek bir organizma.
Um organismo capaz de reconverter outras formas de vida e usá-las para evoluir.
Protestoculara karşı, orantısız güç kullanımı. Kolluk kuvvetlerinin paramiliterleşmesi.
A brutalidade contra os protestantes, a militarização das forças da lei.
Parayı direkt olarak Kuzey Korelilere gönderme ihtimalleri daha yüksek. Onlar da BAE'deki banka olarak First Emirates'i kullanıyor.
É muito mais provável que ele esteja a transferir os fundos directamente para os Norte Coreanos, que também usa o "First Emirates" como o banco de eleição deles nos Emirados Árabes Unidos.
"En iyi muhakeme" ya da "güven oranı" gibi tabirler kullanırız.
Usamos frases como "o melhor julgamento," ou, não sei, "grau de confiança."
Sekou'nun bize verdiği numara bir süredir kullanım dışı fakat onu bulmak zorundayız. Çünkü oğlunuza verdiği para, olayı çok kötü gösteriyor.
O número que o Sekou deu-nos foi desligado, mas temos de encontrá-lo, porque o dinheiro que ele deu ao seu filho soa muito mal.
Evet ama ilaç kullanıyorum.
Sim, mas tomo medicação.
Haftalar önceydi, kullanılmaması gerekiyordu.
Há semanas. Era suposto nunca ser usado.
Yüzlerce çalışan, on binlerce sahte kullanıcı yaratıyor. Her birinin şahsi geçmişi, inandırıcı detayları var ve bir kaç sitede bulunuyorlar.
Centenas de funcionários criaram dezenas de milhares de utilizadores falsos, cada um com histórias pessoais, detalhes de apoio e múltiplas presenças cibernéticas.
Protestoculara karşı orantısız güç kullanımı. Kolluk kuvvetlerinin paramiliterleşmesi.
A brutalidade contra os protestantes a para militarização das forças da lei.
Resmî kanalları kullanırsam arkamdan iş çeviren insanlara ipucu verme riskim var.
Se eu passar pelos canais oficiais, arrisco alertar as mesmas pessoas que estão conspirando pelas minhas costas.
Bu tesisin sermayesi büyük. Yüzlerce insan çalıştırıyorlar. Özel erişimli güvenlik protokolleri kullanıyorlar.
Este local é bem financiado, emprega centenas de pessoas que usam protocolos de segurança especiais, onde foi filmado o Dar Adal.
-... ama bu gerçekten kullanışlı olabilir. - Olabilir demek? Evet, doğru durumlarda...
Se dois dos heróis me levassem a passear naquele dragão.
- Ryker'ı şimdilik kullanıyoruz.
Tenho de resolver isto. - Está na hora de "Balista-nut"!
- Çatımdaki mancınığın nasıl kullanıldığını biliyorsun, değil mi?
Ele é da família. - E ainda estava com o meu capacete.
Kayıp kişide görme bozukluğu mu vardı yoksa düzeltici lens mi kullanıyordu? - No. Hayır.
A pessoa desaparecida tinha deficiências visuais ou usava lentes de contacto?
Melbourne'da ve farklı bir ad kullanıyor.
Ela está em Melbourne e está a usar um nome diferente.
Daniah Moabizzi adını kullanıyor.
Está a usar... Daniah Moabizzi.
Madem öyle, niye hâlâ o aksanı kullanıyorsun?
Então porque continuas a usar esse sotaque?
Peder Brian motosiklet mi kullanıyor?
O Padre Brian anda de mota?
- Ama, bu adam kullanıyordu.
- Bem, este homem sim.
.. onu kullanıp sonunda onun ölümüne sebep olacağını.
iria consumi-la e provocar-lhe a morte.
Biri benim yetkilendirme şifremi kullanıp Bin-Khalid'i indiren Ranger'ların bilgilerine ulaşmış.
Alguém usou o meu código que identifica os Rangers que mataram o Bin-Khalid.
Bu da Jadalla, Aashiq Raza ismini kullanıyor.
Eis o Jadalla. Está a usar o nome "Aashiq Raza".
Andy'i belleği sabote etmek için kullanıyor. Listeyi kalıcı olarak silecekler.
Ele vai usar o Andy para sabotar a pen e apagar a lista de células.
Kırmızı bir Ford Pikap kullanıyordu.
Ele foi numa carrinha Ford vermelha escura.
Harici belleği silmek için kullanıyor.
Para apagar a pen.
Hayır, ikisi de ya korumalı telefon kullanıyorlar ya da değişik tipte sim kartları mevcut.
Estão desligados ou têm cartões SIM diferentes.
Yani, Naseri kadını koz olarak kullanıyor.
Então, ele está a usá-la como vantagem.
Kurtar beni. Seni kime karşı koz kullanıyorlar?
- Quem estão eles a coagir?
Seni kime karşı koz olarak kullanıyorlardı.
Eles usaram-na para coagir quem?
- Naseri Stephen Grant'in kız arkadaşını kaçırmış. Jadalla'yı kaçırmak için onu kullanıyorlar.
O Naseri tinha a namorada do Grant e usou-o para libertar o Jadalla.
Seni kime karşı koz kullanıyorlar?
Estão a usá-la para coagir quem?
- Naseri Stephen Grant'in kız arkadaşını yakalamış. Jadalla'yı kurtarmak için kullanıyorlar.
O Naseri tinha a namorada do Grant e usou-a para libertar o Jadalla!
- Evet. Tam kapsamlı ajanslar arası veri aktarımı kullan. Yetki profili A-116'yı kullan, tamam mı?
Faça uma prospecção de dados entre agências e use a autorização A-116.
Yıllardır kullanılmamış gibi gözüküyor.
Parece que não é usado há anos.
İçlerinden biri hala kullanımda.
Um deles continua activo.
Şunu gördün mü? Veri kullanımı ve band genişliğinde aralıklı yükselmeler mevcut.
Picos intermitentes de uso de dados e largura de banda.
Şifre kombinasyonları için........ üç farklı algoritma kullanıyorum.
Tenho três algoritmos à procura de combinações de palavras-passe.
Babasına karşı kullanılacak bir koz olarak bulunuyordu, Asim Naseri.
O objectivo era obter vantagem sobre o pai dela, Asim Naseri.
Niye sol elini kullanıyorsun?
Porque estás a usar a mão esquerda?
Baudelaireların serveti böyle şeylerde kullanılamaz.
A fortuna Baudelaire não pode ser usada para essas coisas.
Hakkında konuşmamam gerekiyor ama şu kadarını söyleyeyim, birinin kredi kartının yasa dışı olarak kullanılması ve zehirli bir bitkiyle alakalı.
Não posso falar disso, mas posso dizer-lhe que envolveu o uso ilegal de um cartão de crédito e uma planta venenosa.
İki tarafın da yalanlayacağı değiş tokuşlar için ara sıra kullanılır.
Tem sido usada de tempos em tempos para transações que nenhuma das partes deseja ver reconhecida.
İspanyollar burayı asırlardır şaibeli takaslar için kullanıyormuş.
Os espanhóis tinham-na usado para realizar transações ilícitas durante décadas.
Ben kullanırdım.
Eu usaria.
Ahlak maddesini kullanıyorlar.
Alegaram a "cláusula moral".
Ancak bu kelimeyi Homo sensoryum sonrası oluşan göreceli gerçeklikler için dikkatle kullanıyorum.
Mas eu uso a palavra cautelosamente nesta realidade relativa pós-Homo sensorium.
Ama farklı bir isim kullanıyordu.
Mas ela tinha outro nome.
İnsanlar yeraltı dünyasının terk edilmiş yerlerini otel odası gibi kullanıyorlar.
Um submundo de sítios abandonados que as pessoas usam como quartos de hotel.
- Önleyici kullanıyordu.
- Tomou bloqueadores quando nos vimos.