Kusura bakmayın traduction Portugais
6,669 traduction parallèle
Kusura bakmayın, bilmiyorduk.
Desculpem, não fazíamos ideia.
Asıl siz kusura bakmayın ama okul için ne gerekiyorsa getirdim.
Lamento, mas tenho as coisas todas da escola.
- Tekrar karışıklık için kusura bakmayın.
- Desculpem o mal-entendido.
Partiyi bozduğum için kusura bakmayın çocuklar ama kaçmam lâzım.
Desculpem interromper a festa, mas tenho de ir.
Kusura bakmayın Bay Boyce, birbirimizi tanıyor muyuz?
Desculpe, Sr. Boyce.
Yâni, kusura bakmayın burada zamanınızı harcadınız ama en azından forumda anlatacağınız bir şey yaşadınız.
Então desculpa incomodar-te. Mas pelo menos tens uma boa história para o teu Fórum.
Kusura bakmayın hâlâ gerçek geliyor.
Não sou do FBI. Desculpem. Ainda parece real.
Kusura bakmayın, müzik sesinden duyamadım.
Desculpa, a música não deixa ouvir.
Kusura bakmayın, yanlış bir şey mi yaptım?
Desculpe, mas fiz algo errado?
- Sizi geri zekâlı gibi gösterdiysek kusura bakmayın.
- Desculpem por acharmos
Asıl biz, sadece rehber hayvanlarla arkadaşlık edebilecek iki eşeysiz inek gibi gösterdiysek siz kusura bakmayın.
- que não eram inteligentes. - E desculpem por acharmos que eram nerds assexuados que só podem ser amigos de animais guias.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın, iyi geceler size.
Desculpem o incómodo. Tenham uma boa noite.
Kusura bakmayın, gitmemiz gerek.
Desculpem, mas temos de ir.
Böyle sert önlemlere başvurduğumuz için kusura bakmayın. Ama oldukça ısrarcıydınız.
Lamento por tomarmos medidas drásticas, mas o senhor foi muito persistente.
Böldüğüm için kusura bakmayın, boyaya ara verdim de. Buraya gelip sana çay getirmek ve kır şeytanın patisini demek istedim.
Lamento interromper, mas fiz uma pausa nas pinturas e quis vir trazer-lhe um chá e dizer-lhe para partir uma pata.
Kusura bakmayın. Çok özür dilerim.
Peço imensa desculpa.
- Kusura bakmayın, geç kaldık.
- Desculpe o atraso... - O que faz ela aqui?
Kusura bakmayın Müdür Brown fakat siz öğretmenlik okumuşsunuz. Not ortalamalarını kendim kontrol etmek isterim.
Sem ofensa, Diretor, é professor mas quero verificar as notas.
Kusura bakmayın, böldüm. Veda etmeye gelmiştim.
Não queria interromper, vim só despedir-me.
Kusura bakmayın.
Desculpem.
Dinle, onu kendim de bulabilirim ama zamanım yok bu yüzden kusura bakmayın ama bunu benim için yapmak zorundasınız.
Eu apanhava-o sozinho, mas o tempo é curto. Então, desculpe-me, vai ter de fazer isso por mim.
Bayım, kusura bakmayın ama soruşturma devam ediyor.
Senhor, a situação ainda está em desenvolvimento.
Kusura bakmayın, serseri kongresi Hilton'da yapılıyor.
Desculpem, a convenção dos anormais é no Hilton.
Kusura bakmayın, Müdür Kane'le saatler önce bir randevumuz vardı.
Tenho um encontro marcado com Warden Kane há horas.
- Kusura bakmayın.
sinto muito.
Kusura bakmayın dostlar.
Desculpem, amigos.
Kusura bakmayın.
É um microfone pessoal, mil desculpas.
Kusura bakmayın, olay üstüne olay var.
Desculpe, há muito tempo que eu queria fazer isto.
Kusura bakmayın.
Desculpem por aquilo.
Kusura bakmayın.
Desculpe.
Beklediğiniz için kusura bakmayın millet.
Desculpem a espera, pessoal.
Kusura bakmayın millet.
Lamento, rapazes.
Kusura bakmayın ama burada kayıttayız!
Por favor! Estamos a filmar...
- Evet, kusura bakmayın çocuklar.
Sim. Desculpem, rapazes.
Yüzbaşı kusura bakmayın ama arkadaşımız 7.5 metrelik bir kütüğün üstünde sürükleniyor.
Capitão, com todo o respeito, é a nossa amiga que está lá fora, a flutuar num pedaço de madeira com 6 metros.
Dinleyin, kusura bakmayın ama bunlar öğrenci.
Ouçam, com todo o respeito, são alunos.
Telefonda söyledim ya haber vermediğim için kusura bakmayın.
Disse-te ao telefone, que sentia muito ter-te deixado às escuras.
Kusura bakmayın ama, bir kadın ve onun ahmak arkadaşından korkacak değilim.
Então peço desculpa se não tenho medo de uma senhora e do seu cão.
Kusura bakmayın. Normalde böyle cana yakın değildir.
Desculpe, normalmente não é assim tão amigável.
Kusura bakmayın efendim. Sadece kan görmeye dayanamıyorum da.
- Perdão, não consigo ver sangue.
Bu uygunsuz durum için kusura bakmayın ama sizi düğün kargaşasından çekip alırken ikiniz de baygındınız.
Desculpem lá o mau jeito, mas vocês estavam inconscientes quando eu vos tirei da confusão daquele casamento. Onde é que vais?
Kusura bakmayın Bay Rennie ama bana söz vermiştiniz.
Lamento imenso, Sr. Rennie, mas fez-me uma promessa.
Kusura bakmayın.
Desculpa.
Ödenmemiş kiraları umursamıyorsam kusura bakmayın.
Por favor, perdoe-me se não estou preocupado com a renda por pagar agora.
- Kusura bakmayın bayım.
- Desculpe por isso, senhor.
Kusura bakmayın efendim.
Sigam as pegadas. Com licença, senhor.
- Kusura bakmayın çocuklar bu gece gelemem.
Desculpem, pessoal.
Kusura bakmayın efendim.
Desculpe, senhor.
Kusura bakmayın bölüyorum.
Lamento interromper.
- Kusura bakmayın.
- Perdão.
Tamam, kusura bakmayın. - Biraz müsaade.
Está bem, com licença.