Mor traduction Portugais
2,101 traduction parallèle
- Bu mor.
- É roxo.
Bu da mor bal yapar.
Isso faz com que o mel fique roxo.
Mor balın kavanozuna 2 dolar öderler.
As pessoas pagam dois dólares por cada frasco de mel roxo.
Ucuz bir mor takım giyen ve makyaj yapan beş para etmez herifin biri.
Um maluco de meia-tigela de fato roxo baratucho e maquilhagem.
Bayan, ben madalyalı bir askerim. Mor kalp ve kahverengi yıldızın bir anlamı olmalı.
Sra. sou um soldado condecorado.
Selam güzelim, ben basketbol takımından Billy Sharpe herşey için teşekkür ederim, özellikle de mor delikten yapmama izin verdiğin için.
Olá, miúda. Fala o Billy Sharpe da equipa de basquetebol. Obrigado por me deixares louco.
mor, koyu pembe, normal pembe ve sanki o renkler birbirleriyle oynuyor gibi, vakitleri varken..
Eles formam todas essas cores bonitas e é tipo um roxo, rosa choque e um rosa normal. E eles meio que gostam de brincar de pique uns com os outros enquanto ainda podem.
Tavanında satır olan mor bir arabayı nasıl satarsın, Allah aşkına?
Mas que fente mais maluca, por amor de Deus.
Bilmiyorum belki Mor Çatı...
Bom, tem a ACM.
Mor Dede mi?
Cannabis Indica?
- Mor Meme?
- Purple Nurple?
Sen takınca mor olmuştu.
Ficou roxo quando o puseste no dedo.
Sonra kağıttan küçük tabloya bakmıştık ve mor rengin, tahrik olmak anlamına geldiğini öğrenmiştik.
Depois fomos confirmar na tabela de papel e, afinal, o roxo significava excitação.
Bu benim takımım, Başçavuş Tanner, aynı zamanda bizim istihbaratçımızdır.
Este é o chefe de equipa, o Sargento-Mor Tanner, também é o homem das informações.
"Sarı ya da mor, örtülü ya da şehvetli tüm şeytani hazların temelinde yatan duygu arzudur."
"Pálido ou púrpura, velada ou voluptuosa, tu que aparentas todo o prazer das intimidades do sentido do teu desejo".
Jenny, bu mor bir penis. Evet.
- Jenny, é um pénis roxo.
Bence bu mor harika bir mor değil mi?
Acho que este roxo... - O roxo não é fabuloso? É espantoso.
Senin ve şu boktan mor kravatının nerede olacağımı söylemesi hiç umurumda değil tamam mı? Neredeyiz sanıyorsun?
Não quero saber o que tu e a merda da tua gravata roxa pensam do meu paradeiro, sim?
" Güller kırmızı, menekşeler mor.
" As rosas são vermelhas, as violetas azuis.
Mor benim rengim değil gerçekten.
- Não, roxo não é a minha cor.
Mor saçlı biriyle gerçekten politika konuşmak mı istiyorsun?
Quer mesmo falar de política com um tipo de cabelo roxo?
Mor at.
É o cavalo roxo.
Abe Lincoln gibi giyinmiş, elimde büyük mor bir dildo tutarken.
Caíndo para a minha morte, vestido de Abe Lincoln, a segurar um grande vibrador roxo!
Ve artık mor Afrikalı zenci götü mıhlamak istemiyorum.
E não quero matar mais negros africanos.
Poopy mor gömlek giymek istemiyor mu?
O medroso não quer usar uma camisa roxa?
Poopy mor giyerse gerçek bir erkek olamayacağından mı korkuyor.
O medroso acha que não é homem de verdade se usar roxo?
Sen insanlıktan nasibini almamış pisliğin tekisin.
És um pedaço deformado de humanidade armado em durão-mor da escumalha prisional!
Ve o korkunç mor rengi taşıyabiliyor.
E ela ainda usa aquela cor roxa horrível.
# Mor başlı dağ #
O bico da montanha roxo
Bazı mahkûmlara Mor Dinozor Barney'in söylediği "Seni Seviyorum" adlı şarkı 24 saat kesintisiz dinletiliyormuş.
Alguns prisioneiros foram obrigados a ouvir Barney, o dinossauro roxo, a cantar a canção "I Love You", durante 24 horas seguidas.
kırmızı güller, mor menekşeler, Bu gördüğüm, doğru olamaz.
Rosas vermelhas, violetas azuis, o que estou vendo, não pode ser verdade.
Galiba bu hafta Berbat Mor Toz'u deneyeceğim.
Eu acho que gostava de tentar Purple Fuck Dust esta semana.
Bu mor su ne böyle?
O que é esta água roxa?
Delko. Mor suyla ilgili bir ipucu bulmuş.
O Delko, disse que tem uma pista sobre a água roxa.
Suyu mor yapan şey bu.
Bem, foi isto que deixou a água roxa.
Ama Senin Bi Gözün Mor!
Mas tu tens um olho roxo.
Mor süveterli kadın, Bayan Jessie'yle senin gibi kavga etti ve kovuldu.
A Srª da camisola púrpura também discutiu com a dona Jessie e foi-se.
Mor süveterli kadın mı?
A Srª da camisola púrpura?
Mor.
Roxo.
- Çavuş Mor!
- Sargento-Mor!
Mor Kalp Madalyası falan, değil mi?
Coração púrpura e tudo?
- Mor. Çirkin.
- Roxo.
Sırf göz farlarımın mor olmaması ve saçlarımın diken diken olmaması güçsüz ve bağımsız bir kadın olmadığım anlamına gelmez, tamam mı?
Lá porque não tenho sombra lilás, nem cabelo espetado, não significa que não seja uma mulher forte e independente, OK?
- Bu doğru.. mor, turuncu ve kızılımsı mor.
- Bem, é verdade, é... é roxa, laranja, com nuances de magenta.
Sevgili eşinin parmağındaki şu 8 karatlık mor elmas...
O diamante de oito quilates que a tua maravilhosa mulher usa no dedo?
Ve benim mor gözler için kişisel tedavimi.
E o meu remédio pessoal para o olho roxo.
Burada, Kıdemli Başçavuş, kişisel ilgilerle gerekli durumlar arasındaki çizgideyim.
O que tenho aqui, Sargento-mor, é a fronteira entre a necessidade de estados e interesses pessoais.
Tabutta olması ölmüş numarası yapamayacağı- -
Só porque estava num caixão não quer dizer que não podia ter fingido a sua mor...
O kadar açım ki, mor bile yiyebilirim.
Estou com tanta fome que como até roxo.
Sanırım mor geri dönüyor.
Acho roxo belo.
'Niye giydiğin her şey mor?
Porque usas tanto roxo? ".
mora 16
morales 50
more or less 23
moriarty 31
morse 25
morrison 79
mortimer 53
morton 30
morpheus 28
morgenstern 51
morales 50
more or less 23
moriarty 31
morse 25
morrison 79
mortimer 53
morton 30
morpheus 28
morgenstern 51
morticia 20
morbius 24
morph 34
mordred 30
moralim bozuk 16
moruk 150
moriyama 24
morg 38
moralini bozma 33
morfin 40
morbius 24
morph 34
mordred 30
moralim bozuk 16
moruk 150
moriyama 24
morg 38
moralini bozma 33
morfin 40