Ne yaptım traduction Portugais
14,093 traduction parallèle
Hayır, o öldü, ne yaptım ben?
Oh, o que eu fiz? Isso foi há 18 dias.
- Ne yaptım ki şimdi?
O que fiz eu?
anne, bak ne yaptım.
Mamã, vê o que eu fiz.
Söylesene? Ne yaptım ki ben sana?
Diz-me, que mal é que eu te fiz?
Söylesene, ne yaptım ben sana be?
Diz-me, que mal é que eu te fiz?
Ben mi ne yaptım?
O que fiz?
Benden bu kadar nefret etmen için ne yaptım bilmiyorum.
Não sei o que te fiz para que me odeies tanto.
Ne yaptım ben? Ne yaptım!
Que fiz eu?
Bu davranışı hak edecek ne yaptım ben?
O que fiz para merecer isto?
Bütün bunları hak etmek için ne yaptım?
O que é que eu fiz para merecer isto?
Ne yaptığımızı biliyoruz!
Temos mais experiência.
Onların yüzünü her gün görmek, onları buraya getirmek için ne yaptığımı hatırlatacak.
Ver as caras deles todos os dias só me vai lembrar do que fiz para os ter aqui.
Ne yaptığını sanıyorsun evladım?
O que pensas que estás a fazer, rapaz?
- Ne cürretle yaptın? - Ne cürretle yaptın mı?
Como se atreve?
- Sana ne yaptığımı biliyorum demiştim.
- Eu disse que sabia o que fazia.
Ne yaptığım konusunda hiçbir fikrim yok.
Não tenho ideia do que estou a fazer.
Sana, ne yaptığımı göstereyim.
Deixa-me mostrar-te o que fiz.
Bu gizli bir görev kimse ne yaptığımızı bilmemeli.
Esta missão é ultra-secreta. Ninguém pode saber o que estamos a fazer.
Geçen yanında görev yaptığım dedektif ne dedi biliyor musun?
Sabes o que me disse o detetive?
Siktir biri diğerinin ne yaptığım bile bilmeyecek. Tertemiz hayatına devam etseydin böylece... bunu yapar mıydın?
Viverias a stua vida de mãos limpas.
O ne yaptıgım bilir.
Confessar?
Bu savaşı kazanmak için yaptığımız fedakarlıkları düşünürsek, destek olmaktan başka ne yapabiliriz?
E visto o quão sacrificámos para ter esta batalha, como podemos fazer contra coisa a não ser seguir em frente?
'Ama o uçuştan sonra, ülkem benim için ne yaptı diye hiç sormadım.'
Mas depois do embarque do último voo, nunca mais perguntei : "O que é que o meu país fez por mim?"
Bu gece sizin için ne yaptığımı hatırlayacağınızı biliyorum ve Boris'i unutmayın, onun torunuydu.
Sei que se lembrará do que fiz por si esta noite e lembre-se de Boris, ele era o afilhado dele.
Çünkü yattığım adamın geçinmek için ne yaptığını bilmek istedim.
Porque queria saber como o homem com quem durmo ganhava a vida.
Geçimimi sağlamak için ne yaptığımı öğrenmek istemiştin.
Querias saber como eu ganho a vida.
Elbette ne yaptığımı biliyorum.
- Claro que sei o que estou a fazer.
Dostum yüz yılımız bile olsa ne yaptıklarını anlamak için gereken şeylere erişemeyiz.
- Não. Meu, nem em 100 anos, teríamos acesso ao que precisamos para perceber o que estão a fazer.
Ne yaptığını asla kimseye anlatmayacağım.
Nunca vou contar a ninguém o que fizeste.
Ne? Arkadaşın Rutledge'in yaptığını mı?
Que a tua amiga Rutledge o fez?
Ama ne? Her şeyi yaptım ama bir şey hariç.
- Tipo tudo o que se pode fazer menos aquela coisa.
Ben bu yollardan geçtim. Ne yaptığımı biliyorum.
Já passei por isto, sei o que faço.
Orada ne yaptığına dair herhangi bir fikriniz var mı?
Alguma ideia sobre o que ela andava ali a fazer?
Kim için yaptım be! Mesa Verde'yi almak için canını dişine takarken Howard ile sen viskilerinizi yudumlayıp kahkahalar atıyordunuz. Ne yani?
Fi-lo pela Kim!
Ne yaptıklarını bilen var mı?
Alguém sabe?
- Tanrım! Kadın sen ne yaptın?
- Murtagh, por favor.
Ne yaptığımı biliyorum.
Sei o que estou a fazer.
Mürettabat ikinizin tartıştığını duyarsa burada ne yaptığımıza dair kalan inançlarını da kaybedebilirler.
Se os homens vos ouvem a discutir, podem perder a pouca fé que tenham de que sabemos o que estamos a fazer.
Sonra bir adam çıkagelip onca yıldır yaptıklarımızın yanlış olduğunu söyledi. Nassau'nun ne olması gerektiğini, onun izinden gidersek neler yapabileceğini.
Depois chegou um homem que nos explicou que o que estávamos a fazer durante aqueles anos todos, estava errado, como Nassau devia ser, e o que ele conseguiria concretizar se todos seguíssemos as ordens dele.
- Önemli olan ne yaptığımı söylediğim.
Importa o que eu disse que fiz.
Ne yapacaksın. Eve geri döndüğümde ve seni karım yaptığımda söylerim.
Digo-vos quando regressar e fazer de vós a minha mulher.
Krallarının canını bağışladım, böylece düşmanlarımıza ne yaptığımızı diğer kabilelerin görmesini sağladım.
Poupei a vida ao Rei, como um exemplo para as outras tribos para que possam ver o que fazemos aos nossos inimigos.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
Não sei o quê.
Ne kadardır bu tipler ve C-3PO için... kaşarlı tost ve sandviç yaptığımı bir bilsen...
Se soubesse quanto tempo estive no meio do nada... a fazer tostas de queijo para esta malta e a cortar crostas para a C-3PO...
Ne yaptığını bana anlatır mısın?
Podes dizer-me o que fizeste?
Ne yaptığımı biliyorum ben.
Eu sei o que estou a fazer.
Bayan Sloane, ne iş yaptığınızı bize anlatır mısınız lütfen?
Sloane, poderia descrever a natureza do seu trabalho?
Ne yaptığımı biliyorum.
Sei o que eu estou a fazer.
Bay Forde, ne iş yaptığınızı bize anlatır mısınız lütfen?
Sr. Ford, pode descrever a natureza do seu trabalho?
Dayım ne yaptığımı öğrenirse ölürüm. - Lütfen?
Se o meu tio descobre o que fiz, estou morta.
Ne yaptığın hakkında en ufak da olsa bir fikrin var mı?
Fazes alguma ideia do que estás a fazer?
ne yaptım ben 178
ne yaptım ki ben 27
ne yaptım ki 124
ne yaptım biliyor musun 20
yaptım 350
yaptım bile 41
yaptım mı 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptım ki ben 27
ne yaptım ki 124
ne yaptım biliyor musun 20
yaptım 350
yaptım bile 41
yaptım mı 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124