Niçin traduction Portugais
10,298 traduction parallèle
Evet gidebilirsiniz Beyim. Ama kendinizi niçin tehlikeye atasınız?
Sim, pode, meu Senhor, mas porquê correr perigo?
Niçin?
Para quê?
Buraya niçin geldiniz?
Porque vieram aqui?
Ve niçin cevap vermiyorsun?
Porque não me respondes?
Niçin peki?
Por que razão?
Ragnar niçin tepede oturuyor?
O que está Ragnar a fazer sentado na beira da colina?
Affedersin ama birbirlerini niçin daha iyi tanısınlar ki?
Perdoa-me, mas porque haveriam de se conhecer melhor?
Kendisi niçin gelmedi madem?
Então porque é que ele não veio?
Tanrılar niçin beni hayatta tuttu?
Porque é que os deuses me matêm vivo?
Niçin buradasın?
Porque estás aqui?
Niçin güldün?
De que te ris?
Niçin onunla birliktesin?
Porque estás comigo?
Arkadaşların niçin bana itaat etmiyorlar?
Porque os teus amigos não se prostram perante mim?
Niçin yanmıyorlar?
Porque não ardem eles?
İsa'ya niçin direniyorsun?
Por que rejeitas Jesus?
Kendini niçin öldürdüğüne dair soracağı peşin sorulara mâkul yanıtlar vermeye kendini hazır hissediyor musun?
Está preparado para responder as perguntas inevitáveis dele... sobre por que tentou se matar?
Niçin?
Por quê?
Sen niçin Gina ile birlikteysen ben de o yüzden Tara'ylayım.
Por isso, estás com a Gina e eu, com a Tara.
Sen niçin dahil edilmedin?
Por que te envolves-te?
Niçin bir sabahlık giyiyorsun?
Por que estás de robe?
Niçin bende buluşamadık?
Por que não nos podemos encontrar na minha casa?
Niçin batı Hollywood'a gittin?
Parquet a de West Hollywood?
Niçin?
- Obrigado de quê?
Peki niçin onu değiştirmeye çalışıyorsun?
- Porque estás a tentar mudá-la?
Onları niçin cezalandırıyor?
Porquê a punição?
Niçin unuttuğumu biliyor musun?
E sabes porque me esqueci?
Niçin?
Onde... Porquê?
- Niçin?
- Porquê?
Niçin hilal şeklinde yaraları izleri var?
Porque é que eles têm essas cicatrizes em forma de meia-lua? Isto é maravilhoso.
Bu yerden bu kadar çok nefret ediyorsan niçin böyle uzun süre kaldın?
Se detestas tanto este sítio, porque estás aqui há tanto tempo?
- Niçin ayrılmıyorsun?
Porque não te vais embora?
- Niçin gitmesine izin vereceksiniz?
Porque o vais soltar?
- O halde niçin öyle dedin?
Disseste que sim, porquê?
- Niçin bana cepten mesaj atmadın?
Mandasses-me uma SMS...
Niçin cezalandırılıyorum?
Errado porquê?
Niçin onu getirip götürüyorsun?
São para isso os encontros com eles.
Niçin bana tavsiye veren bir esnafa katlanmam gereksin ki?
Porque tenho de aturar descomposturas dum lojista?
Yine yanlış ata oynuyorsun anne. Niçin acı çekmekte ısrar ediyorsun?
A mãe apostou no homem errado, este fá-la sofrer muito.
- Niçin gülüyorsun?
Que tem graça?
- Niçin gülüyorum?
- Nada.
Ben de " niçin acaba? diye düşündüm. Bu çok garip geliyor.
E eu pensei, "O que é isso?"
Shane'in cenazeye katılmasının yasaklandığını anladığım andan itibaren, insanlara törenin ne zaman olacağını niçin söylemediklerini anlamıştım.
Assim que percebi o Shane foi proibido de ir ao funeral, eu entendi porque é que não contaram a ninguém quando é que ia acontecer.
O yazdıklarını niçin yazdığını anlatmakla başlayabilirsin, ne dersin?
Por que não começas por, o porquê de teres escrito o que escreveste.
Biri bana niçin tünellerde olmadığınızı ve niye hala küçük problemimizi çözmedğinizi açıklayabilir mi?
Podem tentar explicar-me porque é que vocês dois não estão nos túneis a resolver este pequeno problema?
Ödül kazanan bir dergiyi kaldırıyorsun, niçin peki?
Vais transformar uma revista que ganhou prémios em quê?
Elindeki bastonu niçin taşıdığını düşünüyorsun?
Achas que aquela bengala é por causa de uma lesão de futebol?
Niçin bana baktın. Şef?
Para que me chamastes, professor?
niçin?
Por quê?
- Birbirimize ihtiyacımız varsa niçin?
- Irmão!
Pekala, niçin bunu yapıyorsun? Bunu senin posta kutuna yazanın o olduğunu biliyorsun, değil mi?
Porque estás a fazer isto?
Niçin?
Porquê?