English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / O bendim

O bendim traduction Portugais

2,041 traduction parallèle
O bendim, sen değil.
Era eu, não tu.
Bana bir sürü mektup yazdı. - O bendim.
Escreveu - me muitas cartas.
O bendim!
Era eu!
- O bendim, o bendim.
- Era eu.
O bendim.
Fui eu.
O bendim.
Este fui eu.
O bendim, Kit.
Fui eu, Kit.
Tamam, o bendim.
Está bem, está bem, fui eu?
Evet. Haklısın, o bendim.
Sim, tens razão, fui eu.
Üç yıl önce tüfeğinin kabzasıyla bir nöbetçiyi bayıltarak küçük bir hapisten kaçış performansı sergilemiştin.O bendim.
Há três anos, fugiste da prisão atingindo o guarda com a coronha da tua espingarda. Ou seja, eu.
Tanrı sizin türünüzün onun sevgili kulları olacağınızı emrettiğinde Cennet'te sizden bile önce, ilk boyun eğen bendim.
Quando Deus escolheu a vossa raça como o objecto do Seu amor, fui o primeiro em todo o paraíso a curvar-me perante vocês.
Bak, ailene Tobin'e yatırım yapmalarını söyleyen bendim.
Ouve, fui eu que convenci os teus pais a investir com o Tobin.
Cesedini bulan bendim.
Fui eu quem encontrou o corpo dele.
Neden bu işi yaptığını anlayan bir tek bendim.
E eu fui a única que entendeu o porquê.
O suçlu bendim.
- Já fui um criminoso.
Alın. Ondan buzdolabı isteyen bendim.
Fui eu que quis o frigorifico.
Aslında sepya olan bendim. O zamanlar senin aklını okuyordum.
Pois, eu também estava meio turvo.
Anlaşma buydu, ilgilendiği tek şey bendim.
Esse foi o contrato. Para ele só eu interessava.
Bir zamanlar o aydaki adam bendim.
Já fui eu outrora o Homem da Lua.
- Bendim.
- Fui eu que o fiz.
O gece burada son kalan bendim.
Naquela noite, era o único que ainda cá estava.
Yaptıran bendim. Ben yaptırttım ona, o da yaptı.
A culpa foi minha, fui eu que a obriguei.
O makaleyi okuduğumda Justin o çocuğun yaşlarındaydı. Sürekli şu kabusu görmeye başladım : Şeytan çıkarıcı bendim ve oğlumun kafasına plastik poşet sarıyordum.
Quando li aquele artigo, e... o mesmo tempo que o Justin tinha a idade dele, e comecei a ter esse pesadelo recorrente... onde eu era o exorcista que rasgava um saco plástico na cabeça do meu filho.
Doğrusu, sen gelmeden önce Lilliput'taki en uzun kişi bendim.
E pensar que antes de tu chegares, eu era o homem mais alto de Liliput.
İçimdeki hayvanı suçlayabilirim ama o tamamen bendim pisliğin teki.
Poderia pôr as culpas no meu lado animal, mas aquilo fui mesmo eu, a ser um parvalhão.
Teksas Süvari'lerinin en genç binbaşısı bendim. Hiç gerçek bir savaş görmemiş olanı.
Eu era o mais jovem Major na cavalaria do Texas, tudo isso sem nunca ter visto uma única batalha.
Dedektif bendim.
Era o detective.
Bay Cogburn'ün cesur biri olduğunu söylediler ve onu katili bulması için tutan bendim.
Informaram-me que o Sr. Cogburn era bravo e contratei-o para o encontrar.
Onu bulan bendim.
Encontrei-o eu.
O bendim.
- Essa fui eu.
Yine de sizi kurtaran bendim. Sakın bunu unutma.
Eu ainda o salvei, lembre-se disso.
O alnındaki yara izi için her zaman bir hikayesi vardı ama sebebi bendim.
Aquela cicatriz que ele tinha na testa... Ele tinha sempre uma história. Mas fui eu.
Babanı öldüren bendim.
Fui eu quem matou o teu pai.
Biliyorum, sana söyleyen bendim.
Conheço-o, ainda não contei de ti.
O çocuk bendim.
Eu era aquele menino.
Tetikçiyi ülkeye sokan bendim.
Infiltrei o atirador no país.
Dün gece tüm riski alan tek kişi bendim.
Sou o único que correu riscos na noite passada.
Tek sağ kalan bendim.
Fui o único sobrevivente.
Kapatan bendim.
Fui eu que o desliguei.
Tabi ki bunu öğrenen son kişi bendim.
Claro, eu fui o último a saber, certo?
Ama benim için eve gitme zamanı geldiğinde bunun iyi bir fikir olduğunu düşünen tek kişi açıkça bendim.
Mas quando chegou a altura de ir para casa, foi bem claro que era o único que pensei ter sido boa ideia.
Sizi arayan bendim, adım Brett.
Falei consigo, sou o Brett.
Dün gece Ajan Shaw'ın göğsüne o kurşunu sıkan bendim.
Sou quem disparou no peito do agente Shaw, na noite passada.
Çünkü Shaw'ı öldüren bendim, Devon Woodcomb değil.
Porque fui eu que matei o Shaw. Não foi o Devon Woodcomb.
Danny'nin bürodaki bağlantısı bendim.
Era a agente de ligação do Danny com o FBI.
Hastam ve onlar arasında duran tek kişi bendim.
Eu era a única... entre eles e o Jose.
Evet ama deklare eden bendim.
- Sim, mas eu declarei-o morto.
Hayır, affedersin bendim o.
Não, desculpa, isso sou eu.
Onu alan bendim. Gerçekten üzgünüm.
Fui eu que o roubei.
Çünkü senin içini gören tek kız bendim.
Pois eu era o tipo de miúda que te amava de verdade.
Matias'ı eğiten kişi bendim.
Quem treinou o Matias fui eu, parceiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]