Oldunuz traduction Portugais
2,566 traduction parallèle
Gerçekten bize çok yardımcı oldunuz.
Foi muito cooperativo.
Hepiniz yufka yürekli oldunuz.
Tem que ter respeito pelas pessoas!
Hepiniz hayatınıza devam ettiniz ve başarılı oldunuz. Ve bana gözünüzü dikip... Bana bakışınız...
Eu sei que vocês se mudaram, e se tornaram bem-sucedidos e vocês olhavam-me como...
Demek ırkbilim uzmanı da oldunuz?
Mais um bocado e és um entendido em etnologia.
Şimdiden kör kütük sarhoş mu oldunuz yoksa?
Já beberam demais? O que se passa?
Sen ve arkadaşların iyi gurup oldunuz.
Tu e os teus amigos são bons companheiros.
İşte uzmanından duymuş oldunuz.
Aí está, já ouviste o perito.
İyi arkadaş mı oldunuz artık?
- Agora são boas amigas?
Artık erkek oldunuz ve ailemizle ilgili önemli mevzularda sizinle erkek olarak konuşacağım.
Agora são homens e falarei a vocês como homens... sobre questões importantes para nós como uma família.
Benim patronumu istiyordunuz, ama şehir dışında olduğu için bana mı razı oldunuz?
Queriam a minha chefe. Mas aconteceu que está fora, portanto têm de se contentar comigo.
Hiç bir katliama şahit oldunuz mu, büyükelçi?
Alguma vez testemunhou uma carnificina, embaixador?
İkiniz hep benim yanımda oldunuz, ve ben... size teşşekür ediyorum.
Estiverem juntos comigo e eu só queria agradecer.
paranız var, deniz filolarınız var, her zaman bizden daha iyi bir iş adamı oldunuz.
Tem dinheiro, tem frotas navais, sempre foram melhores negociantes do que nós.
İyice tatmin oldunuz mu?
Ele foi bem recompensado?
Memnun oldunuz mu?
Ficou satisfeito?
Onun Vatikan'daki varlığından rahatsız oldunuz, değil mi?
Estava incomodado com a presença dela no Vaticano, não estava?
İkiniz iyi bir takım oldunuz.
Os dois fazem uma boa equipa.
Yalnızca öpüşmekle çift mi oldunuz?
Só se beijaram e já são um casal?
Adler'le bir bağ kurdun Kate'le de sonunda birlikte oldunuz.
Então tu e o Adler desenvolveram uma ligação e estavas finalmente com a Kate.
Bay Çorapçık, başlamadan önce daha önce hiç bir suçtan mahkum oldunuz mu?
Sr. Chulé, antes de começarmos, algum vez foi condenado por um delito?
Şehirdeki Kurbanlar Ağı'nın hukuk danışmanı oldunuz.
Começou a trabalhar com a Rede de Vítimas da Cidade.
Hep çok saygılı bir evlat oldunuz.
Tem sido uma filha muito zelosa.
Diğerleriniz başarısız oldunuz.
Os outros falharam.
Çok yardımcı oldunuz. Neresi yardımcı oldu bunun?
Como foi útil?
Çok yardımcı oldunuz, teşekkürler.
Isso seria de grande ajuda, obrigado.
Bay DeGeorge, bir yıl önce birinin Tanya Matthews'ı öldürdüğüne şahit oldunuz.
Sr. DeGeorge, há um ano testemunhou alguém atirar em Tanya Matthews, na cabeça.
Tesadüfe bakın ki bu site aracılığıyla birbirinize harika bir eş oldunuz.
Por incrível coincidência, este site irá dar-te como compatível.
- Anka mı? Bay Archer, hemen samimi oldunuz.
Sr. Archer, quão familiar você é.
İşte detaylarıyla öğrenmiş oldunuz.
Agora já conhece melhor o produto.
Peki, siz yakın zamanda Webber ile çok kanka gibi oldunuz.
Andas muito amigo do Webber.
- Boşanmaya razı oldunuz mu?
Concorda com o divórcio?
- Onun ardından, arkadaş mı oldunuz?
- E, depois disso tornaram-se amigos?
Çok yardımcı oldunuz Bayan Donolly. Çok teşekkür ederiz.
Ajudou muito Sr.ª Donolly.
Kayıp mı oldunuz? Hayır, aslında köşedeki daireye yeni taşındık.
Não, na verdade, acabámos de nos mudar para ali ao virar da esquina.
Emekli oldunuz sanıyordum.
Pensei que vocês se tivessem aposentado.
Doktor Gordon, iyi günde kötü günde Doktor Trang'e destek oldunuz.
Drª. Gordon, pôs a mão no fogo pelo Dr. Trang. Vejo um laço, como colegas, a desenvolver-se.
Tabii. Bir terörizm soruşturmasının gizliliğini ihlal etmiş oldunuz.
Talvez tenham comprometido uma investigação de terrorismo.
Kacirilmaya sahit oldunuz mu?
Você viu o rapto?
- Patty'e vakit tanımış oldunuz.
O que faz de mim a única pessoa objectiva.
Çok yardımcı oldunuz.
Você ajudou muito.
Ama oldunuz, Kaptan.
Mas tu detiveste, Capitão.
Artık bir üçlü oldunuz.
Agora são um trio.
Arkadaş mı oldunuz?
Vocês agora são amigos?
Arkadaş mı oldunuz?
Vocês são amigos agora?
Siz de çok yardımcı oldunuz.
Obrigado pela ajuda.
Bay Toller ve Bay North arasındaki çocukların tehdit edildiği konuşmaya tanık oldunuz mu?
Você ouviu tal conversa entre o Sr. Toller e o Sr. North na qual houve a ameaça às crianças?
Buna rağmen yandaş dedektiflerden kaçıp rehin mi oldunuz?
Não. Mas abandonou os seus colegas de missão e enfrentou uma situação com reféns sozinho?
Hayır, onların böyle düşünmesine siz sebep oldunuz.
Tu é que as fizeste pensarem isso.
Milli oldunuz hadi!
Vocês foram apanhados pela vossa cereja.
Kahretsin, iyi bir çift oldunuz. Ona dokunursan, çükünü kopartırım!
Se lhe tocares corto-te a piça!
- Albay, daha iyice oldunuz mu?
Coronel, está a sentir-se melhor?