Olduğuna traduction Portugais
29,739 traduction parallèle
Web'in ne olduğuna karar verdiğimiz an kaybederiz.
No momento em que decidirmos o que é a Web, perdemos.
Karısı işin arkasında başkalarının olduğuna inanıyor.
A mulher acha que alguém está a puxar os cordelinhos.
Şimdi o bir numarada olduğuna göre muhtemelen daha fazla tartışma ve daha fazla oya yol açabilir.
Agora que está em primeiro, vai gerar mais discussões e talvez mais votos.
Gerçek olduğuna göre bir şey ikram etmeliyim.
Agora sei que és real e estou a ser mau anfitrião.
Sen gidip Ronnie ve T.J.'in nerede olduğuna bak.
Vai ver onde estão o Ronnie e o TJ.
Pablo Escobar kalemin kılıçtan üstün olduğuna inanmaya başladığında onun canını sıkıyorsunuz demektir.
Quando o Pablo começa a acreditar que a caneta é mais forte do que a espada, percebe-se que o estão a apanhar.
O orospu çocuklarının onu bir kere bile vurmamış olduğuna inanabiliyor musun?
Acreditas que os filhos da mãe não lhe acertaram nem uma vez?
Bırakalım da Castañolar onun kim olduğuna karar versinler.
Vamos deixar os Castaño decidirem qual.
Çünkü fazla hevesli davranıyorsun bu da o kadar fazla hevesli olmadığın anlamına geliyor ama kendini öyle olduğuna ikna etmeye çalışıyorsun.
Porque estás a fazer aquilo onde estás super ansiosa, o que significa que, na verdade, não estás mas... tentas convencer-te que estás.
Annen, evinize bir şeylerin musallat olduğuna inanıyor.
A tua mãe acredita que a casa anda a ser visitada por uma... presença.
Takım elbisemin içine etmene bir tetik uzakta olduğuna göre, bir an önce bitirsem iyi olur.
Já que estás prestes a estragar-me o fato, mais vale bebê-lo.
Görüşmeden anladığımız kadarıyla kendisi büyük bir paranoya içinde, çok büyük bir komplonun kurbanı olduğuna inanıyor.
Durante a nossa breve conversa, ele demonstrou uma extrema paranóia, incluindo a crença ilusória de que é vítima de uma conspiração maior.
İnsanları gerçek olduğuna inandırmalıydım, değil mi?
Tinha de agir como se tivesse acontecido... Não tinha?
Kız kardeşinin de işin içinde olduğuna yemin eder ve kızını bizzat elinden aldırırım.
Vou jurar que a sua irmã está de conluio consigo e depois vou pessoalmente tirar-lhe a sua filha.
O olduğuna dair kanıtlar bulmalıyız.
Precisamos de provas de que está morto.
Pekâlâ, Voydian ve Bob Lee Swagger arasında bir bağ olduğuna dair herhangi bir kanıta rastlamadım ama tuhaf şeyler olduğu da doğru.
Bem, não vi qualquer elemento que sugerisse uma ligação entre o Voydian e o Swagger, mas já vi coisas mais estranhas.
Ben masum olduğuna inanıyorum.
Que acredito que estava inocente.
Herkesin senin ölü olduğuna inanmasını sağladım ve neredeyse ölüyordum.
Deixei o mundo acreditar que estavas morto e isso quase me matou.
Bayan Swagger, hâlâ eşinizin suçsuz olduğuna mı inanıyorsunuz?
Sra. Swagger, ainda acredita que o seu marido estava inocente?
Televizyona çıkmana rağmen insanların... eşinin suçsuz olduğuna hâlâ inanmaması nasıl bir duygu?
- Olá, Julie. Qual é a sensação de teres ido à televisão e ainda ninguém acreditar que o teu marido está inocente?
Buna hazır olduğuna emin misin?
De certeza que está preparado para isto?
Teslim olacağım ama babamın elinizde olduğuna dair kanıt istiyorum.
Estou disposto a entregar-me, mas... preciso de provas que o tem.
Sadece Kurulu ilacın tek yol olduğuna ikna et.
Apenas convença o meu Governo que a vossa cura - é a nossa única opção.
Zaten çoğunluğu Nuh Projesi'nin öngörüsüz ve kavgacı olduğuna dair ikna ettim.
Já convenci a maioria que o "Noah Objective" é agressivo e pouco audaz.
Deliye dönmüş bir gorilla tarafından kızı katledilmiş birini, deliye dönmüş gorillaları yok edecek bir planın işe yaramaz olduğuna mı ikna edeceksin?
Tenta explicar a um homem cuja filha acabou de ser assassinada por um gorila enlouquecido, que qualquer plano para livrar o mundo de gorilas enlouquecidos não é um plano que valha a pena aplicar.
Yani öyle olduğuna inandırdınız.
Quer dizer que foi levado a crer.
Küçük kızımın polis olduğuna inanabiliyor musunuz?
Acreditam que a minha menina é polícia?
Burasının doğru olduğuna emin misin?
É este mesmo o lugar certo?
- Hazır olduğuna emin misin?
E saudável para ir para casa hoje.
Şimdi beraber acil servise inip..... neler olduğuna bakacağız.
Vamos para as urgências, ver o que se está a passar por lá.
Ameliyattan sonra hala iyileşme sürecinde. Sıra ondayken bile kalkıp ne durumda olduğuna bakıyorum. Bu yüzden kendini suçlu hissediyor ve benim sıram geldiğinde yardım etmek için kalkıyor.
Mas ela está a recuperar da cirurgia, então quando é a vez dela eu levanto-me para ajudar, o que a faz sentir-se culpada, então ela ajuda na minha vez, e eu fico a tentar convencê-la a descansar
Ne olduğuna bak.
Vai ver o que se passa.
Daha büyük bir şey olduğuna, daha büyük bir düzen, daha büyük bir anlam olduğuna inanmak istedim.
Eu queria tanto acreditar que havia algo maior, um padrão, um significado maior.
Hepsinin bu kadar olduğuna emin miyiz?
De certeza que são mesmo todas as peças?
Bu mektuplar Eli'da olduğuna göre onun katil olduğu kesin. Şüphesiz.
Entendes que se o Eli tinha estas cartas... que ele é o assassino.
Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?
Tens certeza que essa foi uma boa ideia?
Ne kadar önemli olduğuna dair hiçbir fikrin yok, değil mi?
Não fazes ideia da tua importância, pois não?
Siyahilerin bir numaralı sorunun bu olduğuna gerçekten katılmıyorum.
Não é o principal problema dos negros. Discordo completamente.
Sonunda en iyi intikamın mutluluğu bulmak olduğuna mı seni ikna ettiler?
- Conseguiram finalmente convencer-te de que encontrar a felicidade é a melhor vingança?
Ama karşılığında istediğin şeyin bu olduğuna emin misin?
Mas... tens a certeza que é tudo o que queres em troca?
Korkunç olduğuna eminim ama sonuçta onları buldun.
Torturaram-nos durante dias! Eu sei, meu querido.
Bunların neden olduğuna ve nasıl kontrol edeceğime dair hiçbir fikrim yok.
Não sei por que é que isto está a acontecer ou como o controlar.
Bunun benim yüzümden olduğuna tam olarak emin değiliz.
Certo, certo. Não sabemos se isto é culpa minha.
Benim yüzümden olduğuna nasıl emin olabiliriz?
Então como temos certeza que é culpa minha?
En iyisi olduğuna çoğunluk hemfikirdir.
Muitas pessoas concordam que ele era o melhor.
- Kelimenin "etnik" olduğuna gayet eminim.
- Tenho a certeza que é "étnica".
- Kuduz olduğuna emin misin?
Tem a certeza que era raiva?
Öyle olduğuna inanıyorum.
Acredito que sim.
Zor olduğuna katılıyorum.
- Concordo.
Üniformalı değildi ama askeriyeden olduğuna eminim.
Tem acontecido.
Beni suçladığın şeyin var olduğuna emin değilim veya sen bunu takıntı haline getirmişsin.
Quantas baixas?