English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Ona iyi bakın

Ona iyi bakın traduction Portugais

182 traduction parallèle
Ona iyi bakın, Pete. Sakın onu bırakmayın.
Se eu choramingar a pedir água, Pete, não ma dês.
Ona iyi bakın, olur mu?
Cuide bem dele, sim?
Ona iyi bakın! Güzel dans etmiyor mu?
Olhem que o meu amigo também não dança mal.
Ona iyi bakın.
Pode cuidar dela agora, avozinha
Hey, sizler Bummer, Beyerhauser! Adamım Sam burada ona iyi bakın!
- Ouça, Beyerhauser, cuida do Sam.
- Ona iyi bakın.
- Tratem dele.
Ona iyi bakın.
Tome conta disso.
Gelinceye kadar onu içerde tutun Ona iyi bakın, huh?
Leve-a para dentro até voltarmos. cuide bem dela, huh?
Ona iyi bakın.
Tratem-no bem.
Ona iyi bakın, lütfen.
Cuidado com ele, por favor.
- Ona iyi bakın, Bay Gibbons. - Sen de kendine iyi bak.
- Cuide dela, Sr. Gibbons.
Ona iyi bakın.
Cuide disso.
Ona iyi bakın.
Olhai por ela.
Ona iyi bakın.
Ajude-o, Pierre.
Ona iyi bakın.
Olhe por ela.
Ona iyi bakın.
Cuida dela.
Ona iyi bakın.
Toma bem conta dela.
- Ona iyi bakın, çocuklar.
- Cuidem dela.
- Tamam. Ona iyi bakın.
Cuidem dele.
Ona iyi bakın, anladınız mı?
- Cuidem bem dele.
Ona iyi bakın arkadaşlar.
Tratem dela, rapazes.
- Ona iyi bakın, tamam mı?
- Cuida dela.
Ona iyi bakın.
Trata dela.
Siz çocuklar ona iyi bakın, duydunuz mu?
Vocês ter muito cuidado com ela, sim? Apresse-se.
Ona iyi bakın, Monsieur.
Tome bem conta dela, Monsieur.
Ona iyi bakın! Çığlığıyla beni vuracak ama o bir kaltak!
Ela ataca-me com gritos, mas é uma rameira!
- Bayan, ona iyi bakın.
- Tome conta dele.
Ona iyi bakın.
Toma conta dele.
- Ona iyi bakın.
- Cuidem dele.
- Ona iyi bakın lütfen Lordum.
- Seja bom para ela, senhor. - Serei.
Ona iyi bakın.
Olhem bem para ele.
Ona iyi bakın.
Tome conta dela.
- Ona iyi bakın. - Tabii efendim.
- Tomem conta dele agora.
Ona iyi bakın.
Trata bem dele.
- Ona iyi bakın. - Görüşürüz.
- Cuide bem dele.
Ona iyi bakın doktor.
Tome conta dele, Doutor.
Benim için ona iyi bak tıpkı bana baktığın gibi onun için.
Olha por ele, como já olhaste por mim para ele.
Biliyor musun, geçmişe bakıyorum da bence Matt iyi bir başkan olamazdı. Ama kral olması için oyumu ona verirdim sırf kraliçe sen olasın diye.
Sabe, olhando para o passado não acredito que Matt tivesse sido um bom presidente apesar de que votaria nele, mesmo para rei só para a ter como rainha.
Ona iyi bakın.
Olhem bem.
Ya da ona bir şeyler söyledi. " Bakın bu konuda ne kadar iyi anlaşıyoruz, senyor.
Concordamos nisso perfeitamente, signior.
Adın her neyse artık, ona çok iyi bak.
Tome conta dela.
Bak, beni biraz daha iyi tanımadan sakın ona bağlılık sözü verme.
Não se comprometa com ele até me conhecer melhor.
( Çavuş Dedektif Gina Calabrese ) Ona iyi bak Belki onu tanıyan birilerini çıkarırsın.
Olhe bem. Pode ser que conheça alguém que a tenha visto por aí.
Hey, ona iyi bak. Çünkü sırada sen varsın.
Olha bem... porque tu és a seguir.
Indy, arkadaşın için endişelenme. Ona iyi bakılıyor, yediriliyor, giydiriliyor. İşçi olup da kendi parasını kazanmak zorunda olsaydı hayatı çok daha sert geçecekti.
bem alimentado e vestido. a vida seria muito mais dura.
Ona gerçekten iyi bakın çünkü bu dilsiz zenci intihar etmek üzere.
Dê uma boa olhada em real nele, " Motivo que está como um negro burro comete suicídio.
Lütfen en iyi şekilde ona bakılmasını sağla.
Ao menos que receba o melhor cuidado.
Şimdi çocukları eve bırakırken ona bakıyorum ve onlara ne kadar iyi baktığını görüp neden diye merak ediyorum.
A olhou quando deixo as meninas na casa, e vejo que maravilhoso trabalho está fazendo com elas, e eu pergunto por que.
Eddie Barzoon ona iyi bak, çünkü o gelecek bin yılın alâmeti farikası.
Eddie Barzoon... Observa-o bem porque... ele é a criança modelo do milénio que se avizinha.
Tabii, savunma avukatı tanığın kafasını karıştırmaya çalışarak sık boğaz ederek iyi bir iş çıkardı. Bakın ona ne kadar su içirdi.
O advogado de defesa fez um óptimo trabalho ao tentar confundir a testemunha, manipulá-la e tentar fazê-la entrar em contradição.
Bak, Üzgünüm. Sadece Michael'ın tehlikede olduğunu ve ona söylememin iyi olacağını düşündüm.
Pensei que o Michael corresse perigo e que devia dizer-lhe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]