Oynayacağım traduction Portugais
1,160 traduction parallèle
Gidip, öğleden sonra golf oynayacağımı söyleyin.
Vamos abaixo e diga-lhe que tenho um jogo de golfe à tarde.
Üç gine için seninle kağıt oynayacağım.
Jogarei cartas contigo por três guinéus.
Evet, savaştan sonra Werder Bremen'de oynayacağım.
Depois da guerra, vou jogar pelo Bremen.
Ben karakteri benim gibi oynayacağım, senin gibi değil.
Eu vou interpretar a personagem à minha maneira, não à sua.
Daha pornografik oyun kartlarıyla oynayacağım.
Eu entretenho-me com estas cartas de jogar pornográficas.
- Elimdekilerle oynayacağım.
- Eu jogarei com estes.
Onlara üniversitede birlikte oynayacağımız söyle.
Diz-lhe que nós vamos jogar Basquete na Universidade.
- Ben gidip oyun oynayacağım.
É isso. Adeus.
- Ben gidip oyun oynayacağım.
Vou jogar aos dados.
Bugün 2 : 00'de hokey oynayacağım.
Vou jogar hóquei às 2
- Var. Ve bok gibi oynayacağım, çünkü iyi bir gece uykusu çekemedim.
E já sei que vou jogar mal.
- Onu ben aldım. - Önce ben oynayacağım.
- Isto é meu...
Ve sonra ben dalgaların üstünde yürüyerek ölümlü bedenlerinin üzerinde zevkten oynayacağım.
Depois andarei sobre as ondas e julgarei os tolos alegremente sobre sua tumba de agua,
Haftaya Cincinnati'de sezonun son turnuvası var. Orada da oynayacağım, ondan sonra bırakıyorum.
não sei. o Cincinnati é o ultimo torneio da época eu vou jogar lá e... acabou-se.
Tanrı evrenle zar oynamaz, ama ben oynayacağım. - Bu nasıl bir şey?
Deus não joga aos dados com o universo mas eu vou jogar...
Pekala, oyununu oynayacağım... ama sen de benimkini oynayacaksın.
Faço o teu jogo se fizeres o meu.
Oyununu sonra oynayacağım, tabii ayakta kalabilirsem. Çünkü sen sert bir adamsın... ve kocaman taşakların var.
Depois, se ainda conseguir levantar-me, pois és duro, com grandes tomates.
Al Pacino'nun kıçını oynayacağım.
Faco o rabo do Al Pacino.
Joey Tribbiani'nin kıçını oynayacağım! "
Vou fazer o rabo do Joey Tribbiani! "
Ee, şey, dürüst olmak gerekirse, yakında çekilecek filmimde sıkıcı bir küçük market tezgahtarını oynayacağım ve bildiğiniz gibi ben, rolümü araştırmayı ve hakkını vermeyi severim.
Para se sincero, no próximo filme... faço de empregado introvertido... Gosto de pesquisar os papéis para os interpretar melhor.
Hey be! - Ben de aynı sayıya oynayacağım.
Hoje vou voltar a jogar no mesmo número.
Sadece... Tefeciyi oynayacağım, o olmayacağım.
Isto é o verdadeiro "Shylock", em vez de um agiota qualquer.
Hadi bir bahis daha oynayalım, bu kez senin yerine ben oynayacağım.
Vá, vemos mais uma corrida, mas desta vez aposto eu por ti.
Bir daha kimin üstüne oynayacağımı biliyorum.
Agora já sei em quem apostar.
"Suç Ekibi" nde Peggy Lipton rolünü oynayacağım.
Calhou-me a Peggy Lipton na série "The Mob Squad".
Romeo'yu oynayacağım.
Vou fazer de Romeu.
Selam. Mercutio rolünü oynayacağım.
Vou prestar prova para o papel de Mercutio.
NBA'de guard olana kadar CBA'da oynayacağım.
Vou jogar na CBA até que uma equipa da NBA precise de defesa.
- Monique'i oynayacağım.
- E serei a estrela : A Monique.
Bugün nasıl oynayacağım?
Como vou poder jogar hoje?
Çocuklarla oynayacağımı zannediyordum. - Aww! - Aww!
Estava com esperanças de ir brincar com os outros meninos.
En iyi oyunumu oynayacağım.
Vou jogar o melhor que puder.
Sanırım dış sahada oynayacağım, çünkü artık fırlatıcı olmam zor.
Talvez a exterior, porque vai ser difícil lançar.
Pekala, dinle. Bende 300 $ var, ama 100 $ oynayacağım.
Escuta, levantei 300 dólares mas só vou apostar 100.
Temkinli oynayacağım.
Vou aproximar-me.
Bugün pembe topla oynayacağım.
Hoje jogo com uma menina rosa.
Dersimi aldım, temkinli oynayacağım... düşünerek, geleneksel yöntemlerle.
Vou jogar pelo seguro, ser esperto, conservador.
Tam buradan oynayacağım.
Jogo daqui e agora.
Onunla hiç oynamamıştım, yine bunda oynayacağım.
Não tenho jogado nessa. No entanto, já gastei muito aqui.
Şu balyoz oyununu oynayacağım.
Vou fartar-me de brincar.
- Eee'si siz şu anda beyin cerrahı Dr. Drake Ramoray'a bakıyorsunuz. En az dört bölümde oynayacağım!
Portanto, têm à vossa frente o Dr. Drake Ramoray, neuro-cirurgião em pelo menos quatro episódios!
Tamam, oynayacağım.
Está bem, eu jogo.
Ben Molly ile oynayacağım. Oh, Miles, evde olmak güzel.
Miles, é bom estar em casa.
Gittiğimiz yere varana kadar uyumlu zenciyi oynayacağım.
Posso bancaro escravo para chegaronde quero.
Bu yüzden bütün kolonlara 642 oynayacağım.
Eu vou avançar e jogar uma moeda no 642.
Onlara babamla oynayacağımı söyledim.
Mas eu disse-lhes que hoje ia jogar contigo.
Oğlumla buluşup, top oynayacağım!
Combinei ir jogar à bola com o meu filho!
- Benimle oynayacak mısın? - Tamam tamam, oynayacağız. - Sakin ol.
- Vamos jogar?
- Ben burada olmadığımda buna çalışacak mısın? - Biraz daha oynayacağız.
- Vais começar a treinar?
Bakın, bir bahis oynayacağız, tamam mı?
Escute, vamos fazer uma aposta, sim?
Kurallara göre oynayacağından nasıl emin olacağım.
Como posso eu me assegurar que irá jogar limpo?