English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Parayı aldım

Parayı aldım traduction Portugais

461 traduction parallèle
Parayı aldım, diyelim. Amaca hizmet etsin diye. Ama olmaz.
Imagina que aceito o dinheiro e me convenço que os fins justificam os meios.
Parayı aldım, kabul ediyorum.
E você é o que?
Evet, parayı aldım.
Sim, tenho o dinheiro.
Tamam, belki o adamdan, senin hakkettiğin parayı aldım.
Talvez eu tenha recebido dinheiro e que algum seja teu.
Parayı aldım, beyler.
Aqui está o dinheiro, rapazes.
Parayı aldım.
Tenho o dinheiro.
Parayı aldım, yani, deli değilim!
Aceitei o dinheiro, quer dizer, não sou louco!
- Parayı aldım.
- Já tenho o dinheiro.
- Masters'dan aldın mı o parayı?
- Recebeste a grana do Masters?
- Bu daha önemli. - Parayı aldı mı?
Não... não... fora... isso não é importante!
Ve aldığımızda parayı, çarçur eder gideriz.
Mas sabemos sempre O que lhe fazemos
Aldığımızda parayı çarçur eder gideriz. Mutlu çocukları görmek
Somos pagos quando As crianças felizes dizem :
- Parayı geçen hafta sana verdim. - Telefonu ödedim ve süt aldım.
- Para o telefone e para o leite.
Bay Walters, aldığım parayı hak ettim mi?
Bem, Sr. Walters, mereci o meu dinheiro?
Bu parayı biriktirmek yıllarımı aldı.
Eu levei doze anos para juntá-Io.
Tatlım parayı aldığım ilk gün Sana mükemmel bir ziyafet vereceğim
Querida, a primeira coisa que vou comprar com o dinheiro da recompensa, é o maior bife do Kansas, para pores na bochecha.
Bu çeki bir vergi uzmanına yolladım. Vergimi ödemek yerine, parayı o aldı.
O que aconteceu foi que mandei um cheque ao contabilista, mas em vez de pagar os impostos, ele fugiu com o dinheiro.
Eğer bu parayı tanımadığınız birinden aldıysanız o kişi aradığımız kişi olabilir.
Sabe, se obteve este dinheiro de alguém que não conhecia, essa pode ser a pessoa que procuramos.
Parayı aldın mı?
Você pegou o dinheiro?
Kazandığım tüm parayı aldınız.
Levaram cada centavo.
Ve aldığım emir parayı toplamak.
E as ordens que eu tenho é receber a massa.
Parayı, o öldüğünde, elinden aldım.
Eu tirei-lhe o dinheiro da mão quando ele estava morto.
Sonra benimle konuştu ve... beni, parayı büyükannemden aldığımı itiraf etmeye zorladı.
Ela depois obrigou-me a dizer que os tinha tirado à avó.
Aldığım parayı hak etmeliyim.
Terei feito algo para merecer o dinheiro.
Parayı aldın mı?
Conseguiste o dinheiro?
30 gümüş parayı ben aldım.
Aceitei as 30 moedas de prata.
Parayı aldınız mı Bayan?
Conseguiu o dinheiro, Sra?
Baba, parayı aldı mı?
O Pai tem o dinheiro?
Parayı aldın mı? Evet, aldım.
Recebi, sim.
Parayı aldığımızda, dönüş yolunda, terlersiniz.
Quando tivermos o dinheiro, à volta, então bem podem suar à vontade.
Parayı aldılar mı? - Hayır.
Eles ficaram-te com o dinheiro?
Parayı ben almadım ve kimin aldığını da bilmiyorum!
Eu não peguei esse dinheiro e não sei quem o fez!
Parayı benim aldığımı düşündüğü sürece güvendeyim.
Enquanto ele pensa que tenho o dinheiro, estou a salvo.
Parayı kimin aldığını bulmak için katıldım. Tekrar temize çıkmak için.
Mas queria encontrar a quem o roubou, para limpar meu nome.
- Parayı aldılar mı?
- Apanharam o dinheiro?
Charles parayı aldığımı anlarsa...
Se o Charles descobrisse que levei o dinheiro...
Bu dükkanı para verip aldım. Parayı verir vermez kışın son karları çatının üstüne inip çökertti.
Paguei, e assim que caíram as primeiras neves, o tecto acabou por ceder.
- Parayı aldın mı? - Hayır.
- Lembraste-te do dinheiro?
Satın alacak parayı kazanmam, üç yılımı aldı.
Comprei-a com o dinheiro de 3 anos de trabalho.
Yolladığım parayı aldın mı?
Recebeu o dinheiro?
Senden bu parayı alınca, büyük şans diye düşündüm hisse senedi aldım, vadeye yatırdım, bilirsin.
Quando recebi o seu dinheiro, achei que era uma boa oportunidade, peguei num panfleto e comprei certificados de aforro, sabe?
Parayı aldın mı?
Tens o dinheiro?
- Parayı aldığım için özür dilerim.
- Lamento ter ficado com o dinheiro.
Parayı aldığım için özür dilerim!
Lamento ter ficado com o dinheiro.
Parayı da aldım.
O suficiente para esquecê-los.
Herkes elindeki tüm parayı verdi ama yardımınıza rağmen, aldıklarımız hastalara bile yetmedi.
Todos contribuíram com o pouco que tinham, mas mesmo com a vossa ajuda não foi suficiente para alimentar aqueles que mais sofriam.
- Parayı aldın mı Murdock?
- Conseguiste o dinheiro, Murdock?
Şey, ben parayı yanlış bir yere koymuştum ama sonra geri aldım.
- Só de vista, mas já o reavi.
Tanrım! Yarına! Şeyhi yakalarsak, parayı aldık demektir.
Se apanharmos esse Xeique, teremos o dinheiro.
Teslim edelim ve aldığımız parayı 60'a 40 bölüşelim.
Vamos entregá-lo e e dividir o dinheiro 60 : 40, tu e eu.
Louis Palo'dan aldığım parayı % 50 fazlasıyla ödememi söyledi.
Disse-me para devolver o dinheiro que tirei ao Louis Palo... mais 50 % de juros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]