Pau traduction Portugais
3,322 traduction parallèle
Cresskill, New Jersey'den Mike Miller, Bruce Springsteen hastası koca t.şaklı, bamya pipili.
Mike Miller de Cresskill, Nova Jersey, obcecado com Bruce Springsteen, bolas grandes e pau pequeno.
Evrendeki en küçük penise sahip olsa gerek.
Ele deve ter o pau mais pequeno do universo.
- Bayrakçı Aaron.
- O Aaron, pau de bandeira?
Ağaçtaki ağaçkakana bakıyorum.
Estou a ver um pica-pau numa árvore.
Kapıya sopa dayamıştım.
Deixei-o escorado com um pau.
Böcekler çubukta.
Insectos num pau.
Ve son olarak, üçüncü adım, çubukta karınca!
E finalmente, terceiro passo, formigas no pau!
Babam beni her gün tırmıkla döverdi.
Meu pai me batia todos os dias com um pau.
Siktir git domuz.
Queres que te bata até o pau cair?
Aletini koparıp avucuna vermemi ister misin? Aletimi koparmak mı istiyorsun?
Queres bater-me no pau?
- Sanırım söylemeye çalıştığı şey, genital bölgeni o kadar çok yumruklayacak ki sonunda aletin kopup yere düşecek.
Acho o que ele está a tentar dizer é que vai bater-te tantas vezes na área genital que o teu pau vai cair.
Hastalıkları sorun etmiyorlar ya da onu sonra arayacak mısın onlara bakabilecek misin ya da küçük sikin mi var ilişkin mi var, bunlar dert değil.
Não se preocupam com doenças ou se lhes ligas de volta ou se as vais sustentar ou se tens um pau pequeno ou se são parentes. Certo?
Kızılağaç, çam, sedir bile var.
Temos pau-brasil, pinho e cedro.
Evet, kapıyı penisimle de açardım.
Sim, podia fazer isso com o meu pau.
Peki, bu ilaç etkisini kaç saatte gösterir?
Quanto tempo vai demorar para levantar o pau?
Tahta bacak Hastings geldi!
Sou eu! Perna de Pau Hastings!
Tahta bacak, seni kalamar yemi yığını.
Perna de pau, sua pilha de iscas para lula.
Pala, Tahta Bacak.
Catana. Perna de pau.
Tahta Bacak Hastings. Son dakika sürprizi Kaptan Korsan!
Perna de pau Hastings e uma entrada surpresa de última hora, o Capitão Pirata!
Gerçek gül ağacı. Kokusu hâlâ üzerinde.
É pau-rosa verdadeiro, ainda tem o cheiro.
- Hiçbir şey. - Aletini mi emiyordun?
- A chupar o pau dele?
Poposunu da kaldırır mı?
Parece que tem um pau de vassoura enfiado no cu.
Aletimin gözdesi.
A que fazia o meu pau feliz.
Benim bildiğim tek hesap penisini, onun vajinasına sıfır kez eklediğin.
A única conta que sei é o teu pau com a vagina dela.
Burayı aletimin tepesi gibi biliyorum.
Conheço este lugar como a cabeça do meu pau.
Şu senin yaşlı aletin tozunu al çık ve kendine çakacak mal bul.
Quero que tire a poeira do seu pau velho, saia por aí e arranje um cu.
Aletin için olmadığı kesin. Yanında işeyen herkes, sendekinin cüce boyunda olduğunu bilir.
Não deve ser pelo teu pau, porque todos que mijam ao teu lado sabem que é do tamanho do dedo mindinho de um duende.
Sopayı al, kolunu kaldır ve fırlat.
Pegas no pau, puxas o braço atrás e atiras.
- Dax, aletim bu gece sırılsıklam olacak.
Dax, meu pau vai ficar babado esta noite.
Dostum, neden aletime bakıyorsun?
Cara, por que está olhando para o meu pau?
Niye dikilmişsin öyle?
O que é isso, cara? Por que está de pau duro?
J.B. Sert alet sever
J.B. gosta de um pau duro
Kim bilir, Ama aletim yalnızken çok acı çekiyor bu yüzden de uyuyamıyorum.
Vai-se lá saber porquê, mas o meu pau sofre de solidão, que não consegue dormir.
Son noktayı koymak için sopa böceği dansı da yapabilirsin.
Podias até fazer a dança do bicho-pau para ser convincente.
Bu çubuğu geçeyim deme.
Não atravesses este pau.
Bayan Laborde için gül yağı getirebilir misin?
Faça a gentileza de trazer azeite de pau-rosa para a Srta. Laborde.
Gül yağı kaşıntını gidermek için birebirdir.
O pau-rosa, é muito bom para acalmar o prurido.
Penis.
Pau ( pénis ).
Yarrağını pisliğime soktun.
- Meteste o pau na minha merda.
Bir lastik al, sonra bir de sopa sokakta döndür dur.
Arranjem um pneu e, com um pau, andem com ele pela rua.
Ağzımda senin sikin olduğunda problem değil yalnız!
Está tudo bem quando é o teu pau de merda na minha boca!
Ağzında hep yarak var.
Ela sempre tem um pau na boca.
Geçen gün eve gittim. Asılmaya başlamıştım.
Fui até casa dela, e já estava de pau feito.
Değnek falan kullan bari.
Vamos precisar de um pau.
Çubuğu istermisin?
Queres o pau?
Çubuğu istediğine eminmisin?
Tens a certeza que queres o pau?
Git ve çubuğu getir.
Vai apanhar o pau.
Cidden, bebeğim, sen olduğunda fermuarım aletimi pantolonda tutmakta çok zorlanıyor ve o bir piç gibi acıtıyor.
Sério, baby, você me tão difícil prensas meu pau contra meu zíper e dói como um filho da puta.
- Evet. Ama, sana söyleyemem, terli y... k.
Mas eu não vou dizer a você, suor pau.
Beni dinlermisin, sen aletinin peşinden koşturma.
Você me escuta, você pau arrastando em torno de um corpo. Papai
Yak bakalım, dostum.
- Dá um pau aí, amigo.