Peder o traduction Portugais
3,379 traduction parallèle
Amaç o değil peder.
A questão não é essa, padre.
Bu mahallede yaka takmalısınız peder.
Devia usar o colarinho nesta vizinhança, Padre.
Adamlarından biri Peder Carmichael'ı dövüp telefonunu aldı. Bekle, bekle, bekle.
Pois.. um dos teus homens agrediu o Padre Carmichael e roubaram-lhe o telemóvel.
Sence iyi peder Modesto'dan gelince neyle karşılaşacağını biliyor muydu?
Achas que o bom do padre faz a mínima ideia no que se está a meter ao mudar-se para cá?
Peder Baptiste'te olamaz herhalde?
Não é o Padre Baptiste?
- Hayır, geçen yıl Peder astı.
Foi o Pai que a mandou pôr o ano passado.
Peder, Bay Valerica kiliseyi boyaması için bir boyacı bulmuş.
O Sr Valerica encontrou um pintor para a igreja.
- Peder kaç yaşında?
- Quantos anos tem o padre? - O Papá?
Merak etme, Peder ne yapman gerektiğini söyler.
Não te preocupes, ele dir-te-á o que fazer.
O giderse, Peder beni kabul eder mi?
- Se ela sair, posso ir para lá?
Tanrı korusun, neden Peder'in senden para isteyeceğini sanıyorsun?
O Pai nunca te pediria dinheiro.
Alina, Peder ile konuştum ve gidersem, geri dönme şansım yok.
Alina, falei com o Pai. Se eu partir, ele não me deixa voltar.
Peder, sorun ne? Tanrı aşkına, ne oldu?
- Céus, Sr Padre, o que aconteceu?
Maaş almaktan vazgeçtiğinden beri Peder'i pek sevmiyorlar. Her yaptığı şeyi ince eleyip sık dokuyorlar.
Desde que renunciou ao salário, não o veem com bons olhos e estão sempre a provocá-lo.
Peder dönene kadar bir süre oturun, lütfen.
- Por favor, sente-se até chegar o Pai.
- Hadi gidelim, Peder bizi bekliyor.
- Vá lá, o Pai está à espera. - Sim...
Doktor, Peder beni tanır dedi, önceden meslektaş falanmışsınız.
E também disse que o conhece. De quando fazia desporto...
Peder manastıra aldı ve başka bir yere göndereceğini söyledi.
O Pai deixou-o ficar. Vai mandá-lo para um mosteiro.
Alina, Peder ile konuştum.
Alina, falei com o Pai.
- Peder ne diyor? Kalmasına izin veriyor mu?
- O Sr Padre recebe-a?
Peder'in odanı günahtan arındırmak için vakti yoktu, çok meşguldü.
O Pai tem estado ocupado, ainda não te abençoou a cela.
- Peder nerede?
- Onde está o Pai?
Çünkü günah çıkarmada tüm günahlarını hatırlayamazsın. Peder Cleopa'nın dediği gibi, şeytan aklını alır ve unutursun.
Durante a confissão, podes não te lembrar de todos, se o Diabo se apoderar do teu pensamento e te levar a esquecê-los.
Peder'e söylemek zorundayım.
Temos de avisar o Pai!
Peder'i rahat bırak, sakin ol, sana ne dedi?
Calma, o que foi que ela disse?
Peder, Alina ve seninle, konuşmak istiyor.
O Pai mandou-te ir lá com a Alina.
Ben ne yaptım ki, Peder?
O que fiz eu, Pai?
İstersen, Peder'le konuşup cumartesi gelir pazara kadar kalırım.
Pedirei ao Pai que me deixe passar o sábado contigo. E o domingo também, se tu quiseres, sim?
Teşekkürler ama gitmeliyiz, Peder bizi bekliyor.
Temos de ir. O Pai está à nossa espera.
Burada bir süre kal, sakinleş, dinlen ve biraz daha iyi olduğunda karar ver. Peder bekleyeceğim dedi.
Descansa um bocado e quando te sentires melhor, o Pai estará à tua espera.
Elena anne, ne kadar günah işledim hayal bile edemezsin. Peder, günahlarımı affetmek için bin tespih çekme cezası verdi.
Mamã Elena, nem sabes quantos pecados tenho, o Pai teve de passar mil genuflexões!
Alina, Peder sana bir şey demişti.
Alina, o Pai disse-te alguma coisa...?
Onu götüreceğim ama son karar Peder'in.
Eu levo-a, mas quem decide é o Pai.
- Ellerinden öpüyorum, Peder.
- Deus o abençoe, Pai.
Piskopos ne dedi, Peder?
O que disse o Bispo?
Peder, insanlar boyaya değil, sizi dinlemeye geliyor.
Pai, as pessoas vêm à igreja para o ouvir falar e não para ver as pinturas.
Peder, sadece dileğim gerçekleşsin diye tanrıya dua ettim.
Só pedi a Deus que realizasse o meu desejo.
Peder, orada dini resim var, değil mi?
Pai, mas está lá o ícone, certo?
Peder benimle konuşmaya gelsin, yoksa ben gelirim dedi.
- E diz que o Pai tem de ir falar com ela.
Rahibe, ona yardım etmesi için Peder ile konuş.
Irmã... Fala com o Pai.
Peder seni çok önemsiyor.
Pede-lhe que faça o serviço.
Tanrı'nın yolunda yürümek isteseydi, peder açık yüreklilikle burada tutardı.
Se o serviço correr bem, o Pai deixa-a ficar.
Peder ayini yaparsa, Alina iyileşir mi?
Se o Pai ler para ela, ela melhora?
Ama Peder bunu yapmaya cesaret ederse, başarılı olacağını düşünüyorum.
Mas se o Pai se atrever a tentar, acredito que será bem sucedido.
Erkek kardeşi var. Evet, Peder...
- Tem o irmão...
Peder seni çağırıyor.
O Pai quer ver-te.
Ionut, Peder'in ne dediğini anladın mı?
Ionut... Compreendes o que o Pai te pede?
Bırak Peder ayini yapsın, belki ona iyi gelir.
Deixa que o Pai leia para ela! Talvez lhe traga paz!
Bak, Alina, Peder Ionut'la konuştu sakinleşmen ve şeytandan kurtulman için dua okuyacak.
Alina, o Pai e o Ionut decidiram fazer o serviço para te libertar do Mal e poderes alcançar a paz.
Peder sana dua okuyacak ve daha iyi olduğunu göreceksin.
Tem calma... O Pai vai ler para ti não tarda nada.
Peder senin için dua ediyor ama şeytandan kurtulmak için mücadele etmezsen, dua yeterli olmaz.
O Pai vai ler, mas se não resistires, é escusado!