English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sadece merak ediyordum

Sadece merak ediyordum traduction Portugais

163 traduction parallèle
Sadece merak ediyordum Nora.
Estava só a pensar, Nora.
Sadece merak ediyordum.
Estava só preocupada.
Ve sadece merak ediyordum, acaba mataramı bana geri verebilir misin?
Eu queria saber se poderia devolver o meu cantil.
Sanırım başta sadece merak ediyordum.
A princípio, tive apenas curiosidade.
Ben gerçekten bir içki aramıyordum. Hayır. ben, ah... Ben sadece merak ediyordum, ah...
Eu não queria beber nada, estava só a pensar...
Sadece merak ediyordum, acaba gece bir şey istediyse, niçin sadece zili çalmadı?
Se ele queria alguma coisa, porque não o chamou?
Eminim bir önemi yoktur. Sadece merak ediyordum.
Não deve significar nada, mas estava aqui a pensar.
Sadece merak ediyordum.
Tenho estado a pensar...
- Ben sadece merak ediyordum...
- Só queria saber se ele... - Ele não tem nada.
Sadece merak ediyordum... Yapıp yapamayacağın hakkında şüphelerin mi var?
Estava só a pensar...
Sadece merak ediyordum da neden iki adam sabahtan beri tutukluyken, avukatları dışarıda topa vuruyor.
Dois tipos estão presos e o advogado está a brincar.
Sadece merak ediyordum, uh...
Eu só, me pergunto, ãn...
Sadece merak ediyordum.
Era só para saber.
Sadece merak ediyordum, belki de sen giderken onları da götürmüş olabilir misin diye?
Lembrei-me que, se calhar, tinha-as levado consigo.
Hayır, sadece merak ediyordum.
- Não, não. Estava só a pensar nisso. - Temos tempo para compensar isso.
- Sadece merak ediyordum...
- Estou apenas curioso.
Sadece merak ediyordum, siz iki arkadaş bize katılmak istemez misiniz diye.
Ficava contente se os dois amigos viessem comigo e se juntassem a nós.
Oh, sadece merak ediyordum da...
Oh, estava cá a pensar...
Sadece merak ediyordum.
Eu estava a pensar...
Sadece merak ediyordum da hiç İncil okumasında bulunmuş muydun?
Estou apenas curioso... alguma vez foste a um estudo da Bíblia?
Sadece merak ediyordum nasıl- -
Estava pensando como você- -
Sadece geçen gün bana işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğinizle ilgili söylediklerinizde ciddî olup olmadığınızı merak ediyordum.
Estava só a pensar se falava a sério... em relação a me ensinar sobre os negócios.
Sadece, bugün bir şey alacak mıyım diye merak ediyordum.
Estava apenas a pensar se teria alguma coisa a receber.
Sadece neden endişelendiğinizi merak ediyordum.
Estava só a tentar perceber qual é essa preocupação toda.
Sadece işlerin nasıl gittiğini merak ediyordum.
Não, só queria saber como vão as coisas.
Ben sadece hayatın bir futbol maçından daha karmaşık olup olmadığını merak ediyordum.
Estava a perguntar-me agora mesmo se a vida não é mais complicada que um jogo de futebol.
Sadece neden yanımda olduğunu merak ediyordum.
Só me perguntei porque está.
- O sadece çok kendine özgü ve eşsiz bir adam gibi görünüyor ve ben onun hakkındaki herşeyi merak ediyordum.
Mas parecia ser um homem muito distinto, único, e fiquei curioso.
Ben sadece merak ediyordum...
Não.
Ben sadece, adınız ve telefon numaranızın Watergate'te tutuklanan adamlardan ikisinin telefon defterinde ne aradığını merak ediyordum.
Porque é que o seu nome e telefone... estavam na agenda de 2 dos assaltantes do Watergate?
Sadece sağlıklı, cinsel bir merakı ifade ediyordum.
Só exprimi uma curiosidade sexual saudável.
Sadece bundan daha ciddi bir durum olabilir mi diye merak ediyordum.
Só estava a pensar o quanto mais sério as coisas podem ficar.
Sadece merak ediyordum.
Pensava.
- Ben sadece Edward`ın nasıl olduğunu merak ediyordum.
Quero saber como está o Edward.
Sadece nereye gittiğimizi merak ediyordum.
Eu só imaginava para onde nós iremos.
Sadece Owen'la aranızın nasıl olduğunu merak ediyordum.
Como vão as coisas entre ti e o Owen?
Sadece bu açık devreler kaç volt diye merak ediyordum da.
Pensava em quantos volts estarão naquele circuito exposto.
Sadece bir baskı hatası var mıydı diye merak ediyordum.
Só quero saber, se o anúncio é um lapso.
Sadece ne zaman farkına varacağını merak ediyordum.
Eu perguntava-me quando é que ia perceber isso.
Sadece nasıl kapatıldığını merak ediyordum.
Estava a ver como se desliga.
Bu yüzden endişe etmiyorum sadece merak ediyordum. Onlara ulaşabilir miyim?
Queria era entrar em contacto com eles.
Sadece sorunun ne olduğunu merak ediyordum.
Só estou a tentar perceber que está errado.
Sadece mezuniyet balosuna gidip gitmediğini merak ediyordum... Eğer gitmek istiyorsan, belki benimle gitmek isterdin.
Pensei que, talvez, se fosses ao baile de finalistas, e... ou... se achasses que, talvez quisesses ir... comigo.
Yalnız. Sadece benimle ne zaman bir daha konuşacaksın diye merak ediyordum.
Pergunto-me, quando pensas falar comigo, outra vez.
Sadece, hala benim hakkımda şüphelerin var mı yada, anlattıklarımı inandın mı diye, merak ediyordum.
Há pouco estava desejando saber se você ainda tem dúvidas sobre mim ou se você acredita no que eu disse sobre nós?
Sadece aklından geçen, herhangi bir sorun olup, olmadığını merak ediyordum.
Eu estava imaginando se tem algo em mente.
Merak ediyordum, ee... Ben sadece eğer bu insan, bu...
Desejava só saber se acontecesse que essa pessoa...
Sadece söyleyemediği şeyi merak ediyordum.
Estava apenas a interrogar-me sobre o que é que ele estaria a esconder.
Merak ediyordum, Charlotte kendi kısır döngüsünü bozup da Manhattan'daki her erkeğe çıkma teklif edebiliyorsa neden ben sadece seviştiğim bir erkekle daha derin bir ilişki kuramayayım?
Pensei : se a Charlotte podia quebrar o padrão dela, por que não podia eu ter uma relação com o homem com quem fazia sexo?
Sadece evin ne yanda olduğunu merak ediyordum.
Estava a pensar onde ficaria a minha casa.
Sadece üzerinde çalıştığımız bit-sektör geri getirmesini merak ediyordum.
Estava a pensar naquela... recuperação de dados que estávamos a tentar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]