Santo traduction Portugais
6,912 traduction parallèle
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına.
Em nome do Pai, do filho e do Espírito Santo.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına.
Em nome do Pai, do Filho e do Espírito Santo.
Bize yardım et Tanrım.
Deixa-nos orar, santo Senhor.
Yok artık!
Santo Deus!
Bir aziz böyle demiş.
Um santo disse isso.
Aziz olabilirsin, Tanrı olabilirsin.
Podes ser um santo, podes ser... podes ser Deus.
Vay anasını, ağırmış be.
Santo Deus, isto é pesado.
- Teşekkürler, Achmed, sen azissin.
- Obrigada, Achmed, é um santo. - Achmed!
- Aman Tanrım.
- Santo Deus! Mãe, Anastasia Steele.
Yani bir aziz ile yarışıyorum.
Estou a competir com um santo.
- Ferhat!
- Santo Deus!
Aman Tanrım...
Santo Deus!
Yemekleriniz filan hep oradan geliyor. Oğlunuzun, kızlarınızı mahvetmesine izin veriyorsunuz.
As suas refeições vêm do banco alimentar e, santo Deus, deixou que o seu filho fizesse isto!
Tanrım.
Santo Deus!
Tanrı aşkına.
Santo Deus...
Çocuğun hiçbir şeyden haberi yok, ben de aziz sayılmasam da...
O puto não faz ideia e embora eu não seja um santo...
Kutsal Noel.
Santo Natal!
Yok artık ama ya!
Santo Deus!
Tanrım.
Santo Deus.
Tanrım!
Santo Deus!
Bu ilişkinin her siktiğimin gününde iyi bir çocuk oldum.
Sou bom rapaz todo o santo dia nesta relação.
Aman Tanrım, yapma!
Santo Deus, vamos!
- Tanrım.
- Santo Deus!
Santo'ya sorabileceğini düşünüyor musun? Panelin tamamının uzunluğu ne kadar?
Voce acha que voce pode perguntar sobre Santo... quanto tempo tem que o painel inteiro?
Aman Tanrım!
Santo Deus.
Hayatımın kadını! Kaderim!
O Santo Graal, uma cena do destino.
Spor ayakkabılarının kutsal kâsesi.
O Santo Graal das sapatilhas.
Tanrım.
- Santo Deus. Suspiro. - Suspiro.
- Her şey sırayla Bayan Santo.
- Uma coisa de cada vez, menina Santo.
Bana merhamet et!
Meu santo misericordioso!
Kutsal kerevit aşkına!
Santo caranguejo!
Ulu Tanrım!
Santo Deus...
Minnie, tuhafiyeyi açtığı gün o tabelayı asmıştı. İki yıl kadar önce o tabelayı indirene kadar da barın üstünde asılı durdu.
A Minnie pendurou essa placa no dia em que abriu a estalagem, e lá permaneceu todo o santo dia, até que a retirou, há pouco mais de dois anos.
Görevine hazırlanmak için, kutsal adam oruç tutup dua etmeye ve delalet aramaya çöle gitti.
PREPARANDO-SE PARA A SUA MISSÃO, O HOMEM SANTO FOI AO DESERTO PARA JEJUAR E REZAR, E PROCURAR ORIENTAÇÃO.
Ne zamandır buralardasın kutsal adam?
Há quanto tempo andas por aqui a vaguear, homem santo?
Gel, kutsal adam.
Vem, homem santo.
Kutsal bir adam gidiş gelişlerinde hiç ilaç öğrendin mi?
Nas tuas idas e vindas como homem santo, aprendeste alguma medicina?
Hiç tavsiyen var mı, kutsal adam?
Algum conselho, homem santo?
Yakında ölecek, kutsal adam.
Ela vai morrer, homem santo.
- Şarap ister misin, kutsal adam?
Algum vinho, homem santo?
İpi kendinden ayır.
Corta a tua corda. Tu também, homem santo.
- Tanrım, hayır ak düşmeyecek.
Santo Deus, não terás cabelos brancos daqui a um ano.
Tanrım, Cutter.
Santo Deus, Cutter!
Tanrım!
- Santo Deus!
Yok amına koyayım ya!
Santo Deus!
Kahretsin!
Santo Deus!
Ha siktir!
Santo Deus!
Aman Tanrım.
Santo Deus...
Tanrım, beş aydır bunun için mi bekliyormuş?
Santo Deus...
- Vay canına.
Santo Deus!
Kutsal adam ve ben seni iple aşağı indireceğiz.
O homem santo e eu vamos descer-te com a corda.