English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sanıyor musun

Sanıyor musun traduction Portugais

353 traduction parallèle
Bu katillerin mutlu olduğu sanıyor musun, Johnnie?
Acredita que esses assassinos são felizes, Johnnie?
- Bunu hala yapabileceğimizi sanıyor musun?
- Por que não?
Farzet ki onlara yaptıklarının... embesillik ötesinde aptalca şeyler olduklarını söyledim. - Dinleyeceklerini sanıyor musun?
E se eu dissesse o que penso - que o que estão fazendo é estupidez - quem me daria ouvidos?
İlgileneceğini sanıyor musun?
Acha que estaria interessado?
Sanıyor musun?
Acha?
Fakat sadece bir kez daha onun cömertliğini zorlayabileceğimi sanıyor musun?
Acha que posso abusar da generosidade dele só mais uma vez?
"Bridgeport'a giden yoldan 100 yarda uzakta bulunan nokta, " Stanford'la orası arasında yarı yolda? "Sen sanıyor musun ki..." Yeter!
Ou um local a 90 metros da estrada para Bridgeport, a meio caminho entre Stamford e Bridgeport?
Yola geleceğini sanıyor musun?
Você acha que ele vem para dentro?
Sanıyor musun ki, salt bu üniformayı çıkarmakla, onu unutabilirim?
Achas que, simplesmente por despir este uniforme, posso esquecer?
- Bunu başarabileceğimizi sanıyor musun?
- Acha que os podíamos apanhar?
- Sanıyor musun?
- Acha que sim?
Buna hazır olduklarını sanıyor musun?
Achas que eles já estão preparados para esta coisa?
Muhteşem vücudun için yarışacağımı gerçekten sanıyor musun?
Achas que eu competiria pelo teu corpo glorioso?
- Onu ikna edebileceğini sanıyor musun?
- Tente convencê-lo? - De uma ou outra forma.
Şimdi, şu evlenme meselesi. Bunun iyi bir fikir olduğunu sanıyor musun?
Isso de se casar te parece uma boa idéia?
Evet, ama, benim süslü giysilerden ve pahalı takılardan vazgeçebileceğimi ve kasabada hayır işleri yapacağımı sanıyor musun?
Você está realmente a imaginar-me a renunciar vestidos raros e jóias caras,... e em vez disso ser uma benfeitora de meia cidade?
Bunu tekrar yapabileceğini sanıyor musun?
- Acha que era capaz de repetir isso?
Sanıyor musun ki ben annemden... senden az nefret ediyorum?
Não pensa que odeio minha mãe... tanto quanto você?
- Yakalayabileceğini sanıyor musun?
- Acha mesmo que ela o vai apanhar?
Artık uyuyabileceğini sanıyor musun?
Achas que agora consegues adormecer?
- Sanıyor musun?
- Tu achas? !
- Sanırım kaçıyorlar efendim. - Sanıyor musun?
- Acho que escaparam.
- Onların bunu bildiğini sanıyor musun?
- Acha que sabem?
Hayır Roger, bu müthiş sporcuların senden bir zafer öpücüğü almak isteyeceklerini sanıyor musun gerçekten?
Achas mesmo que estes atletas fantásticos vão querer um beijo teu?
Fred dedemin beni utandıracağını sanıyor musun?
Achas que o avô Fred me vai embaraçar?
- Anlayacağını sanıyor musun?
- Achas que vai entender?
Sanıyor musun?
Achas?
Kahretsin, bunlardan herhangi birinin gerçek olduğunu sanıyor musun? Uh... bilmiyorum.
Pensas que alguma coisas destas alguma vez aconteceu?
Hey Mikey, daha yüksek sesle çıtırdatabileceğini sanıyor musun?
Ei, Mikey, achas que podes mastigar mais alto?
- Sanıyor musun ki- - - Yeterli.
Achas que...
Sanıyor musun? Evet mi?
Sim o não?
Sanıyor musun?
Seu fingido.
Genç bir adam hakkındaki hikayeyi hatırlıyor musun - Sanırım ormanlarda gezip duran bir çobandı -
Lembra-se da história daquele rapaz... penso que ele foi um pastor que andava nas florestas...
Karşıdaki benzin istasyonunda çalışan İsveçliyi tanıyor musun?
Conhece o Sueco alto que trabalha na estação de serviço?
- O taksi şoförünü tanıyor musun? - Evet, sanırım.
- Conheces o taxista?
San Francisco hakkındaki iyi izlenimlerimi paylaşıyor musun?
Diga-me, partilha da minha boa opinião sobre São Francisco?
Hayatım, anlamıyor musun? Bombayı arabaya Meksika'da yerleştirdilerse ve sanık bir Meksikalı ise, uluslararası bir skandal doğar.
Mas não vês que, se a bomba foi depositada no carro no México, e o arguido for um mexicano, isto torna-se num escândalo internacional.
Sanıyorum her seferinde biraz biraz daha arttırarak zamanla yüksekliğe alışabilirim, süreklilik, anlıyor musun?
Tenho uma teoria, acho que se me habituar às alturas a pouco e pouco, um bocadinho de cada vez... Já te mostro.
Sadece, "San Francisco üzerine bir otorite tanıyor musun- -"
apenas um "Quem conheces que seja uma autoridade na história de..."
Orada çalışan Kaneko'yu tanıyor musun?
Conheces o sr. Kaneko que trabalha aqui?
Sanırım bunun cevabı "evet", sen de katılıyor musun, Harold?
Eu acho que isso merece um sim, não concorda, Harold?
Sanıyor musun ki, ben...
Achas que vou?
- Onu tanıyor musun? - Sanırım.
Senta-te.
Bu çocuk... bunu söylüyorum, çünkü söyleyecek başka bir şey bulamıyorum... çok akıllı... ve marifetli bir çocuk... sanırım, yanında yattığım en mükemmel erkeklerden biri, anlıyor musun?
Este garoto é e só vou dizer isto porque não sei que mais dizer... ele é muito esperto... sabe, um garoto engenhoso, e eu acho que foi um dos melhores com quem dormi, entende?
San Francisco'da Ford'u öldürmeye çalışan kadını hatırlıyor musun?
Lembras-te da mulher em São Francisco há uns anos, que disparou sobre o Ford?
Sanırım henüz hazır değilim, anlıyor musun?
Acho que ainda não estou preparada, entendes?
Öyle sanıyorum. Michael, hatırlamaya başlıyor musun?
Já te começas a recordar?
Birkaç ay önce tutukladığım dandik sinemada çalışan kızı hatırlıyor musun?
Lembras-te da rapariga que prendi há uns meses?
Eyerini bile kaldıramıyor musun? Nereye gittiğini sanıyorsun?
Não podes com a tua sela, onde pensas que vais?
Bardolph'un burnuna yapışan pireyi görüp de... bunun cehennemde yanan kara bir ruh... olduğunu söylediğini hatırlamıyor musun?
Viu uma pulga no nariz de Bardolfo... e disse ser uma alma negra queimando no inferno.
San Francisco'yu hatırlıyor musun?
Ainda te lembras, em São Francisco?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]