Sevmiyorum traduction Portugais
3,561 traduction parallèle
Sadece seni sevmiyorum, sana hayranım da ve umarım bir gün- -
Não só gosto de ti, como também te admiro e, um dia... "
Bu işi sevmiyorum bile.
- Nem sequer gosto deste emprego.
Hatalı olmayı sevmiyorum.
Não gosto de estar enganado.
Jay'i sevmiyorum.
Do Jay, não.
Hayır. Hayır sevmiyorum.
Não, não é por isso.
Sanırım hızlı gitmeyi sevmiyorum.
Não gosto de andar rápido.
- Sır saklamayı sevmiyorum.
Não gosto de segredos.
- Ben de sevmiyorum. Ama Riley'nin hayatı hâlâ Kyle'ın etkisinde. Ve Kyle'ın anlattıklarını söylemek, bunu düzeltmez.
Nem eu, mas é a Riley que tem de resolver o casamento dela com o Kyle e contar-lhe o que o Kyle disse não vai resolver nada.
Taylor'u senin kadar ben de sevmiyorum ama eğer bilmediğimiz bir sebepten dolayı buradaysa o zaman bilmememiz gerekir.
- Eu também não gosto da Taylor, mas se ela tem uma razão para cá estar que nós não saibamos, vamos continuar sem razão.
İşte bu yüzden anneni hiç sevmiyorum.
É por isso que nunca gostei da tua mãe.
Şu çocuğu hiç sevmiyorum.
Não gosto dele.
- Okulu hiç sevmiyorum. - Evet.
- É porque não gosto da escola.
En iyi arkadaşıma kalbinden "bafilemeni" sevmiyorum.
Não gosto que tripudies em cima do coração do meu amigo.
- Şu an kimseyi sevmiyorum.
- Agora não gosto de ninguém.
- Bu şeyi sevmiyorum.
- Não gosto disto.
Bu kısmı sevmiyorum.
Não gosto desta parte.
Bunları sevmiyorum.
Não gosto disso.
Bu yüzden kadınlarla savaşmayı sevmiyorum.
As mulheres são mesmo teimosas.
Seni pek sevmiyorum ben Crick.
- Eu não gosto mesmo de você. Crick.
Hâlâ geyim, hâlâ seni sevmiyorum.
E continuo a odiar-te.
Meksikalıları ben de sevmiyorum ama birisi hamile bırakıp gitti işte.
Eu também não gosto de mexicanos. Acontece que fiquei grávida de um.
Hiç sevmiyorum!
Odeio Pokémon.
Kısa hissetmeyi sevmiyorum.
Não gosto de me sentir pequena.
- Dondurma sevmiyorum, şekerli sümük gibi.
- Eu não como gelado. - Parece muco doce.
Cadılar Bayramını neden sevmiyorum sanıyorsun.
Por isso é que não suporto o dia das bruxas.
Din tartışmayı sevmiyorum. Sonunda bozuşacağız.
Não gosto de discutir religião, só serve para nos desentendermos.
Sevmiyorum oraları.
Não me apetece.
Üzgünüm ama sevmiyorum.
Lamento, mas ofende.
Durumun kötüye gitmesini sevmiyorum.
Não me agrada que esteja fora do nosso controlo.
Ayrıca Baltimore'u sevmiyorum bile.
E nem gosto de Baltimore.
Onu ben de sevmiyorum.
Também não gosto dele.
- Sevmiyorum.
- Não.
İstemediğin bir şeyi yapmanı söylemeyi sevmiyorum.
Como sempre. Não gosto de te dizer para fazeres algo que não queres.
Onu sevmiyorum.
Vou mostrar-lhe.
Seni sevmiyorum. Evet.
Não gosto de ti.
Patronunu sevmiyorum.
Eu não gosto do teu patrão.
Ben sevmiyorum.
- Eu não estou.
Artık Stefan'ı sevmiyorum falan demek değil bu ama dönüştüğümden beri Damon'a karşı olan hislerimin daha yoğun hale geldiğini inkâr edemem.
Não é que tenha deixado de amar o Stefan, mas não posso negar que, desde que me transformei, os meus sentimentos pelo Damon tornaram-se mais intensos.
Ben de iki cephede birden savaşma fikrini sevmiyorum.
Não gosto da ideia de ter guerra dos 2 lados.
Onu sevmiyorum.
Eu não o amo.
Sadece yanmayı sevmiyorum.
Só não gosto de ficar a arder.
- Sevmiyorum.
Não amo.
Dostum o pislikleri senin kadar ben de sevmiyorum ama...
Eu odeio tanto como tu esses macacos voadores, mas... Dean!
Yaşlı, tatlı bayanlardan çalmayı sevmiyorum.
Não roubo velhotas queridas.
Spence sahili sevmiyormuş. Sevmiyorum.
Sim, aqui o Spence não gosta de praia.
Normal bir şeymiş gibi "Okumayı sevmiyorum" diyordu. Ondan sonra Maggie'yle çıktım.
Ela dizia que não gostava de ler como se estivesse tudo bem.
- Sevmiyorum işte.
- Não gosto.
Disney Diyarı'nda koşmayı sevmiyorum.
Downtown Disney.
Kendimi sevmiyorum ben.
- Eu não me amo.
Hayatımı ; seviyorum, sevmiyorum.
Gosto da minha vida, não gosto nada.
Onu sevmiyorum.
Estou a gostar do Peter.