Sorum şu traduction Portugais
244 traduction parallèle
Şimdi sorum şu :
Ora, a minha questão é :
Benim sorum şu, askerleri nasıl geçeceğiz. Bunu da biliyor musunuz, Profesör?
Eu também tenho uma pergunta, embora não sejamos da mesma terra.
Sorum şu : İşimiz bitti mi?
Eu perguntei se é o fim?
Dr. Johannson, size sorum şu.
A minha pergunta é para si.
Doktor benim sorum şu : Yakalandılar mı?
Doutor, a minha pergunta é... eles apanharam-nos?
Şimdi, sorum şu ki bayım bunu gerçekten kullanacak mı, ne dersiniz?
A questão é : será que ele vai usá-la?
Sorum şu :
E a questão será :
Sorum şu :...
A pergunta é a seguinte :
Benim sana sorum şu :
A minha pergunta é :
Sorum şu...
A minha pergunta é :
Sorum şu, ücreti nasıI ödüyorsun?
A questão é : como consegues pagar?
- Evet, sorum şu ki 18 yıldır burada yaşıyorsa, neden şey konuşamıyor...
Minha pergunta é, se faz 18 anos que vive aquí, por que não fala...
Sorum şu...
Pergunta :
"İlk sorum şu olurdu."
Vou dizer-te qual é a minha primeira pergunta...
Sorum şu ; ona büyük salatayı verenin ben olmama rağmen onu satınalanın sen olduğu izlenimine nereden kapıldı?
A minha questão é esta : por que pensará a Elaine que lhe pagaste a salada grande quando fui eu que lha entreguei?
Sorum şu, ne zaman emin olabileceğiz?
Mas agora pergunto-te, quando saberemos?
Peki esas sorum şu. Bu fosilleri oraya, kim, niçin koyuyor?
Agora, a questão é quem pôs lá esses fósseis e porquê.
Sorum şu... Umarım psikologlar gibi konuşmuyorumdur, ama...
Espero não parecer demasiado um psiquiatra, mas...
Sorum şu... bir adam neden o nehri yüzerek geçmeyi seçer?
Acho que a minha dúvida é... que levaria um tipo a nadar até lá?
Sorum şu : Biz nereye aitiz?
A pergunta é : onde é o nosso lugar?
Sorum şu :
A pergunta que eu faço é esta :
Benim sorum şu :
O meu problema é :
Sorum şu ; Nasıl olurda bu küçük fahişe o kocaman zencinin aleti ağzındayken, bir ısırıkta onu kopartabiliyor.
A minha pergunta é na boca dela, e cortou-a de uma só vez?
Benim yegane sorum şu, neden onlara ödüyoruz ki?
A minha única pergunta, é porquê pagar?
Şimdi sorum şu bundan ilaçyapılması ne kadar sürer?
Agora que conseguiu isto, quanto tempo para chegar a um medicamento?
Sanırım sorum şu...
Acho que é a seguinte : O que o fez mentir, Frank?
Sorum şu ki, birisini çok sevmek yanlış mı?
Suponho que minha pergunta é se estiver mal amar muito a alguém.
Bay Steinberg'e sorum şu...
- Queria perguntar ao Sr. Steinberg...
Sorum şu. Eğer kızınızı söylediğiniz kadar çok seviyorsanız ki buna ben de inanıyorum. Sizce daha fazlasını hak etmiyor mu?
A questão é, se você ama a sua filha... tanto como você o diz... e eu sei que sim... não acha que ela merece mais?
Asıl sorum şu, neyin melodisi o? - Merhaba, Dolly.
A verdadeira questão é o que estava a assobiar.
Sorum şu :
- Sim, eu percebi...
Şimdiki sorum şu...
A minha próxima pergunta é :
Ve sorum şu... evde buzdolabına gidiyorsun... ve kapısını açıyorsun ve buzdolabında bir şişe bira görüyorsun... birayı alıp... bardağa koyup mu içersin... yoksa birayı şişeden mi içersin?
E a pergunta é... quando vais ao frigorífico em tua casa, e abres a porta, e vês uma garrafa de cerveja... pegas nessa garrafa de cerveja... enches um copo e bebes, ou bebes logo da garrafa?
Sorum şu olacak, lütfederlerse :
Com a devida consideração, gostaria de perguntar :
Sorum şu, pantalonunuzu indirince kravatınızı gevşetecek misiniz?
Mas quando se despir até às cuecas, fica menos tenso?
İlk sorum şu :
A primeira é :
Yani sana sorum şu, seni durdurmasa ne olurdu?
Por isso, pergunto-te : e se ela não te tivesse impedido?
Sonraki sorum şu :
Próxima questão.
Sorum şu olabilirdi, bundan sana ne?
A minha questão é : o que tens a ver com isso?
Benim sorum şu ; planınız nedir?
A minha pergunta é... qual o teu plano?
- Sorum şu...
Portanto, a minha pergunta é :
Sorum şu ki ; peki kız arkadaşların nerde şu anda?
É uma das coisas que temos em comum.
Yani sorum şu ki ; kendini neye bulaştırdığının farkında mısın?
Então a minha pergunta é : sabes no que te estás a meter?
Sorum şu : Kendinizi anlatın Jim.
A minha pergunta é :
Ama sorum şu.
Esses poucos anos... serão realmente bons, haverá algum sofrimento? Mas a questão é.
Sorum şu :
- Do que Sammy gosta?
Sorum şu :
A questão é :
Şu iğrenç şey için, ne haltsa artık, bir sorum vardı.
Tenho uma pergunta para aquela coisa nojenta.
Sorum su : İnsan neden geçmişi değiştiremez?
A minha pergunta é : por que não conseguimos mudar o passado?
Sorum şu.
Perguntas!
Şu anda bir sorum yok sayın yargıç.
Nada neste momento, Meritíssimo.