Tesadüfen traduction Portugais
897 traduction parallèle
Tesadüfen çikolatanız var mı, acaba?
Por acaso tem chocolate?
Pardon, siz tesadüfen Abe Kabibble değil misiniz?
Por acaso, não é o Abe Kabibble? - Que absurdo!
Dün, tesadüfen...
Ontem, por acaso...
- O dergi tesadüfen Spy olmasın?
- Não seria a revista Spy?
O gece tesadüfen dışarıda, bir partideydim yani ertesi güne dek mesajı alamadım.
Casualmente eu estava em uma festa naquela noite. E não vi isso antes do dia seguinte.
Onu tesadüfen gördüm.
Acabo de reparar nele.
- Evet. Tacirlere satılmadan önce tesadüfen bize katıldı.
Ele apareceu por acaso antes de sermos vendidos como escravos.
Trende tesadüfen kimle karşılaştığımı tahmin edemeyeceğinize eminim.
Posso apostar que não advinham com quem me encontrei acidentalmente no trem.
- Trende tesadüfen karşılaştım.
- Encontrei-o acidentalmente no trem.
Sizi, dün gece, tesadüfen Danny McGuire'ın Yeri'nde gördük.
Vimo-la, por acaso, no Bar do Danny McGuire, ontem.
O yüzden her sabah 11'de markete gelip bir şeyler alacaktı ben de gerektiğinde gidip onunla konuşabilecektim sanki tesadüfen karşılaşmış gibi.
Assim que ela passava todas as manhãs às onze e eu ia quando queria vê-la. Encontravámos como por acaso.
Tesadüfen karşılaştık Madam.
Encontrámo-nos por mero acaso. Estou a perceber.
15 yıl önce Yellow Sky'da tesadüfen ağır gümüş madeni bulundu.
À cerca de 15 anos, encontraram prata aqui, em Céu Amarelo.
Bizim için bayağı zorlayıcı idi... fakat sonunda aradığımızı tesadüfen bulduk.
Passamos muitas necessidades durante um tempo... mas, finalmente, encontramos o que procurávamos.
Hikâye bir ilkbahar gecesinde başladı. Tesadüfen, 17. yüzyılda Felemenkçeyle elle yazılmış ilginç bir yazma bulmuştum.
Começou uma noite no princípio da primavera... deparei-me com um curioso manuscrito do Século XVII, escrito à mão em holandês.
Tam da tesadüfen hikâyesinin istisnai bir türünü bulmuştum.
Acaba de me vir ter às mãos uma versão desconhecida da história.
İki kişi tesadüfen tanışır.
Dois tipos se conhecem por casualidade, como nós.
Ne o, buraya tesadüfen geldiğimi mi sandın?
O que se passa, achas que caí aqui por acidente?
Marie Charlet'yle tanışmam kesinlikle tesadüfen olmadı.
Não foi por acaso que encontrei Marie Charlet.
onunla sadece tesadüfen tanıştım, ama ondan hoşlanıyorum.
Conheci-o por acaso, mas gosto dele.
Tesadüfen Elm'e gittik Pete.
e vimos Elm.
- İlk ipucu tesadüfen geldi.
- A primeira pista apareceu por acidente.
Orada tesadüfen bulunmuyor.
Está aqui por alguma razão.
Tesadüfen bir yetimhaneye girdin, yorgundun, haftalardır aynı insanları görüyorsun, sonra o çocukların parıldayan yüzlerini gördün ve etkilendin.
O senhor tropeçou num orfanato, estava cansado, tinha estado pendurado com as mesmas pessoas semanas a fio, viu as caras radiosas dessas crianças e entusiasmou-se.
Hepimiz tesadüfen buradayız.
Estamos aqui todos por acaso.
- Hayır, tesadüfen buldum.
- Tropecei nessa tralha.
Tesadüfen buldum diyelim.
Digamos que... tropecei nele.
Şimdi beraber aşağı iniyoruz, tesadüfen karşılaşmış üç eski dost gibi.
Vamos descer as escadas calmamente, como três velhos amigos.
Tesadüfen ben buldum işte.
Por acaso fui eu.
Venüs'te tesadüfen bu yaratıkların elektrik şokuna karşı... zayıf olduklarını ve kontrollü voltajın onları bayılttığını keşfettik.
Em Vénus, descobrimos por acidente que estes animais... são susceptíveis ao choque eléctrico e que a voltagem controlada os paralisa.
Tesadüfen tanıştıysak ve benim bir serseri olmadığımı kanıtlayabilmenin imkânı yoksa ben ne yapabilirim?
Que mais posso fazer, se nos encontramos por acaso... e não tenho ninguém que possa me apresentar... e garantir que não sou um ladrão, um delinquente?
- Tesadüfen.
- Às vezes.
Ama tesadüfen insanlığın bir ağacın kökünü kesip tekerleği bulmasından beridir yapılmış en büyük keşfi yaptım.
Mas encontrei por acaso a descoberta mais importante desde que o Homem serrou a ponta de um tronco de árvore e inventou a roda.
Tesadüfen rastladım.
Apenas tropecei nele.
Fakat tesadüfen daha önemli bir rahatsızlığınız olduğunu öğrendik. Şeker hastasısınız.
Mas descobrimos acidentalmente que o sr. tem um caso bastante avançado de de "diabetes mellitus".
Şu bombalama olayı hakkında tesadüfen birşeyler duydun mu?
Por acaso não ouviste nada acerca daquela bomba?
Tesadüfen karşılaştık.
Encontrámo-nos por casualidade.
Tesadüfen aynı anda ayrılmış olabiliriz, ama birlikte değildik.
Devemos ter saido ao mesmo tempo mas não juntos.
Ben bu işe tesadüfen girdim.
Não, entrei nisto por acidente.
Tesadüfen otelde karşılaştık.
Encontrei-me com ele no hotel.
- Tesadüfen olduk.
- Por coincidência.
Belki de olursun. Öylesine gelmiş ve tesadüfen tanışmışız gibi olsun istiyorum.
Vou ter consigo quando ela chegar,... ancomo que por acaso.
Saat on birde tesadüfen kan vermem gerek.
Mas, é que vou dar sangue às onze horas.
Barda birisinin tesadüfen söylediği bir şey tetikledi.
Algo que alguém disse no bar, por acaso, fez disparar o mecanismo.
Kuşlar kapalı bir yerde paniğe kapılabilirler. Ancak buraya tesadüfen girmediler. Hepsi bacadan girdi.
Admito que um pássaro se assusta num quarto fechado, mas não entraram por acaso, desceram pela chaminé!
Hatta belki tesadüfen bile rastlamış olabilir. Onu takip edip, kaçmaya çalıştığında onu trende sıkıştırmış ve pencereden atmış olabilir. Sonra da kalan iki kişiye olanları anlatmaya gerek duymadan, bütün parayı kendi almış olabilir.
Pode mesmo tê-lo encontrado por acaso... seguiu-o, e quando ele tentou fugir novamente, atirou-o do comboio... pela janela, sem contar aos outros dois... levando o dinheiro todo.
Tesadüfen onu yürürken hiç görmediniz mi?
Não.
Tamamen tesadüfen karşılaştık.
Encontrei-o casualmente.
.. tesadüfen, elimde, senin varlığından bile haberdar olmadığın bir kart var. Şimdi kim blöf yapıyor?
- Quem está a fazer bluff, agora?
Hayatım tesadüfen konuşmuyordunuz.
Não foi.
Sadece tesadüfen karşılaştık.
Apenas nos conhecemos um dia.