Tesadüfe bak traduction Portugais
234 traduction parallèle
Efendim, burada bu güzel makineyle oynuyorum ve şu tesadüfe bakın...
Estou aqui a tocar com esta magnífica máquina e... Que coincidência.
Tesadüfe bak, ben de seni düşünüyordum.
Por uma estranha coincidência, estava a pensar em ti.
Tesadüfe bakın, sıla hasretine karşı en iyi ilaç bende.
Tenho a melhor receita para curar esse mal.
Şu tesadüfe bak ki, bir saat kadar önce Lionel ile birlikteydik.
- Estive com o Lionel, há uma hora.
Ve şu şanslı tesadüfe bak ki, önünde bu güzel küçük bayan tarafından tasarlanan yeni, geliştirilmiş ruhsatlı, işe yarar, başarılı, küçük ama dev bir kütük çekici var.
E por sorte, diante de seus olhos, exibido pela linda dama o novo, aperfeiçoado, superprático, nunca-falha, rebocador de madeira.
Tesadüfe bakın!
Que coincidência.
Öyle mi şu tesadüfe bak!
Que coincidência!
Tesadüfe bakın ki bugün sarayımda bulunuyor kendisi.
Que, por mera coincidência, parece estar na minha corte hoje.
- Şu tesadüfe bak.
- Mas que coincidência.
Tesadüfe bak!
Mas que coincidência!
- Şu tesadüfe bakın.
- Que coincidência.
Tesadüfe bak.
Mãe? Uma coincidência.
Tesadüfe bakın ki, genç bayan, o beni de eğlendiriyor.
Por coincidência, minha querida, ele também me diverte.
Tesadüfe bak. Evet.
- Que coincidência.
Tesadüfe bak.
Que coincidência.
Tesadüfe bak ki, ben de ondan geriye kalan bir parçayı istiyorum.
Coincidentalmente, Eu tambem quero muito A única peça restante dele
Tesadüfe bak ki, sen herşeyi biliyorsun, bense gölgeler ve hayalgücünü henüz göremedim.
É para que saibas que tudo o que vejo não são só sombras ou imaginação.
Tesadüfe bak.
Olha que coincidência.
Tesadüfe bak.
O mundo é mesmo muito pequeno.
Tesadüfe bakın ki onun da üzerinde yok olan takıların birkaçı bulunuyordu.
Que aparecia vestida... com mais alguns dos seus artigos destruidos.
Şu tesadüfe bak, bu sabah istasyona bir Flaxian geldi.
E esta manhã houve um flaxiano a bordo da estação.
- Görüşürüz Bob. - Selam çocuklar. Bob, şu tesadüfe bak.
É engraçado encontrar-te aqui com o resto da malta, Bob.
Ve tesadüfe bak ki hepimiz aynı hafta sonunda buradayız.
- E está a ficar menor. - Que coincidência... estarmos todos aqui no mesmo fim de semana.
Tesadüfe bakın!
A sério? Isso é uma coincidência.
Tesadüfe bak.
Sou o namorado da Grace. É estranho.
Tesadüfe bak babam orada kumar oynardı.
- Que coincidência. - Meu pai costumava jogar lá.
- Tesadüfe bak ki, ben de adam arıyorum. - Hayır!
- Por acaso, estou a recrutar.
Tesadüfe bak!
Que coincidência!
Tesadüfe bak.
Vejam só quem está aqui.
Şu tesadüfe bak Leydi Marion.
Pois é, quem diria Donzela Marion.
Şu tesadüfe bakın.
Estranha coincidência.
Tesadüfe bak!
O que me dizes?
Tesadüfe bakın.
Mas que sorte.
Tesadüfe bak.
E que tal esta?
Tesadüfe bakın ki, köpeğin sahibi doktor.
E acontece que a dona do cão é médica. - Cirurgiã?
Hayır. Ona Dean ile buluşup sinemaya gideceğimizi söyleyeceğiz. Tesadüfe bak ki, Dean'in arkadaşı da aynı filme gelmiş.
Dizemos-lhe que fomos ter com o Dean para ir ver um filme... e então vamos ao filme... e alguém que por acaso é amigo do Dean... também está lá para ver o mesmo filme.
- Tesadüfe bak.
- Não é uma coincidência?
O halde gerçek ismin Lord Nibbler mı? Şu tesadüfe bak.
O teu nome verdadeiro é Lord Nibler, que coincidência.
Tesadüfe bak ki, Ross da oradaydı.
O Ross estava aqui.
- Tesadüfe bak.
- Um feliz acaso.
Şu tesadüfe bak.
Bem, que coincidência.
Kes şunu, köpek fincanı. Tesadüfe bak ki yalnız değilim.
O Stan e eu temos este refúgio tropical planeado para a próxima semana mas como ele está na prisão a fugir dos beijos do recluso de 230 kg chamado Tiny ( Pequeno ), tenho um bilhete a mais!
Tesadüfe bak.
Adeus.
Tesadüfe bak, tadı da bir şeye benzemiyor.
Que ironicamente sabe a nada.
tesadüfe bakın ki sadece 3 kaşıklık kahve kalmış.
O problema é que nós só tínhamos café para fazer três.
Bak sen şu tesadüfe!
Porque esperamos?
Tesadüfe bak, kocasını tanırdım.
A Sra. Hammond não se importará. É uma coincidência eu ter conhecido o seu marido.
Bak şu tesadüfe.
Que grande coincidência.
- Bak şu tesadüfe.
Ora, se não és tu.
Tesadüfe bak.
Quem diria?
Tesadüfe bak, ben de Christophar'ın... hologramıyla oturuyorum.
Não sabia.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50