Tövbe traduction Portugais
582 traduction parallèle
Bence tövbe etmek için hazır!
Penso que ela está pronta para assinar a abjuração.
Dök bütün günahlarını Tanrı'nın önüne. Tövbe et yaptıklarına, yarın olacakları önle. Gübre koyma kötü otların köküne, büyürler.
Confessai-vos a Deus, arrependei-vos do passado, evitai o futuro, para que não cresçam as ervas ruins.
İçkiye tövbe etmiş olmasından korkmaya başlamıştım.
Comecei a recear que, de repente, se tivesse regenerado.
Tövbe etmek bir hatayı ortadan kaldırmaz mı?
O arrependimento não pode apagar um acto de loucura?
Tövbe eden silahşor daha önce de gördüm.
Vi pistoleiros reformados antes.
Ben tövbe ettim, teşekkürler.
Não se confunda...
Tövbe et!
Arrepende-te.
O putperest kadını tövbe ettir.
Repudie a mulher e suas idolatrias!
TÖVBE ET
ARREPENDAM-SE
Tövbe edip Tanrıyı seveceksin.
Arrepender-te-ias e amarias Deus.
Öyle ki... Lord Gilbert buna karşılık olarak... ne pişmanlık göstermiştir, ne de tövbe etmiştir. bize tanınan haklar çerçevesinde... hepimiz buraya toplandık.
Entretanto, Lord Gilbert não se arrependeu... e continua livre nesta terra... nós aqui, o separamos do precioso Corpo... e Sangue de Cristo e de toda sociedade cristã.
Tövbe etme bölümünü ezbere biliyor musun? Bu, çok iyi.
Sabe o acto de contrição de cor!
" Sefil ve yalnız Pişman ve etmiş tövbe
" Miserável e solitária Arrependida e contrita
Senin odanda uyandığım sabah bu işlere tövbe ettim.
Eu lavei a cara no dia em que acordei em tua casa.
Tövbe edin! Göklerin hükümranlığı yaklaştı.
Fazei penitência, pois o Reino dos céus está próximo.
Vay haline ki o şehirlerin, mucize gösteririm de tövbe etmezler.
Ai de vós que reconheceram meus milagres... e não fizeram penitência!
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Pois se fossem feitos em Tiro e em Sidônio os milagres... que foram feitos em vosso meio, há muito tempo... elas se teriam arrependido sob o cilício e a cinza.
Ninova halkı, hüküm günü bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Yunus'un çağrısıyla tövbe ettiler. Yunus'tan üstün olan buradadır.
No dia do juízo, ninivitas se levantarão contra esta raça... e a condenarão, pois fizeram penitência à voz de Jonas.
Tövbe edin.
Arrependei-vos!
Tövbe edin, tövbe edin.
Arrependei-vos! Arrependei-vos!
Tövbe edin!
Arrependei-vos!
- Buraya gelip tövbe etmelisiniz.
- Devias arrepender-te.
Buraya tövbe etmeye gelen iyi niyetli günahkarların onurunu kırıyorsunuz.
Insultas os pecadores que vieram arrepender-se.
Kardeşiniz günah işlerse onu azarlayın, ama tövbe ederse onu bağışlayın.
Eu vos digo : Repreendei o irmão que errou... mas, ao se arrepender, perdoai-lhe.
- Tövbe et!
- Arrependei-vos!
Tövbe et!
Arrependei-vos!
Tövbe et.
Arrependei-vos.
Eğer tövbe edersem... Tanrı bana eski şöhretimi verir mi?
Se me arrepender, Simão, devolver-me-á Deus a minha primitiva glória?
Edebiliyorsan, tövbe et...,... lakin sonsuza dek böyle kalacaksın.
Arrepende-te, se puderes, mas assim continuarás por toda a eternidade.
Tövbe et!
As cuecas do teu pai que se arrependam.
Ama... tövbe etmek için yararlı olabilir mi?
Mas, temo que a tua penitência, de pouco sirva ao homem.
Bırak, Tanrı'nın kulu tövbe etsin.
Deixa o servo de Deus arrepender-se.
İtaatsizliğin için tövbe et.
Arrepende-te da tua desobediência.
Cehenneme yada tövbe edip, iyi olacaksınız
Irão para o Inferno? Arrependam-se Ou façam boa viagem
yada tövbe edip, iyi olacaksınız. İyi olacaksınız!
Arrependam-se Ou façam boa viagem
Hayatın anlamının ötesinde olduğundan,.. ... tövbe için artık vakit yok.
Porque, ultrapassado o último instante da vida, não há mais tempo para penitências.
Bu adamların ana, kızkardeş ve karılarına sesleniyorum, tövbe etmeleri için dua edin.
Mulheres, irmãs e mães desses homens, rezem para que eles se arrependam.
Onunla kalacaksınız... tövbe etmezseniz.
Residi sem ele... a não ser que vos arrependais.
Günah ve yanılgılarından tövbe eden herkese kilisede yer vardır. Çekilin kenara! Orada habis ve karanlık şeytanın ta kendisi gibi duruyorsunuz.
Mas aqueles de vós que vos arrependam de seu engano....... serão recebidos de novo no seio da Igreja.
Belki de tövbe etmişlerdir.
Pode ser que se tenham arrependido.
Tövbe tövbe!
Poxa!
- Tövbe tövbe.
- Que droga!
Yapacağın şey, dua edip tövbe etmek olur.
um bom acto de arrependimento, é o que vais fazer.
Her şeye tövbe ettim ve şimdi beni tekrar yakaladılar.
Abjurei, mas agora prenderam-me outra vez.
Bazı hatalar yapmış olabilirim, Kutsal Kilise'den sapmış olabilirim. Ama tövbe etmek için buradayım.
Pode ser que tenha errado, e me tenha me desviado da Santa Igreja, mas estou aqui em sinal de arrependimento.
.. ama beni herkesin önünde tövbe etmeye zorlamayın, .. Çünkü bu sadece, üzerime giydiğim kıyafetin şerefini lekeler.
Suplico-lhes que me seja dado um castigo até grave, para não ser exposto à abjuração pública, que só traria desonra ao hábito com o qual me visto.
Tövbe ettin.
Abjuraste?
Son kez söylüyorum, tövbe et!
Por última vez, te arrependa!
Benimle tövbe, kardeşim Tövbe.
Irmão, meu irmão. se arrependa você!
- Tövbe, kardeşim.
Renuncia ao mal.
Tövbe, savaş olarak vazgeçmelidir!
Parem a guerra!