Tüm traduction Portugais
124,397 traduction parallèle
Şimdi, basitçe tüm kaltaklar standart alarm sistemlerini arar, ama sihirbazlar? Ayrıca sihirli koğuşları geziyoruz, yani...
O pessoal básico activa todos os sistemas, mas os Mágicos também activam as protecções mágicas, o que significa...
The entire floor of the vault Kemerin tüm zemini büyük bir anti-gezgin sigilidir.
O piso inteiro da caixa-forte é um selo antiviajantes.
Tüm sahip olduğun bu.
Tens 30 minutos.
Bak, tüm yaptığın bir toplum baskı grubunu yatıştırmaktı. Bu sadece bir reklam çalışmasıydı.
Ouve, tu só acalmaste um grupo comunitário.
Senin bize istediğimizi düşündürdüğün otel yüzünden buradaki tüm dükkânların kiralarını arttırdılar.
Aumentaram as rendas por causa do hotel que nos convenceste a querer.
Pekâlâ, sanırım tüm vaktimiz doldu.
Bem, não temos tempo para mais.
Tüm ahaliyi sattın.
Lixaste a malta toda.
- Tüm gün arka arkaya derslerim var.
- Tenho aulas o dia inteiro.
Burası arka taraf, ıslak giysilerinizi asmak ve tüm o harika tahtalarınızı koymak için bolca yer var.
Já viste o quintal. Tem muito espaço para pendurar fatos de mergulho e guardar pranchas.
Ayrıca tüm pudingleri saydım!
E contei os pudins!
Doğadaki neredeyse tüm çiçeklerin belli sayıda taç yaprağı vardır.
Quase todas as flores têm um certo número de pétalas.
Ben de Marco Diaz'ın annesinin, kardeşinin tüm ailesinin ve emniyet camiasındaki meslektaşlarının acısını yürekten paylaşıyorum.
E apresento as minhas condolências à mãe do Marco Diaz, ao seu irmão, a toda a sua família e a todos os colegas.
Az sonra vereceğiniz ifadede gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz?
O testemunho que está prestes a dar será a verdade, toda a verdade e nada mais do que a verdade, jura solenemente?
9 Eylül'den sonra Milli Güvenlik,... tüm büyük mağazala telsiz gönderdi.
Depois do 11 de Setembro a Segurança Nacional forneceu um rádio a todos os principais edifícios públicos.
Tüm birimler, Telsiz kontrol.
Todas as unidades, verificação rádio.
Tüm gemi teknolojik.
Toda esta nave é tecnologia.
Eğer patlarsa. Tüm gemiyi yoketmiş olursun.
Se explodir, destruirá toda a nave.
Hayatınızı yaşayın, tüm bunları geride bırakın.
Sigam com as vossas vidas e ponham isto para trás das costas.
Tüm içtenliğimle söylüyorum... -... bizim için yılın en unutulmaz günü. - Öyle.
Posso dizer com sinceridade que este é o ponto alto do nosso ano.
Tüm içtenliğimle özür dilerim ama buraya geçen gelişimizde Diana'yı öptüm.
Peço desculpa do fundo do coração, mas da última vez que cá estivemos eu beijei a Diana.
Tüm belgelerde adres burasıydı.
Era esta a morada que estava nos documentos.
Oradaki tüm binalar hakkında bilgi istiyorum. Anlaştık.
Preciso de informações sobre todos os seus edifícios.
Şüphelinin beklediği noktadaki tüm binaları taradım. Bir banka, 24 saat açık bir eczane ve 4 katlı, 75 dairelik karma kullanımlı bir bina buldum.
- Fiz uma pesquisa rápida as estruturas localizadas na zona chave e encontrei um banco, uma farmácia 24 horas e um prédio de 4 andares de uso misto com 75 unidades.
Emlak şirketi tüm anahtarların sende olduğunu söyledi, kimse erişmesin diye satışa kendin bakıyormuşsun.
A empresa proprietária disse que tinha todas as chaves, que estava a tratar as vendas pessoalmente, então mais ninguém tinha acesso.
Hayır, bence bir sosyopat. Tüm bunlarla bağlantısı olan bir sadist.
Não, acho que ele é um sociopata, um sádico, que está ligado a tudo isto de alguma forma.
Ve Lauren gibi kendine güvenmeyen ve tüm özsaygısını kendisine bağlamış birinin karşı gelmeyeceğini düşündü.
E ele assumiu a Lauren, uma dependente com baixa auto-estima que atribui todo o valor próprio ao homem que nunca ia negar o que diz.
- Hayır. Geonwoo'dan ayrılınca tüm sosyal medya hesaplarını silmiş.
Ela apagou todas as redes sociais depois que o noivado com o Geonwoo terminou.
Ya tüm bunları onun için yaptıysa?
- E se ela fez tudo isto por ele?
Çünkü bu dünyada dönüp duran tüm kötülükleri içime çekmek için hazır olmuşum.
Isso preparou-me para absorver tudo o que há de mau no mundo.
Tüm birimler iş başında. Bütün emniyet onu arıyor.
Todas as forças policiais estão à procura dele.
Bana ait tüm izleri silmişler.
Livraram-se de tudo o que me dizia respeito.
İtfaiye tüm kiliseyi aramış ama bulamamış.
Mas os bombeiros já apagaram o fogo na igreja.
Tüm o kötü muamele görüp terk edilmiş çocukları alarak.
A acolher aqueles miúdos abandonados e maltratados.
Tüm gece orada mı oturacaksın?
Vai ficar aí a noite inteira?
Sizin için tüm eve böcek ilacı yaptım.
Pulverizei a casa de insecticida só para ti.
Sen Tanrı'nın gözünden düşmedin tüm melekler arasında Tanrı'nın en sevdiği de değildin.
Não caiu da mão direita de Deus nem era o preferido dele de entre todos os anjos.
Tüm hareketlerimi çözdüğünü sanırdın.
Pensavas que sabias todas as minhas jogadas.
- Tüm kan bir yerden geliyor.
O sangue vem de algum lado.
Helen beklemekten sıkılınca tüm bu olanları gerçekleştirecek kısa bir yol bulduğuna inanıyorum.
A Helen cansou-se de esperar. Acho que encontrou um atalho para acelerar o processo.
Buradaki tüm insanlar senin gibi mi? İyileşiyorlar, evet.
Aqui todas as pessoas são como a Dakota?
Bölümleri azaltmak zorundayız, tüm vardiyaları azaltmak zorundayız.
Temos de fechar departamentos, acabar com turnos inteiros.
Sana tüm söylediği bu mu?
- Foi por causa da empresa.
Bu tüm bilmem gereken mi?
- O que tem?
Tüm kapılar kilitli, alarm devrede.
Ele diz que me vai deixar trabalhar.
Ve sonra Dean Fogg sana verir Tüm eşleşen trambolin pulları?
E o Reitor Fogg deu-vos carimbos de galdérias?
Tüm iyi zamanında.
Tudo a seu tempo.
Beni burada tuzağa düşüremezsiniz ve beni bekleyemezsiniz Tüm bunlarla başetmek Ağır duygusal bok Şu an halledebileceğim tek şey...
Não podes encurralar-me aqui e esperar que lide com isso, quando a única coisa com que podia lidar agora era um gelado, está bem?
Eminim ki Q dedi Tüm kan taşı Şey hemen çalışır.
O Q disse que a cena do sangue na pedra funciona logo.
Ilahi eliminasyonumu terkettim Tüm büyünün yazı tipinde.
Deixei a minha eliminação divina na fonte de toda a magia.
Tüm sahip olduğun bu mu?
É só isso que tens?
Skaikru bana tüm ailemi öldürttü.
Os Skaikru obrigaram-me a matar toda a minha família.
tümen 18
tüm bunlar ne demek oluyor 19
tüm bunlardan sonra 18
tüm bunlar ne için 22
tüm bunlar 57
tum tum 23
tüm kalbimle 51
tüm birimlerin dikkatine 30
tüm bildiğim 37
tüm gün 22
tüm bunlar ne demek oluyor 19
tüm bunlardan sonra 18
tüm bunlar ne için 22
tüm bunlar 57
tum tum 23
tüm kalbimle 51
tüm birimlerin dikkatine 30
tüm bildiğim 37
tüm gün 22