Ucun traduction Portugais
170 traduction parallèle
Anlasana işin ucun da kim bilir neler vardı?
Que haverá no fim dele? Uma recompensa?
Vakalarımda bir ucun gizemli olmasına alışkınım, fakat her iki ucun böyle olması çok karmaşık.
Estou habituado ao mistério de um dos lados do caso, mas tê-lo dos dois lados é demasiado confuso.
Eğer yanılıyorsam düzelt ama.. .. sanırım göğüs ucun görünmüş.
- Porque não tenho a certeza e corrige-me se estiver enganado mas acho que vejo um mamilo.
Evet, göğüs ucun görünüyor.
Noto. Os teus mamilos estão à mostra.
Şey gibi bilemiyorum, senin üçüncü bir meme ucun olduğu gibi.
É mais ou menos como não sei, ter um terceiro mamilo!
Üçüncü bir meme ucun mu var?
Tens um terceiro mamilo?
Üç tane meme ucun mu var?
Tens três mamilos?
Ve onun gibi fazladan bir tane göğüs ucun.
E um terceiro mamilo, como o Krusty!
Senin ip ucun bile yok ne haltler olduğunun değil mi, Şerif?
Não tens a ideia do que se passa?
Uçun hadi! Uçun!
Voem!
Hadi uçun güvercinler.
Acabou. Voem, pombos.
12 : 00 yönünde uçun.
Aviões às 12 horas.
" Dünyanın sonuna uçun kötü talihliler.
"Apressem-se para o final do mundo, ó condenados."
Bear Kanyon boyunca uçun.
Patrulhem o Desfiladeiro do Osso.
Haydutlar tepemizde. Alçaktan uçun.
Mantenham-se baixos.
Uçağınızı tamir edin geri gelin ve bizim için uçun.
Portanto conserte o seu avião, volte cá e voe para nós.
Evet, var.Alçaktan uçun.
Podes sim. Voas baixo.
Bu yüzden beyler azami yükseklikte uçun ve iyi sürün.
Por isso, cavalheiros... voem à altura máxima e façam bom uso disso.
Pencereden dışarı uçun paralar, Pencereden dışarı uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela Vão-se os feijões pela janela
Pencereden dışarı uçun paralar, bugün şanslı günümdeyim,
Vão-se os feijões pela janela Tive um dia de sorte
Pencereden dışarı uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela
Pencereden uçun paralar, Pencereden uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela Vão-se os feijões pela janela
Pencereden uçun paralar, şanslı günümdeyim,
Vão-se os feijões pela janela Tive um dia de sorte
Pencereden uçun paralar, pencereden uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela Vão-se os feijões pela janela
Pencereden uçun paralar, uçun paralar, uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela Vão-se os feijões, Vão-se os feijões
Pencereden uçun paralar, uçun paralar, uçun paralar,
Vão-se os feijões pela janela Vão os feijões, vão os feijões
Siz ikiniz baylar, uçaklarınıza binin ve Haleiwa üzerinde uçun.
Entrem nos vossos aviões e vão até Haleiwa.
Çünkü yazarlar, şairler ve sanatçılar hayatı yaşamak en çok sizin göreviniz Öyleyse uçun kardeşlerim dünyaya bir bakın Bana da deniz kenarında bir yolculuk ayarlayın.
Pois, para os escritores, poetas e artistas, é o seu dever viver a vida ao máximo, então curtam, irmãos, e vejam o mundo, dêem um passeio pelo litoral.
İkinizde hemen, uçun.
Agora, os dois, deixem-me.
Beni yakından takip edin, 15 metre üstünden uçun.
Sigam-me numa formação compacta.
- En son bildirilen pozisyona uçun.
- Voe para a última posição transmitida.
Tamam çift olarak uçun.
Voem aos pares.
Pan Universe ile tekrar uçun.
Voltem a voar com a Pan Universe.
Kristal yarasaları, uçun!
Morcegos do Cristal, voem!
Uçun!
Dispersar!
Uçun, gidin buradan.
Vão lá para cima.
Jack, Maggie, mutlu bir birşey düşünün ve benim gibi uçun.
Jack, Maggie, basta terem um pensamento feliz para poderem voar como eu.
Yüksekten uçun...
"Voa alto"
Bizimle uçun.
"Voa connosco."
Yüksekten uçun benimle uçun, mutlu uçun.
"Voa alto" "Voa comigo e serás feliz."
Uçun!
Voem!
Uçun bakalım.
Na frente!
Uçun güzellerim.
Voem, minhas belezas.
Uçun!
Voem.
Uçun, güzellerim.
Voem, belezinhas.
Uçun güzellerim!
Voem, meus lindos, voem.
Bulun onu hemen bana Evet, hızla uçun gidin ona
Voem Vão veloz e depressa
Haydi kanatlar, uçun. Uçun!
Vamos asas, voem!
Zig zak çizerek uçun!
Façam manobras evasivas!
Uçun bana, melekler!
Voem até mim, Anjos!
Lütfen uçun bana, melekler!
Por favor, voem até mim, Anjos!