Ukalâ traduction Portugais
29 traduction parallèle
Ukalâ olmayın.
Não seja tão profissional.
Siz ukalâ olduğunuzda kendiniz değilsiniz.
Você deixa de ser você mesmo quando está sendo profissional demais.
Başka bir ukalâ, değil mi?
Sujeito intrometido. Ele vai ver.
Yine de sağ ol, ukalâ çocuk.
Obrigado na mesma, espertinho.
Bu konuda yarına kadar hiçbir şey bilmemesi gereken tek kişi Bull McKenzie. O kadar ukalâ ki.
A única pessoa que não precisa de saber é o Bull McKenzie.
Biliyor musun ukalâ herif? Öğrensen iyi olur çünkü dosdoğru oraya gideceksin.
É melhor teres cuidado, porque seja lá no que estiveres metido... eu vou desobrir e mandar-te para lá.
"Sinirlenme, fazla soru sorma ki senin ukalâ olduğunu düşünmesinler."
Mandam-me não falar como falo e controlar-me, pois pareço azeda demais e rabujenta.
Kes sesini, ukalâ!
Silêncio, cara esperto!
Güçlü ve ukalâ bir hayduda rastladım.
Eu vi um brutamontes poderoso e arrogante.
- Kim bu ukalâ?
- Quem é o engraçadinho?
3PO biraz ukalâ.
O 3-PO era um pouco convencido.
- Ukalâ dümbeleği.
- Espertalhão.
Ukalâ Kanguru'ydu, homurdanarak çıkagelen. Ben her şeyi sizden daha iyi bilirim diyen tiplerden.
Depois, a resmungar estava uma Kangaroo mal-humorada, daquelas que julgam que são mais espertas do que tu.
Vardır aranızda tanıdığım bazıları. Çıkar Ukalâ Kanguru'yla aynı fikirde olanı.
Algumas pessoas por aí, eu sei quem, concordam com aquela Kangaroo mal-humorada.
- İyi futbol oynar mısın, ukalâ?
- Jogas bem futebol, grafonola?
Bana bak, ukalâ.
Tudo bem, inteligente.
Ukalâ olan sensin. Sen söyle.
Você é que é o espertinho.
Ukalâ bir cevap verme.
Não te armes em esperto.
- Dizide, seni ukalâ.
Na série, espertalhão.
Bütün yaptıklarından sonra nasıl bu kadar ukalâ ve geveze olabiliyorsun?
Como podes ser tão arrogante e frívolo, depois do que fizeste?
Peki ya sen nasıl oluyor da bir vampire ukalâ ve geveze diyebilecek kadar cesur ve aptal olabiliyorsun?
E como podes ser tão corajosa e estúpida para chamares arrogante e frívolo a um vampiro?
Ukalâ herif. Burada bulunma nedenimizin senden başlamış olmamız olduğu da düşünülürse.
Que nobre... considerando que por sua causa que estamos aqui.
Arkadaş olarak gidiyoruz, ukalâ herif.
Espertalhão, vamos como amigos.
Ve ukalâ bir adam karşına dikilip şöyle der...
Depois aparece um gordo vaidoso, olha para ti e diz :
Ona kibirli, ukalâ veya egoist diyebilir miyiz?
Chamaria-o de arrogante, atrevido, prepotente?
Romera ukalâ ve kuruntulu.
O Romero é um sabichão e um hipocondríaco.
İş çarşafların arasında oynaşmaya gelince ne zamandır böyle ukalâ bir cadaloz oldun?
E desde quando te tornaste tão presumida quanto às cambalhotas entre lençóis?
- Jules Enişte çok ukalâ.
Porquê?
Ukalâ bir yapısı vardı.
Era muito emproado.