Utanmaz traduction Portugais
253 traduction parallèle
Bu utanmaz kıyafetler,
É abominável!
Korkak bir aslanla birlikte görünmekten utanmaz mısınız?
Não se sentem mal por ir com um leão medroso?
- Utanmaz, utanmaz! - Terk et bu evi!
- Oh, sem vergonha, sem vergonha!
- Mülteciler işte. Bilirim. Ne utanmaz adam!
Eu sei, mas 200 gramas por dia.
Bu utanmaz fahişeyi istemiyorum.
Eu não quero esta prostituta sem vergonha.
Ben utanmazın biriyim.
Olha só. Que vergonha...
Seni utanmaz!
serás sem vergonha!
Çünkü cehalet ve çılgınlık içinde, hala arsız ve utanmaz bir oğlansın haylazlık yapmak üzere haydut çetenle birlikte çıkıp Asya'ya geldin.
Pois ainda é um garoto impudente... que, na sua loucura e ignorância, veio à Ásia... com seu bando de ladrões para destruir.
Seni utanmaz yosma!
Que falta de vergonha!
Neden, utanmaz Kaldeliler,... Kanunsuz bir çara Hizmet ediyorsunuz?
Por que, impudentes caldeus servis a um czar impostor?
Seni utanmaz kadın!
Desavergonhadíssima mulher.
Utanmaz.
Escandalosa.
Böyle utanmaz olduğum için beni cezalandıracağını söyledi.
Disse que me castigava por não ter vergonha.
Seni utanmaz, buradaki gibi bir yerde adam asmayı severler.
- Entra, Svenska. Que vergonha que esteja num lugar como este.
Clancy, seni utanmaz.
Que vergonha.
Bu bana mı utanmaz dedi!
Malcriada, eu?
Zam mı yaptın! Seni utanmaz!
subiste o preço, vagabundo!
Ayrıca Barnum ile Bailey'den sonra en utanmaz şovmendi.
E também o maior exibicionista desde Barnum e Bailey.
- Dürüst insan bundan utanmaz.
Mas não tem que se envergonhar, quando se é honesto.
Utanmaz! Doğru yatağa!
Não tens vergonha?
Seni arsız utanmaz!
Que insolente!
Sen yüzde yüz utanmaz, arlanmaz, pisliğin tekisin.
Tu és um grande patife, sem os menores escrúpulos!
O yaralardan hiç utanmaz.
Ele não se envergonha dessas cicatrizes.
Utanmaz fahişeler!
Meretrizes desavergonhadas!
Eee, daha başka ne olsun, utanmaz kız!
Não há mais nada, menina desencantada.
O senin nasıl utanmaz nasıl şehvetli bir kadın olduğunu anlar hayatım.
Ele sabe que mulher sem vergonha e sedenta por luxúria que és, minha querida.
Ne utanmaz arlanmazsın.
Não tem vergonha?
- Utanmaz.
- Picante.
Siz de hak ediyorsunuz! Siz, utanmaz korkaklar sürüsü!
Sois todos um bando de cobardes.
Pis Faşist! - Utanmaz inek, kolla kendini!
- Vaca desavergonhada, cobre-te!
Yalan mı söylüyorum? Utanmaz kaltak!
Eu vi, desavergonhada!
Ve utanmaz kıvrımlı boynuzları.
E cornos retorcidos desavergonhados.
Peki nasıl bir mazeretin olabilir seni utanmaz haydut?
E que poderás tu ter para me dizer, ladrão infame?
- Utanmaz!
- Vergonha!
Oğlunuz utanmaz, kaprisli ve, ukala bir çocuk!
O seu filho é um fedelho mimado, presunçoso e sem escrúpulos!
Çünkü enstrüman olarak kendine bu utanmaz ahlaksız ve çocuksu ukalayı seçtin bana da yalnızca onun müziğinde sesini tanıma yeteneğini verdin.
Porque Tu escolheste, como intérprete, um rapazola fanfarrão, licencioso, infantil e a minha única recompensa será reconhecer a Tua encarnação.
Aman Tanrı'm. Utanmaz.
Não tem vergonha na cara!
Utanmaz!
Gostas de humilhar!
Penislerden laf açılmışken Utanmaz Playboy Sözlüğü'ndeki oral zevk tanımını bileniniz var mı?
Por falar em pénis sabem como é que a "Playboy" define recompensa oral?
Burayı "Hem utanmaz, hem zenginlerin yaşamları" nda görmüştüm..
Vi essa casa em Residência dos Ricos e Famosos.
Duyguları onun, muzır, saygısız... ve biraz utanmaz olduğunu söylüyor.
As suas emoções sugerem que é traiçoeiro, irreverente e atrevido.
Eskiden utanmaz esrarkeşin tekiydim.
Eu já fui um drogado a tempo inteiro, sem vergonha na cara.
- Çekil git, seni utanmaz yarım adam! - Şimdi!
- Desapareçam, amostras de homem!
Utanmaz orospu.
Petulante desavergonhada.
Maalesef Homer Simpson'ın sergilediği utanmaz gösteri... ... geceyi mahvetti.
Infelizmente o embaraço da exibição mostrada durou a noite toda.
Zekasını karımı büyülemek için kullanan Şehvetten gözleri dönmüş bu utanmaz... Sonunda "görünüşte" iffetli kraliçemin iradesini yendi.
Sim, essa besta incestuosa e adúltera... com o feitiço de seu engenho, com pérfidas dádivas... conquistou para sua lascívia... a vontade da minha rainha virtuosa.
- Utanmaz uyuşturucu kaçakçısı!
- Mas uma ordem é uma ordem.
Utanmaz bir kız Hélène. Hiç düşünmüyor.
Hélene, ela não tem pudores, não percebe.
Seni utanmaz arlanmaz seni.
Ele que escreva, "O guarda do príncipe é um pavão." Quero-o bem amarrado. Canalha!
Bu utanmaz adamın Margaret'le yüzleştirilmesini istiyorum. Bana öyle geliyor ki o da bu çirkin oyunun içindeydi.
Este velhaco será confrontado com Margaret, que participou nesta intriga.
Bunlar utanmaz.
- Não têm vergonha nenhuma!