Utanmıyorum traduction Portugais
287 traduction parallèle
Ve sana söylemekten utanmıyorum.
E näo tenho vergonha de te dizer.
- Utanmıyorum.
- Não sou tímida.
Bundan utanmıyorum.
Não tenho vergonha.
Utanmıyorum aslında.
Eu não tenho.
- Utanmıyorum elbette.
- Claro que não! - O quê?
Baba, burada olmamı anlamanın zor olduğunu biliyorum, ama bundan utanmıyorum.
Pai, sei que custa entender a minha vinda aqui, mas não me envergonho.
Ben utanmıyorum, Justus.
Não tenho vergonha, Justo.
Sahip olduklarımı nasıl kazandığımdan utanmıyorum.
Não tenho vergonha da forma como consegui aquilo que tenho.
Utanmıyorum ki. Mike Macaulay'in kısaltması.
Mike é diminuitivo de Macauley.
Kiliselerimizin yarı yarıya boş olduğunu söylemekten utanmıyorum.
Admito que as nossas igrejas estão meias vazias.
Artık kendimden utanmıyorum.
Já não tenho vergonha de mim mesmo.
- Tabii ki utanmıyorum.
- Claro que não.
Ben korkuyorum Dee ve bundan utanmıyorum.
Tenho medo, Dee, näo tenho vergonha de dizer.
Bunu söylemekten utanmıyorum.
Não tenho vergonha de dizê-lo.
Utanmıyorum.
Não tenho vergonha.
Hayır, utanmıyorum.
Não. Não tenho.
Ve seni bir daha göremeyeceğimi bildiğim için de hissettiklerimden utanmıyorum.
Nem me sinto envergonhado pelo que sinto. Agora nunca mais te verei.
Hiçbir şeyden de utanmıyorum.
Não estou envergonhado de nada. Não posso te ajudar.
Bundan utanmıyorum.
Não tenho vergonha disso.
- Kendimden utanmıyorum.
- Eu não me envergonho.
Bundan da hiç utanmıyorum.
E não tenho vergonha disso
Sana söylemekten utanmıyorum.
Não me envergonho de o dizer.
Sana nerede tanıştığımızı söylemeye utanmalıyım ama utanmıyorum. Artık hiçbir şeyden utanmıyorum.
Eu devia ter vergonha de dizer onde é que nos conhecemos mas já não sinto vergonha de nada.
Senin burada olmandan ötürü hiçbir anlamda utanmıyorum.
Eu nunca me envergonhei nem me envergonharei de sua presença aqui.
Vücudumdan utanmıyorum.
Não me envergonho do meu corpo.
Hayır utanmıyorum. Hayır utanmıyorum.
Não tenho.
Utanmıyorum.
Não sinto vergonha.
Ben... utanmıyorum.
Não sou tímido...
Bundan kesinlikle utanmıyorum.
E não me envergonho
Duygularımdan da utanmıyorum. İçten duygular bunlar.
E não me envergonham os sentimentos genuínos que exprimi.
- Utanmıyorum.
- Eu não sou tímida.
- Larry'den utanmıyorum.
- Não tenho vergonha do Larry.
- Utanıyorsun. Hayır, utanmıyorum.
- Não sou púdico!
- Utanmıyorum ki.
- Não tenho vergonha de o ser.
John, itiraf ediyorum, o parayı istiyorum, bundan utanmıyorum Bak benim için yapmanı istediğim şu.
John, eu admito-o. Quero o dinheiro. Não tenho vergonha.
Bundan utanmıyorum.
Não me envergonho.
Bundan hiç utanmıyorum.
Não tenho vergonha disso.
- Utanmıyorum.
- Não, não sou envergonhada!
Bunu anlatmaktan utanmıyorum.
Não me envergonha dizer isso.
Utanmıyorum ben.
Não tenho vergonha.
- Utanmıyorum anne.
- Não é certo, mamãe.
Tricia Ross'a olan hislerimle gurur duymuyorum ama utanmıyorum da.
Não me orgulho do que sinto por Tricia Ross, mas tampouco me envergonho.
O Nazi olduğu için utanıyor.Ben utanmıyorum.
Ele tem vergonha de ser Nazi.
Onlardan utanmıyorum.
Não tenho vergonha delas.
Utanmıyor musun? Utanıyorum.
Não tens vergonha?
köprüleri patlatmaktan, bankalara musallat olmaktan veya o yana bu yana ateş etmekten de! Zor kazanılmış o paraları israf etmekten de utanmıyorum!
Não tenho de mijar no dinheiro, ganho duramente... porque sou esse tipo de homem.
Utanmıyorum.
Não estou envergonhado.
- Utanmıyorum.
- Não.
Hayır. Utanmıyorum.
Não, não tenho vergonha.
Utanmıyorum ki.
Não estou envergonhado.
Evet, korkuyorum ve bunu söylemekten utanmıyorum.
Agora que o barco vai partir me diz que não pode fazer seu trabalho? Estou com medo.