Uyku traduction Portugais
5,018 traduction parallèle
Bir koluna, seni uyutması için bir uyku hapı ve diğerine de uçman için amfetamin verdim.
Barbitúrico num braço para te derrubar, e anfetamina no outro. Uma montanha russa de variações.
En son ne zaman deliksiz bir uyku çektim hatırlamıyorum.
- Prepara-te. Não me lembro a última vez que dormi a noite toda.
Sana yeniden uyku ilacı vermemi mi istiyorsun?
Estás a pedir-me para voltar a tomar os soporíferos?
Sorun uyku değil, sorun rüyalarım.
O problema não é o sono, são os sonhos.
Uyku mu tutmadı? Evet.
- Não consegues dormir?
Bir takım uyku sorunum mevcuttur.
E tenho insónias. Já ouviu falar de terror nocturno?
- Evet... uyku sersemiyim. - Lütfen sadede gelir misin?
Estou meio a dormir, importas-te de ir direto ao assunto?
Günde 20 saat çalışıyorsun. Gözüne uyku girmiyor.
Está a trabalhar 20h por dia, não anda a dormir nada.
Kusura bakma uyku tutmadı, tekrar uyumakta itemedim.
Desculpa. Não conseguia dormir, e não te queria acordar outra vez.
Tamam çocuklar, uyku vakti.
Crianças, hora de dormir.
Biraz uyku çekin tamam mı bayanlar?
Durmam um pouco. Está bem, meninas? Boa noite, K.
Gözüne uyku girmeyip gizlice odasına girmeyi falan aklından geçirmeyecek misin yani?
Não vais ficar deitada na cama a pensar em como te escapares para o quarto dele?
- Uyku tutmadı.
- Não consigo dormir.
Gözüme kaç gece uyku girmediğini biliyor musun sen?
Sabes quantas noites fiquei acordada...
Ronnie, uyku devriyesi de artık sende. Ne?
Ronnie, estás na patrulha do sono agora.
Uyku gözetmeni ben olmak istiyorum.
Quero ser a monitora do sono.
Yanımda oturan yaşlı hanımdan uyku hapları aldım.
Pedi emprestado comprimidos para dormir, da simpática idosa sentada ao meu lado.
Bazı insanlar uyku hapı alırlar sonra gece yarısı uyanıp normalda yapmadıkları bir çok şey yaparlar.
- Algumas pessoas usam comprimidos para dormir, saem durante a noite e fazem coisas que não faziam.
Eve gitmelisin. Güzel bir uyku çek.
Devias ir para casa, pôr os sonos em dia.
Uyku ortasındaki duaları mı değiştirdiler?
Mudaram as orações para o meio-sono?
Birileri güzel uzunca bir uyku çekmiş
Alguém dormiu uma longa e boa sesta.
Arkadaşım aşırı dozda uyku ilacı almış.
A minha amiga tomou comprimidos para dormir... uma "overdose". Muito bem, senhora.
Bir avuç dolusu uyku hapı içti.
Tomou uma mão cheia de comprimidos.
Ve üç yılda yaptığımız her şey Dr. Joseph Kaufman tarafından silinebiliyor. "Uyku halinde olma" yı cinsel uyarılmaların bir evresi olarak listeleme saygısızlığını gösteren biri tarafından.
E tudo o que fizemos nos últimos três anos poderia ser apagado pelo Dr. Joseph Kaufman, que tem a audácia de listar "adormecido"
Mezarın içinde sadece uyku yuvaları var.
* Nos ninhos de um túmulo... Só existe o sono profundo...
Uyku düzenin nasıl?
Como é que tens dormido?
100 saatlik uyku haplarından alırdım, anca 4'üyle uyurdum.
Conseguia "piratear" durante 100 horas seguidas, e dormia somente quatro.
Olay buysa, 10 yıl uyku hâlinde kalabilecek kadar kontrollü.
Se for esse o caso, o suspeito é controlado o suficiente para ficar adormecido, durante 10 anos.
Dennis Rader, "Bağlı İşkence Katili" 16 yıl boyunca uyku hâlinde kaldı ama medyaya suçları için güvence isteyen mektuplar yolladı.
Dennis Rader, o assassino BTK, ficou "dormente" durante 16 anos, mas, depois, enviou cartas para a comunicação social, reivindicando créditos pelos seus crimes.
Tüm zaman boyunca uyku hâlindeki veya kopyacı katilin hangi profilinin doğru olduğunu çözmeye çalıştık Ama ikisi de doğruydu.
Este tempo todo tentamos descobrir qual perfil é o certo, o assassino "dormente" ou o imitador. Mas, a resposta é ambos.
Uyku saatiniz geçmedi mi?
Acredito que já passou da hora de dormir.
Çünkü... Uyku problemim var da
É que eu não consigo dormir...
Uyku ilacı iyidir.
O sedativo.
Üniversitede de uyku saatin yok mu? Hayır.
- Vocês não têm hora da sesta?
Sizin güvende olduğunuzu bilince gözüme uyku giriyor ancak.
Saber que estão bem é a única coisa que me permite dormir à noite.
Tüm günü uyku hapı alarak ve duş başlığınla oynaşarak mı geçireceğim?
Passar o dia todo a tomar anti-depressivos e escarranchar a torneiro do chuveiro?
Geceleri gözüme uyku girmemesine sebep olan olay şu.
Eis o que ainda hoje não me deixa dormir.
Bir daha asla iyi bir uyku yüzü - Göremeyecek.
Ele nunca mais vai dormir bem.
Şimdilik bu sorun bir kenarda dursun yan tarafa git ve güzel bir uyku çek.
Não penses muito nisso, para já, vai lá para o annex e vê se dormes.
Güzel bir uyku kadar değil.
Nada como um bom cochilo.
Bak sana ne diyeceğim, babacığın sana bir uyku masalı okuyacak.
Fazemos assim, o papá vai ler-te uma história para adormecer.
- Uyku saatin geçmedi mi?
Não passado da sua hora de dormir?
- Ağlamayı keser misin? - Uyku zamanı gelmedi!
Podes fazer aquilo para de chorar?
Pekâlâ, uyku zamanı kızlar.
Meninas, hora de dormir.
"Metro, iş, uyku" demek.
É tipo : "Metro, trabalho, dormir."
Çünkü sen Stiles, aşırı derecede uyku eksikliği olan genç bir adamsın.
Porque tu, Stiles, és um jovem profundamente deprivado do sono.
Uyku hapı mı?
Comprimidos para dormir?
Sadece sen ve güzel bir uyku.
Só tu e uma boa noite de sono.
Nerede, ha gece uyku gerekiyor?
Entende isso?
Uyku zamanı.
Está na hora de dormir.
Evet, uyku zamanında evde olacağım.
Sim, vou estar em casa à hora de deitar.
uykum var 51
uykum yok 33
uykum geldi 23
uyku vakti 34
uykucu 22
uykuya dal 20
uyku tutmadı 33
uyku zamanı 45
uykuya daldı 18
uykum yok 33
uykum geldi 23
uyku vakti 34
uykucu 22
uykuya dal 20
uyku tutmadı 33
uyku zamanı 45
uykuya daldı 18