English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ V ] / Vardir

Vardir traduction Portugais

345 traduction parallèle
Tüm gece boyu agIamak vardir, ama sabaha nese döner.
O choro pode durar uma noite, mas a alegria vem pela manhã.
Sökül, daha vardir.
Vá, deve ter mais.
Yaninda pusulasi vardir.
Deve ter uma bussola com ele.
Ülke yararina düsündügünüz bir seyler vardir.
Deve ter uma ideia para melhorar este país.
Devlet dairelerinin bu kaynaklara çok ihtiyaci vardir.
As agências do país precisam desesperadamente dos fundos.
Bir senatörün kanun tasarisi vardir.
Um senador tem uma lei na cabeça.
Çok yüksek sesle degil, uyumak isteyen senatörler vardir.
Näo muito alto, alguns senadores podem querer dormir.
Hiç sana da oldu mu? Söyleyecegin bir sürü sey vardir, ama söyleyemezsin.
Já teve tanto para dizer que näo conseguia?
Willet Barajinda yolsuzluk vardir.
A barragem de Willet é uma fraude.
- Biri vardir mutlaka.
- Alguém terá ouvido.
Öldürmek ve tehditten baska ikna yollari da vardir bayim.
Bem, senhor, há outros meios de persuasão... além de matar e ameaçar matar.
Herhalde 135 kilo vardir.
Deve pesar 140 kilos.
Belki ikimiz için hala umut vardir.
Mas talvez ainda haja esperança para nos.
DÜNYA TARİHİNDE PARANIN SATIN ALAMAYACAĞI TEK BİR ŞEY VARDIR : BİR KÖPEĞİN KUYRUK SALLAMASI. JOSH BILLINGS
"'Na história do mundo há somente uma coisa que o dinheiro não compra... que é o abanar do rabo de um cachorro ´, Josh Billings "
Acayip yollari vardir onlarin.
Tem maneiras extraordinárias.
Mutlaka viskiniz vardir, çünkü Albay içkici bir adama benziyor.
Tem de o ter, porque o Coronel parece ser um homem que gosta de beber.
Ayi ülkesinde yaºarsan, ayi olmanin avantajlari vardir.
Há algum consolo em ser-se um urso quando se vive no territorio deles.
Içimizde hayvani yönlerimiz vardir.
Temos animais entre nos.
Iki çeºit sevgi vardir Jed.
Há dois tipos de amor.
Bu soytarilar sarayima sik sik gelirler. Ve mutlaka bir yetenekleri vardir.
É hábito estes bobos errantes virem ao meu palácio e têm sempre um talento ágil.
Paris, Pelagos adinda bir ada vardir.
Páris, há uma ilha chamada Pelagos.
Deniz karnimizi doyurur. Köyün yakinlarinda da kücük evler vardir.
O mar pode alimentar-nos e há casinhas ao pé do poço da aldeia.
Allah vergisi bir sürpriz yetenegi vardir.
Ele sempre teve jeito para surpresas.
Araba yol almak için vardir, durmak için degil.
Os carros são para andar, não para parar.
Isigin üzerinde her zaman karanlik vardir!
, É a grossa sobre a fina, sempre.
Kadinin nefes alacak bir yere ihtiyaci vardir.
Uma mulher tem de respirar.
- Belki bir silahi da vardir.
- Ele deve ter outra arma...
Pegasus kümesinde iki galaksinin çarpismasi sonucu olusmus, halka seklide bir galaksi kalintisi vardir.
No grupo de Pegasus, há uma galáxia Anelar, o naufrágio deixado pela colisão de duas galáxias.
M31'in etrafinda ise, yüzlerce küresel yildiz gruplari vardir.
À volta da M31, estão centenas de grupos de estrelas globulares.
Samanyolu'nun bu saçilmis durumdaki yildizlari arasinda, bir de süpernova kalintilari vardir, her birisi çok muazzam olan bu yildiz patlamasindan geriye kalanlardir.
Dispersos entre as estrelas da Via Láctea, estão os vestígios de uma supernova cada um os restos de uma colossal explosão estelar.
Mars üzerinde Arizona büyüklügünde bir volkan vardir, ve yüksekligi neredeyse Everest'in üç katidir.
Em Marte há um vulcão tão vasto como o Arizona e com quase 3 vezes a altura do Everest.
Mars'in çok eski kuru nehir yataklari, ses hizinin yarisi kadar kuvvetli esen firtinalari vardir.
Marte é um planeta com antigos vales de rios, e violentas tempestades de areia trazidas por ventos que sopram a 140 m por segundo.
Yüzeyinde 5000 kilometre uzunlukta bir çatlak vardir.
Há uma fenda gigante na superfície de 5.000 km de longo.
Her zaman bir yoIu vardir!
Ha sempre uma maneira.
Birisiyle taniºirsin ama onu gerçekten tanimak için yalnizca tek bir gecen vardir.
Encontras uma pessoa e so tens uma noite para a conhecer bem.
Bir kadinin da vardir. Ben bir kadinim Dal Traven, azize degilim.
Bem, uma mulher também... e eu sou uma mulher, Dal Traven, nao sou uma mártir.
Traven'larin epey kusuru vardir... ama cehalet bunlardan biri degildir.
Nos os Traven temos muitos defeitos, mas ser ignorantes nao é um deles.
ANCAK KÖYDE SORUN VARDIR
MAS HÁ SARILHOS NA ALDEIA
Eminim harika bir gülüsün de vardir.
E é óbvio que tens um lindo sorriso.
Her oyunun bir kazanani vardir... Ve bir de kaybedeni.
Nos jogos há vencedores... e vencidos.
Belki doğru düzgün ayakkabi da vardir.
Podia arranjar umas boas botas.
Ya aynisindan 12 tane vardir, ya bebek oyuncagidir ya da kabus görmesine sebep olur.
Ou ela já tem doze iguais ou é só para bebés ou dá-lhe pesadelos. Vais ver.
Cesetler için bir agirlik orantisi vardir. Bu kurban gibi orta yasli biriyse vücut agirliginin uc kati.
O lustro tem que ter... 3 vezes o peso do corpo no caso dum adulto como esta vítima
Ama bunu yapmanin da bir usulü vardir.
É a maneira como eles fazem as coisas.
HER ÖYKÜNÜN BİR SONU VARDIR
TODAS AS HISTÓRIAS TÊM UM FINAL
Belki senin gibi bir dahiye ihtiyaç vardïr.
Talvez lhes falte um génio como você.
Herkesin saklayacak bir seyi vardir.
Todos têm qualquer coisa a esconder.
.. çünkü bir enginarin bile kalbi vardir.
,
- Siz asla bir sebze olamazsiniz çünkü bir enginarin bile kalbi vardir.
O senhor nunca será uma hortaliça, até as alcachofras têm coração.
- Her seyin bir sebebi vardir, degil mi?
- Tudo tem uma razão.
Belki camïn önünde bir alet vardïr.
Talvez uma engenhoca do lado de fora da janela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]