Ve bazen traduction Portugais
3,306 traduction parallèle
Ve bu yüzden bazen bazılarımızda sindirim sorunları ortaya çıkabilmektedir. ve bazen böyle yaralar.
E por causa disso, às vezes, há aqueles de nós que têm algum tipo de problema digestivo e, por vezes, erupções cutâneas.
Ama bu beyaz karganın yaşamasını istiyorum ve bazen ormanda bir tane daha olduğunu, bu ikisinin birbirlerini bulacağını hayal ediyorum.
Mas quero que o corvo branco viva, e às vezes sonho que há um segundo corvo branco na floresta e os dois se encontrarão.
Ve bazen bir başkası gelirdi onunla görüşmeye.
E, às vezes, vinha uma pessoa ter com ele.
Bir sürü şey var söylenecek onaylamadığımı bir eleştirme dir bu ve bazen tolere edilemez
Houve inúmeros momentos de intervenções dela, que não eram precisas, que abriram a porta à crítica que ela estava a ser incoerente e imprecisa.
Benim için her şeyi yapar. Ve bazen acayip isteklerim olabiliyor.
Fará qualquer coisa por mim, e eu, às vezes, sou capaz de ser muito excêntrico.
Ve bazen bu hale düşmüş insanlar bulundukları yerden gitmek istemezler.
E às vezes isso acontece quando aquela pessoa que está presa lá dentro, não quer sair. Ficam em pânico, paralisadas.
ve bazen şekerim, hayaller gerçeklerle örtüşmeyebiliyor.
Às vezes, querida, sonhos e realidade não combinam.
Yasadışı bir şey yapmayı seçtim ve bazen verdiğimiz kararlarla yaşamak zorundayız.
Eu escolhi fazer uma coisa ilegal, e às vezes temos de conviver com as escolhas que fizemos.
Ciddi suçlardır bunlar ve bazen hiçbir şey insanı cinayet işlemekten alıkoyamaz.
Crimes maiores! E às vezes é um nada que nos impede de matar.
Yerliler ağaçları ruhların evi olduğunu düşünür ve bazen hediye bırakırlarmış.
Se os locais crêem que a floresta abriga um espírito, por vezes, deixam oferendas.
Hayır, ben tuhaflıktan zevk alırım çünkü değişik bir şey ve bazen delice.
Gosto do Estranho porque é muito interessante e... "Anormal".
Senin öğrendiğini hiçbir zaman öğrenmedi. Bazen savaşmamak daha iyidir ve bazen de sevdiklerin için savaşman gerekir.
Ele nunca aprendeu, como você, que às vezes é melhor não lutar e que outras vezes...
Sizden çok şey istediğimi biliyorum ama bana güvenmenizi istediğimi ve bunun bazen çok kolay veya adil olmadığını ve bazen de yanıldığımı biliyorum.
Sei que tenho exigido demais a muitos de vocês, pedindo que confiem em mim. E sei que nem sempre é fácil ou justo. E às vezes, estou errada.
Ve bazen, bilmemek daha iyidir.
E às vezes é melhor não se saber.
Ve bazen gerçek o kadar kötü değildir.
Às vezes, a realidade não é tão má.
Kaba, toy, sabırsız olabiliyorum, ve bazen babamın parasını, iğrenç bir şekilde etrafa savurabiliyorum.
Consigo ser indelicado, imaturo, impaciente, e por vezes, esbanjo o dinheiro do meu pai, o que é detestável.
Onu yardıma çağırırım ve bazen bana bir şeyler anlatır.
Faço com que ele me ajude e, às vezes, ele abre-se comigo.
Düşüncelerim bazen kafamı karıştırıyor sanki orman içime köklerini salmaya başlıyor ve kafam eski, ebedi düşüncelere dalıyor.
Às vezes meus pensamentos ficam confusos, como se a floresta houvesse me colocado raízes, pensando suas antigas e eternas ideias com meu cérebro.
Bazen konu Dr. Matheson'ın oğluna geliyor ve o kadar da abartmamak lazım...
Às vezes são ditas coisas, doutora. Nem sempre usamos hipérboles.
Ama bildiğiniz gibi bazen yetimhanelerde büyüyen çocuklar için kolay olmuyor dolayısıyla onlara bazı şeyler olabiliyor, bu yüzden zor zamanlar geçirebiliyorlar ve sonunda zihinsel olarak iyi bir yerde olmuyorlar.
Mas, sabes, nem sempre temos tempo sabem disso, para as pessoas que crescem num orfanato. E, sabem, as coisas podem acontecer e podem ter um mau momento, e eles podem acabar, como, sabem, não num bom lugar, como, mentalmente, e uma grande parte do tempo fisicamente,
Bazen sürücü yardım çağırmaya gider ve bu esnada bir yerde ölüp kalır ve...
Por vezes, o condutor vai buscar ajuda e morre a tentar... percebe? - Por isso...
Bazen demokrasi bir kalem darbesiyle harekete geçer ve bu gece Cam Brady rakipsiz bir şekilde beşinci kez kongreye seçilecekken sadece oy pusulası için kayıp taptıracak.
Às vezes, a democracia se move Com o golpe de caneta e esta noite Cam Brady vai ganhar seu quinto mandato no Congresso simplesmente registrando para votar.
Eskiden çok mutluydu ve... Şimdi çok fazla negatif enerjisi var. Bazen...
Ele era tão feliz e... agora anda pelas estradas com tanta energia negativa e... por vezes, uma nuvem carregada de alguém, pode ser mortal.
Bazen TV'de parçaları birleştirmek, konsantre olmak ve sonuca varmak zor oluyor.
Quer dizer, mais ou menos. Tenho o programa... mas ás vezes é difícil cobrar, dependendo do resultado.
Bazen hayatta ikinci bir şans elde edersin ve onu kullanman gerekir.
As vezes temos uma segunda oportunidade na vida... E temos que agarrá-la.
Bazen birilerini görür ve konuşursunuz. Onlar da hatırlayabilirler.
Às vezes vê pessoas, pode falar com alguém, elas podem lembrar-se.
Biliyorsun, bazen anneler ve babalar bir aradayken mutlu olamazlar.
Sabes, às vezes, mães e pais não conseguem ser felizes juntos.
Bazen ders vermem ve diğer şeyler için beni ararlar.
Ás vezes... Chamam-me para dar palestras e outras coisas.
Bu karışık bir bilim konusu ve beyinlerimiz bazen bunu...
É uma ciência complicada e não pode ser medida pelos nossos...
Bu bazen dünyamızı berbat eder. Benim gibi biri yani saygın ve soylu biri kendini biri adına savaşırken bulur. Hem de David Hagan gibi dünyanın en büyük pisliklerinden biri için.
O problema é que nos leva a um mundo bizarro às vezes quando alguém como eu, conceituado e legitimo, se encontra diante da situação de defender a pior escória da terra como o David Hagan.
ve hala bunu düşünüyorum... bazen seni öptüğümde.
E eu ainda penso nisso. Às vezes, quando estou te estou a beijar.
Bazen insanlar kötü şeyler yaptıklarında pişman olurlar ve çocukluklarında kendilerini güvende hissettikleri yerlere giderler.
Às vezes, quando uma pessoa faz uma coisa má, pode regredir. Volta ao local onde se sentiam seguros em crianças.
Bazen de çatışma kahramanla ve bir başkası arasında değil kendisiyledir.
E outras vezes, o conflito não é entre o herói e outra pessoa, mas consigo mesmo.
Karen, bazen çok ağlıyor, ve daha yeni kalbimi kırdı.
Karen, às vezes, ele chora tanto que quebra o meu coração.
Bu standart arama işlemlerinden biridir. Muhtemelen televizyonda ve hatta bazen havaalanlarında bile görmüşsündür.
É uma busca normal às cavidades, já deve ter visto isso na TV.
Bazen sana bakıyorum ve onları görebiliyorum.
Às vezes, olho para ti e consigo vê-las.
Bazen bir rock yıIdızı, yarı-insan, bileklerime kadar altın sarısı saçlarımla bazen de bir yarı-elf. Ve kızlar bana seslenirdi...
Às vezes era uma estrela rock, meio homem, meio duende, com uma grande juba dourada, até à minha cintura com as miúdas todas a gritar,
Bazen bekler ve oyunun nasıl gittiğine bakarsın.
Ás vezes temos que esperar, e ver como o jogo vai.
Ve sonra gerçekten kötü Ayni şeylerin Dodge City de bazen yapildigi gibi.
E, então, ficaram muito más como as coisas ás vezes são em Dodge City.
Bazen bekler ve oyunun nasıl gittiğine bakarsın.
Às vezes tens que esperar, entender conforme acontece.
Bazen orada oluyorum çikolata yemek ve ağlamak için.
Eu vou lá comer chocolate e para chorar algumas vezes.
Ama başkalarına zarar verebilir ve küçük bir kesik ölüme neden olabiliyor bazen. O yüzden...
Mas outra pessoa pode magoar-se, e... e um pequeno corte... é uma sentença de morte nesta altura, por isso vamos apenas...
Evet, ve her zaman söylediğin gibi, bazen halisünasyonlarım bilinçaltıma erişmeme yardımcı oluyor.
E como me mostras sempre, às vezes as minhas alucinações ajudam-me a aceder à minha mente inconsciente.
İlaçlarımı azalttı ve bana, bazen annem ve babamın yaptığı gibi kafa sallayan bir bibloymuşum gibi bakmıyor.
Receita-me os medicamentos e não olha para mim como se fosse um monstro, como os pais às vezes fazem.
Bazen... Grace ve benim bir bebeğimiz olsa ne olurdu diye düşünüyorum.
Às vezes, penso como teria sido se a Grace tivesse engravidado.
Ve en önemli ders. Bazen bir insan için gerekli olduğu takdirde dizlerinin üzerinde...
E a lição número 1, que às vezes quando é necessário dobrar um homem.
Çünkü ben senin ana finansal desteğinim ve biz seviştik hatta bazen bu ofislerde bile.
Porque sou o teu principal apoio financeiro e dormimos juntos, às vezes aqui mesmo nestes gabinetes.
Evet, babam geride bir not bırakmadı ve evet, bazen sabahın 3'ünde uyanıyorum ve...
Sim, o meu pai não deixou um bilhete. E, sim, às vezes acordo às 3 da manhã. Acordo e...
Bazen, insanlar birbirlerini o kadar severler ki, ayrı kalmaya ihtiyaç duyarlar, ve geri geldiklerinde, aşkları daha da kuvvetli olur.
Às vezes quando as pessoas se amam muito, precisam de um tempo, para quando voltarem, o seu amor esteja mais forte.
Bazı komplikasyonlar nadiren ortaya çıkar, ve bazen sadece teoride kalırlar.
Vão fazer-te bem. Têm fruta.
Bazen, ölüm anında, geçmişimiz gün yüzüne çıkar ve bize acı verir.
Obrigado. Nada mais tenho a acrescentar, Meritíssimo.
bazen 975
bazen de 24
bazen olur 16
bazen merak ediyorum 19
bazen düşünüyorum da 20
ve babam 19
ve bana 50
ve bak 36
bazen de 24
bazen olur 16
bazen merak ediyorum 19
bazen düşünüyorum da 20
ve babam 19
ve bana 50
ve bak 36