Ve bana traduction Portugais
38,480 traduction parallèle
Bunca zaman biliyordun ve bana söylemek aklına gelmedi mi?
Sabias desde o início e não me disseste nada.
Pekâlâ, güvenlik kayıtlarını çıkar ve bana Charlene'i bul.
Certo, tira as imagens de segurança e encontra a Charlene.
Bir kart seç ve bana hangisi olduğunu gösterme.
Escolhe uma carta e não me mostres qual é.
Gel ve bana veda et.
Venha despedir-se de mim.
Ve bana, biz göçebeler için partinin sona erdiğini söyledi.
E disse-me que a festa tinha acabado para nós, os nómadas.
Git ve bana bir garson kıyafeti bul.
Volta lá e traz um uniforme de empregada.
Şey kükredi ve bana doğru hareketlendi.
Ele rugiu e atirou-se a mim.
Ve bana kalsaydı, siz anında sınır dışı edilir ve Bayan Quinn de adli tahkikata maruz kalırdı.
Se dependesse de mim, seria deportado imediatamente e a Menina Quinn enfrentaria um processo.
Çünkü komsumsun ve bana yardim ediyorsun.
És meu vizinho e estás a dar-me uma mãozinha.
Bana bir iyilik yap ve hazır olana kadar ateş hattına girme.
Está bem? Faz-me um favor. Não corras em direcção à linha de fogo até estar pronto, está bem?
Bana yardım eden ve eşlik eden bir ailem vardı ama sonuçta kendi kararlarımı vermem gerekiyordu.
Tive uma família que... me ajudou e guiou, mas... no final, tive que tomar as minhas próprias decisões.
- Ve onun bahisçisi de yeteneklerini geliştirmesine yardım etmem için bana para ödüyor. Yani ben kimim de hayır diyeceğim, değil mi?
- E, se o agiota dele me quer pagar para ajudá-lo a melhorar os seus hábitos, quem sou eu para dizer não, certo?
İlk defa o zaman bana gerçek manada sarılmasına izin verdim. Ve ilk defa o zaman kendimi yalnız hissetmedim.
Foi a primeira vez que a deixei abraçar-me e também foi a primeira vez que não me senti sozinha.
Takıldık, yakınlaştık sonra senden hoşlandığımı söyledin sonra da ben bunun doğru olduğunu itiraf edecek cesareti buldum ve sen de bana hislerimin gerçek olduğunu ve mutlu olmayı hak ettiğimi söyledin ben de seninle mutlu olmayı hak ettiğimi ima ettin sandım.
Nós saímos... aproximámo-nos, e, depois, afastaste-me porque eu gostava de ti e, depois, eu tive a coragem de admitir... "Sim... é verdade".
Bu gezegene geldiğimden beri bana ilgi duyan Dünyalı ve uzaylı kızları gördün mü hiç?
Quer dizer... tens visto as mulheres que eu tenho atraído, terráqueas e outras, desde que cheguei a este planeta?
İki yıl boyunca senin için kendimi ateşe attım ve sen bana neden vurulduğumu söyleyemez misin?
Arrisquei-me por ti durante dois anos, e não consegues dizer porque é que levei um tiro?
Lucy ve Wyatt bana güveniyor, ve onlar hakkında casusluk yapmayacağım.
A Lucy e o Wyatt confiam em mim, e eu não vou espiá-los.
Bana işyeri kartını verdi. Ve Howard'a ulaştırmamı rica etti.
Ele deu-me o seu cartão de trabalho e pediu-me para dá-lo ao Howard.
Herneyse bu projeyi saçma bir biçimde.. .. kısa zaman zarfında tamamlamaya.. .. söz verdik ve herkes bana kızgın.
Agora teremos de concluir este projecto num prazo ridiculamente curto e todos estão chateados comigo.
Max, Time Out röportajı ve "ortak" olayına kızdığını biliyorum ama bana bilerek sabotaj yaptığına inanamıyorum gerçekten.
Max, eu sei que estava irritada por causa da entrevista e da cena da "sócia", mas eu não acredito que tu me sabotaste de propósito.
Tek tek hepimizin elini sıktı. Ve hiç anlayamadığım bir şey söyledi bana. Bu yüzden hâlâ da hatırlarım.
Apertou as nossas mãos, um a um, e disse-me algo que nunca entendi, e que ainda me lembro.
Bana mı öyle geliyor yoksa burası aşırı sıcak ve bulanık mı olmaya başladı?
É só eu ou está uma sauna aqui?
Bana söylediğin şeyleri yaptım ve Barbara bebeği antrenör / bakıcıya bıraktıktan sonra bir grup Koreli kadını benim merkezime inmeleri için getirttim.
Queres saber, fiz o que sugeriste e deixei a Bárbara com.a babysitter. e convenci algumas coreanas a me ajudarem.
Ama bana bilmek istediklerimi anlatırsan savcıyla ve basınla konuşabilirim.
Mas se me contar o que quero saber, posso falar com a D.A., com a imprensa.
Bununla ilgilenmemde bana yardım edeceksin ve kızından kurtulacağız.
Vais ajudar-me a tratar disto e iremos livrar-nos da filha dele.
Bana en iyi sodanızdan getirin ve içine küçük bir limon atın.
Traga a vossa melhor água com gás, e coloque um pouco de limão.
Sonra da şifreli bir kutuya koyacaksın ve sonra o kutunun resmini bana yollayacaksın.
Vais pôr num cofre com combinação, e vais mandar-me uma foto do cofre.
Size çocuğum hakkında ciddi bir endişemi anlatıyorum ve siz bana daha fazla toplantı ve ölü ördekler veriyorsunuz.
Venho ter com vocês preocupada com o meu filho, e vocês dão mais reuniões e patos mortos.
Sabahtan beri bana Kovelsky'sten bonfile ve yumurta yedirtmeye çalışıyor.
Ele tentou fazer-me comer carne e ovos do Kevelsky.
Toby'i tanıyorsam, orada durup bana o lanet bonfile ve yumurtaları alır.
Se conheço o Toby, vai parar e trazer-me bife com ovos.
Gerçek şu ki tek istediğim şey bir gün kendi yuvamı kurmaktı ve Carter'ın bunu bana verebileceğini farkettim.
A verdade é que tudo o que eu sempre quis era um dia ter uma família minha. E apercebi-me que o Carter podia dar-me tudo isso.
O herif bana neden gülüp duruyor ve nerede?
Porque é que aquele tipo está a rir de mim e onde está ele?
Yakışıklı bir beyefendi romantizm ve güzel yemek dolu bir gece sözü vermişti bana.
Um cavalheiro bonito prometeu-me uma noite de romance e boa comida.
Ve benim için yaptıklarını öğrendiğimde... kimliğim neredeyse ifşa olacakken bana ettiğin yardım...
E, depois, descobri aquilo que fizeste por mim, e como me ajudaste quando o meu disfarce quase foi exposto.
- Dün, genç Amerikalı bir kadın... bana $ 500 vererek buraya gelmemi ve bugün, bu elimdekini... - Sen kimsin?
- Quem é você?
Burada bana 1 ay yetecek su ve yiyecek var. Ve gelmekte olan daha da çok güvenlik.
Tenho comida e água para um mês, e mais seguranças estão a caminho.
Bana o şeye defalarca 22 derece diye bağırttı ve hiç devreye girmedi değil mi Doktor?
Ele fez-me gritar 22 graus milhares de vezes, mas não consegui regula-lo, pois não Doc?
Ailemin bana verdiği her şeyi sattım ve buradan, onun ulaşamayacağı yerden bir bota bilet ayırmaya yetecek kadarını elde edebildim.
Vendi tudo o que os meus pais me deram e tenho o suficiente para comprar um bilhete de barco para fora daqui, para muito longe.
Ben Kara Panter'im ve bu bana ait.
Sou o Pantera Negra, e isso pertence-me.
Bana söyledigin için dehset ve gururla karisik - hisler duyuyorum. - Biliyorum.
Sinto uma mistura de horror e honra por me teres contado isso.
Karimin ve is arkadaslarimin bana güvenebilmesi önemli.
Acho importante que a minha mulher e os meus colegas contem comigo.
Konustugumuzda bana öyle gelmiyor, o yüzden... Herhalde yanlis anliyorum ve... Bence bir süre konusmayi birakmaliyiz.
Não encaro isso assim, quando falamos, por isso estou a interpretar mal as coisas e acho que temos de parar de falar por uns tempos.
Bana bir çift eğitim bıçağı ve bir şişe su getirin.
Obter uma par de treinamento de lâminas e uma garrafa de água.
Selam beyler, bana bir iyilik yapın ve Kidd etraftayken Grant konusunu açmayın. Çok şey atlattı.
Pessoal, façam-me um favor, mantenham uma tampa na conversa do Grant quando a Kidd chegar.
Ekibiniz tüm alakalı bulgularını bana ve Özel Kalem'e bildirirse sevinirim.
Envie todas as informações relevantes para mim e o Chefe de Gabinete.
Evet. Ve yaklaşık bir yıl bana şantaj yaptı.
Sim, e ela chantageou-me durante quase 1 ano.
Bana ve değer verdiğim herkese yaptığın iğrenç, travmatik, karanlık şeylerin seni sevmeme sebep olacağına inanmak için... iğrenç, travmatik, karanlık birşeyler yaşamış olmalısın.
Deves ter sofrido algo doentio, traumático e terrível para acreditares que as coisas doentias, traumáticas e terríveis que me fizeste e a todos os meus próximos, possam levar-me a amar-te. Estás a sair-te muito bem, Maisy.
Ama... kızım kayıp, ve onu nasıl bulacağımıza dair bir fikrin varsa... bana söylemelisin.
Todos se sentem traídos, mas... A minha filha está desaparecida... e se tens alguma ideia de como encontrá-la, tens de mo dizer.
Bana muhbir kontratları ve Büroyla ilişkili olduğunu gösteren maaş bordrosunu gönder.
Necessito que me consigas os contratos de informadores e um histórico de pagamentos que documentem o seu trabalho com o FBI.
Bana Fenn Rau'yu ver ve bağlılık yemini et yoksa sen ve arkadaşın ölür.
Dá-me o Fenn Rau e jura aliança, ou tu e o teu amigo morrem.
Yüzbaşı Slavin, size teslim olacağım fakat kızım ve oğlanın teslim edileceklerine dair bana ne güvence vereceksiniz?
Capitão Slavin, vou render-me... mas que garantia me dá... que a minha filha e o rapaz serão libertados?
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53