Yarım milyon traduction Portugais
856 traduction parallèle
- Yarım milyon dolar, Tanrım...
- Mas meio milhão de dólares...
Yarım milyon dolarlık içki çalındı ve iki bekçi vuruldu.
Foi levado 250 mil dsólares em bebidas alcoólicas, apsós dois guardas terem sido abatidos.
Ölü bedeni orada uzanmış yatıyordu, yarım milyon doların yanında.
Ali morto e com o meio milhãon de pratas a seu lado.
Stewart Uçak Fabrikası'nda yangın çıktı. Yangında bir kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı var. Hasar yarım milyon dolar civarında.
O incêndio na Stewart Aircraft Works, que teve como resultado a morte de um homem, feridos e prejuízos no valor de meio milhão, teve sem dúvida a sua origem em sabotagem.
Pek çok serseri, yarım milyon için varını yoğunu tehlikeye atarken külçe halindeki altının, bir yöntemle yurtdışına kaçırılmadıkça hiçbir işe yaramayacağının farkında olmaz.
Muitos patifes arriscariam tudo por meio milhão, sem saberem que lingotes de ouro não têm valor, se não puderem ser levados para o estrangeiro.
Bence yarım milyon için kendini tehlikeye atacak pek çok insan vardır.
Muita gente arriscaria tudo por tudo, por meio milhão.
O bana göre sadece yarım milyon dolar değerinde, vergisiz.
Às cinco matarei o presidente e um segundo depois haverá outro.
Hiçbir şey karşılığı yarım milyon dolar, çünkü bu gece saat 17 : 00'de
Muito bem. Volta assim que puderes e que não te sigam.
Eğer o mantarlı tabanca gerçek olsaydı ve benim bie silahım olmasaydı, o da bir tür Tanrı olurdu ve yaşamamı isteseydim, üzerinde yürüdüğü yere kapanırdım ve ona hayatım için yarım milyon dolar öderdim.
Se não tivesse a arma, você nunca me teria falado. Nem sequer teria olhado para mim. Mas, graças à arma, você vai-se lembrar de mim enquanto viver.
Bu kutuların her birinin içinde yarım milyon dolarlık altın var.
Cada uma das seis caixas contém meio milhão de dólares em ouro.
Bu kayıt Krell müzisyenlerince yapılmış. Yarım milyon yıl önce.
Esta gravaçäo foi feita por músicos Krell, há meio milhäo de anos.
Onun sadece 80.000 hektar toprağı ve yarım milyon sığırı varmış.
Só tem 80.000 hectares e meio milhão de vacas.
Yüzbinlerce dolarım olacak... belki de yarım milyon.
Eu vou conseguir isso... Centenas de milhares. Talvez meio milhão.
Bu konteynırı ve içindekileri bulmamız öyle önemli ki... bulana ödül olarak yarım milyon liret vereceğim.
É tão importante recuperarmos esse recipiente e o seu conteúdo... que ofereço uma recompensa de meio milhão de liras.
Bir de şu yarım milyon liret meselesi var.
E há a questão do meio milhão de liras.
Ayrıca hesabı görülecek bir at... ve yarım milyon liret var.
Tenho de falar com um homem sobre um cavalo... e meio milhão de liras.
Herkes yarım milyon dolardan fazla edeceğini söylüyor.
Dizem que esses bens valem meio milhão de dólares.
The Chronicle yarım milyon baskı yapıyor.
O Chronicle tem uma tiragem de meio milhão.
Evet, John, yarım milyon dolarlık demir yolu malzemesi gitti.
Bom, John, aí vai 1 / 2 milhão de dólares de equipamentos ferroviarios
- En az yarım milyon.
- Pelo menos meio milhão.
Yarım milyon Sestertius sana cesaret verir mi?
Chegaria meio milhão de sestércios para te dar coragem?
Yarım milyon mu?
Meio milhão?
Emrimde yarım milyon adamım var.
Tenho meio milhão de homens sob o meu comando.
Değeri yarım milyon, biz 300,000 alırız.
Valem meio milhão, mas aceitamos 300.000.
- Yarım milyon sterline.
- Em meio milhão de libras.
Ama bu yazıtlar neredeyse yarım milyon yıl öncesine ait.
Estes escritos recuam até quase meio milhão de anos.
Sırrı, yılda yarım milyon kazanıp, şu anki zor durumumda bile hala benden nafaka alıyor olması.
O segredo da Vicki Marlow é ganhar meio milhão de dólares por ano e ainda receber a pensão alimentícia que lhe dou, mesmo estando na penúria.
Bu El Paso'daki bu bankada yarım milyon dolarımız var.
Aqui no Banco de El Paso temos meio milhão de dólares em reserva.
İçinde yarım milyon dolar olan bir tren Esperanza yolunda.
Há um comboio que chegará a Esperanza carregado com 500.00 dólares.
Esperanza'dan geçen tren. İçinde yarım milyon var.
É o comboio que passa por Esperanza, com 500.000 dólares a bordo, num dos vagões.
Bu sistemdeki güneş yarım milyon yıldır, sabit hızla solmakta.
Talvez tenha sido habitado. O sol está a esmorecer há meio milhão de anos.
Kimse boş yere yarım milyon almayacak.
Ninguém obtém meio milhão sem esforço.
Enterprise yüzeyinde hiç hayat olmayan bir gezegenin yörüngesinde, yok edilmiş ve en az yarım milyon yıldır ölü bir dünya.
A Enterprise está a orbitar um planeta cuja superfície está destituída de vida, um mundo destruído e morto, há pelo menos meio milhão de anos.
Bu mahzen yarım milyon yıl kadar önce yapılmış.
Esta câmara foi construída há meio milhão de anos.
Yarım milyon yıl sonra hissetmek.
Sentir... depois de meio milhão de anos.
Bizim için bile, yarım milyon yıl beklemek için çok uzun bir süreydi.
Até para nós, meio milhão de anos foi uma espera quase demasiado longa.
Yarım milyon yıldan sonra uyanınca hoş bir görüntü.
Uma bela visão, após despertar de um sono de meio milhão de anos.
Avrupayı kat ettim, 12.000 tane şehir ve kasabayı düşmandan kurtardım tam yarım milyon düşman öldürdüm.
Na nossa ofensiva pela Europa, libertámos 12 mil cidades e vilas e causámos um milhão e meio de baixas ao inimigo.
Ama hepsinden önemlisi, dünyaya ispatladığınız şey, yarım milyon çocuk, sizlere çocuk diyorum, çünkü sizden daha büyük çocuklarım var, bir araya geldiniz ve 3 gün boyunca, burada eğlence ve müzikle dolu bir zaman geçirdiniz.
Mas, acima de tudo, o mais importante que provaram ao mundo... é que meio milhão de miúdos... chamo-lhes miúdos, porque os meus filhos são mais velhos que vocês... meio milhão de jovens podem reunir-se... e ter três dias de música e diversão e nada mais que isso.
Çünkü kazanmamızın mümkün olmadığı bir dava için yarım milyon dolar tazminat ödemeyi göze alamam.
Não vou desperdiçar mais meio milhão de dólares num julgamento que não podemos ganhar.
Bu ikisinin değeri yarım milyon doların üstüdedir... ( Islık çalar )
Só estes dois juntos valem mais de meio milhão de dólares.
Çünkü vergilerden gelen paranın yarım milyon dolarını yitireceğimiz bir davaya harcamam.
Não vou desperdiçar mais meio milhão de dólares num julgamento que não podemos ganhar.
- Yarım milyon eder mi?
- Achas que vale meio milhão?
Yarım milyon dolarlık bir anlaşma mı?
Um negócio por meio milhão de dólares?
- Götürsün de yarım milyon doları toplamak kolay mı görsün bakalım.
- Deixe-o ir e descobrir como é fácil conseguir meio milhão de dólares.
Yarım milyon dolardan fazla.
Mais de meio milhão de dólares.
Tüm bunlar neye yarıyor? Çalışıyorsunuz, farkındayım. Fakat bu bilinmeyen bir katilin bu şehirde 4,5 milyon insana korku saldığı ve polislerin..
Sr. Comandante, eu sei que não andam a brincar, mas isso não altera o facto de um assassino desconhecido estar a aterrorizar quatro milhões e meio de pessoas!
Yarım milyon dolar, ha?
Muito bem, calma.
100 milyon değil yarım milyardı.
Meio bilião, em vez de 100 milhões.
Politik hayatında yarım milyon oy eder.
Valerá meio milhão de votos quando se candidatar a Ministro.
Bize yarım milyon dolara patlayan şu senin "Araştırma" dediğin şey dahil.
Roger, fui muito paciente contigo, nos últimos anos, apesar de todos os problemas que causaste nesta companhia, já para não falar do meio milhão de dólares que nos custaste numa brincadeira a que chamas pesquisa.
milyonlarca 24
milyonlar 28
milyon 16
milyoner 19
yarım 17
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
milyonlar 28
milyon 16
milyoner 19
yarım 17
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17