Yasıyoruz traduction Portugais
3,374 traduction parallèle
Her şeyden uzak yaşıyoruz, Chris.
Bem, estamos no meio do nada, Chris.
Biz burada yaşıyoruz.
- A cena de um crime? - Sim.
Spartan O-1 ile iletişim sorunları mı yaşıyoruz?
Estamos a ter problemas de comunicação com Spartan 0-1?
Burada soğuk algınlığının korkusuyla yaşıyoruz.
Neste lugar, vivemos com medo da gripe na comunidade.
Adada yaşıyoruz.
Estamos numa ilha.
Saçma sapan sebeplerle bir Kızılderili almış işe. Bir yabancıyla yaşıyoruz artık.
Contratou esta índia, por alguma maldita razão e agora tenho uma estranha a morar na minha casa.
Son birkaç yıldır hepimiz gerçek evlerimizden uzakta yaşıyoruz.
Ambos temos vivido em solo estrangeiro.
En azından bekleyebiliriz, üç saatlik mesafede yaşıyoruz.
Pelo menos temos 3 horas de carro pela frente.
Sınırdan üç çocuğuyla kaçan bir kadın "Yeryüzünde cehennemi yaşıyoruz" diye söylemde bulundu.
"É como o inferno na terra" disse uma mulher enquanto fugia com os 3 filhos para a fronteira
"Madem içimizde var olan hayatın küçük bir kısmını yaşıyoruz..."
" Se apenas vivemos uma pequena parte da nossa vida interior,
"Burada, şu anı yaşıyoruz."
" Vivemos o aqui e agora,
Çok mutlu yaşıyoruz.
Vivemos muito felizes.
Hepimiz büyük bir şok yaşıyoruz.
Estamos todos profundamente chocados.
Biz ise burada yaşıyoruz. - Yani?
Mas nós vivemos aqui.
Bunca sene, biz burada yaşıyoruz diyebilmek için savaştık.
Lutámos durante anos para viver aqui.
Charles'la ayrı yaşıyoruz.
Eu e o Carlos temos vidas separadas.
Teknik sorunlar yaşıyoruz.
Tivemos algumas dificuldades técnicas.
Bu yüzden burada yaşıyoruz.
Por isso é que vivemos aqui.
Bazı problemler yaşıyoruz da, onları...
Bem, temos tido alguns problemas com...
Burada yaşıyoruz.
Nós vivemos aqui.
Tamamen çarpıcı bir an yaşıyoruz.
E existe uma vibração ali.
Hangi çağda yaşıyoruz? Böyle şeylerin olmaması lazım!
Tais coisas não deviam acontecer numa nação moderna.
Şu an seninle çok önemli bir an yaşıyoruz.
Estamos aqui como que a meio de um momento pessoal, sabes?
Madem çorabında para vardı, neden hayvan gibi yaşıyoruz?
Porque vivemos como animais se tens dinheiro nas tuas peúgas?
Anlamıyorsun Josh, bizler burada yaşıyoruz.
Não estás a perceber, Josh. Nós moramos aqui.
- Demek istiyorum ki biz bir negatif alanda yaşıyoruz.
Quero dizer, estamos a viver, num espaço negativo.
Yolun sonunda yaşıyoruz. Cennet denilen bu yerde, dünyanın ucunda yaşıyoruz.
Estamos a morar aqui no fim do caminho, no fim da terra num lugar chamado Paradise.
Küçük bir kentte yaşıyoruz.
Somos de uma cidade muito pequena.
Ted, bizler suçun gölgesinde yaşıyoruz.
Ted, vivemos na sombra do crime.
- Yaşıyoruz.
- Estamos vivos.
İşte buradayız. Yaşıyoruz.
Aqui estamos nós, vivos.
Tabi ki hükemetle sorunlar yaşıyoruz.
Agora, é claro, estamos tendo problemas com este governo.
Şu anda bunu yaşıyoruz.
Está a acontecer agora.
Allah aşkına Paris Fransa'da yaşıyoruz!
Vivemos em Paris, França, pelo amor de Deus!
Misafir olarak yaşıyoruz.
Você morou nela como hóspede.
Biz yaşıyoruz, tamam mı?
Nós existimos, certo?
Umutla yaşıyoruz. Hayal ediyoruz.
Enquanto há vida, há esperança.
Kötü zamanlarda yaşıyoruz.
Vivemos tempos de medo.
Çünkü zor zamanlarda yaşıyoruz.
Porque vivemos tempo incertos.
Ne gülüyorsun? Nerede yaşıyoruz bilmiyorum ki.
Não sei onde vivemos.
Sıkıntı deryasında yaşıyoruz.
Vivemos num mar de problemas.
Şimdi ise ciddi bir jambon eksikliği yaşıyoruz.
E agora estamos a ver uma grande falta de bacon.
Arkadaşlarım hâlâ yaşıyor ve birbirimize ateş açıyoruz demek?
Os meus amigos estão vivos e nós andamos aos tiros uns aos outros?
Ben tasarımları bırakıyorum, sen ise okulunu...,... ve gidip Afrika'da yaşıyoruz.
Faço umas férias do trabalho, tu deixas a escola e iremos viver em África.
İkinci arabayı aldık, ama aynı şeyi bizde yaşıyoruz.
Já temos passado por isto, inclusive com o segundo carro.
Her şeyin çok basit olduğu siyah beyaz bir dünyada yaşıyoruz.
Vivemos num mundo a preto e branco onde tudo é muito simples.
Harika bir yerde yaşıyoruz.
Vivemos num bom sítio.
Bir ölçüye kadar hepimiz çifte hayatlar yaşıyoruz, öyle değil mi?
Todos levamos vidas duplas, até certo ponto, não é?
Su filtrelerimizi Sudan gümrüğünden geçirmekte sorun yaşıyoruz.
Está a ser difícil passar os filtros de água, pela alfândega sudanesa.
- Cilde boyayı tutturabilmek konusunda sorun yaşıyoruz.
Estamos a ter problemas para a pele obter cor.
Beraber yaşıyoruz, onu tanıyorum.
Vive comigo, eu conheço-a.
yaşıyoruz 30
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97