Yürümeye traduction Portugais
2,105 traduction parallèle
Bir keresinde Boston'daki evden Los Angeles'a yürümeye çalışmıştı.
Uma vez ela tentou ir para L.A a pé da nossa casa até Boston.
Eninde sonunda bir ev bulacağız. Yürümeye devam edelim.
Mais tarde ou mais cedo veremos uma casa.
Geri dönüp yürümeye devam ettim.
Virei as costas e continuei a andar.
Siz yürümeye devam edin çünkü sizi arabayla götürmeyeceğim.
Continuem a andar, porque eu não vos vou mesmo dar boleia!
Yürümeye ne dersin?
Queres caminhar?
Yürümeye çalışıyordu.
Por cima da ponte...
- yürümeye devam etmeliyiz.
Eu quero andar.
"Hayat yağmurda yürümeye benzer..." "... saklanıp korunabilirsin. " " Ya da ıslanırsın. "
"A vida é como andar na chuva, podes-te esconder e proteger-te ou molhar-te."
Ben de yürümeye başladığımdan beri basketbol hayranıyım.
Sou fã de Basquetebol ainda antes de saber andar, portanto...
Şimdi arkanızı dönün ve yürümeye başlayın.
Agora, vamos, virem-se. Comecem a andar.
Yürümeye başladığından beri paten kayıyorsun.
Patinas desde que aprendeste a andar.
Yürümeye meraklı değildin ama buza bayılırdın.
Não te apetecia lá muito andar, mas adoravas a sensação do gelo.
Yürümeye devam et.
Ande simplesmente.
Yürümeye devam et.
Ande.
Yürümeye devam edin.
Continuem.
Yürümeye devam.
Continuem!
Midillilere doğru yürümeye başladı.
E ela começa a caminhar em direção aos póneis.
Kızım ona doğru yürümeye başladı. Malım çünkü durumu çözemedim. Hayvan resmen şöyleydi :
E à medida que ela se aproximou, eu sou um idiota porque não percebi, aquilo vai fazendo :
Yürümeye devam et.
Continua a andar.
Bunu hayal bile edemessin Kırık bacağıyla yürümeye çalışıyordu, O maçı tamamlamak istiyordu.
Quer dizer, imagina como é tentar andar com uma perna partida, mas ela vai terminá-la.
İşe mini etekle geldiğin gün yemin ederim tekrar yürümeye başlayacağım.
No dia em que vier trabalhar de minissaia eu juro que volto a andar.
Evet. Bu hızla yürümeye devam edersek bırakmak problem olmayacak. Hayatta kalma problem olacak.
Bem... se mantivermos este ritmo, parar não será um problema, mas sim sobreviver.
Yürümeye devam ettiğin sürece mavi gökyüzünü göreceksin.
A China é muito grande, podes desaparecer.
Herkese el sallayıp, eve doğru yürümeye başladı sevdiği insanlarla birlikte yaşadığı eve.
Ela acenou a todos e começou a caminhar em direcção à casa, a casa onde vivia com todas as pessoas que a amavam.
Yürümeye devam etmezsen öğrenirsin.
Se não continuar a andar, vai descobrir.
- Kes sesini ve yürümeye devam et.
- Cala-te e continua a andar. Que raio se passa?
Yürümeye devam edin.
Temos de continuar a andar.
Hiç acaba yürümeye devam edecek mi diye görmek için bir örümceğin bacaklarının yarısını kopardığın oldu mu?
Puxas sempre metade das pernas de uma aranha, sabes, para ver se ela ainda consegue rastejar?
Çeneni kapat ve yürümeye başla, k.ltak!
Cala-te e vai andando, maricas.
Yürümeye başla.
Começa a andar.
- Yada yürümeye devam edip birşeyler bulmalıyız.
Ou poderíamos continuar e encontrar alguma coisa.
- Öyleyse yürümeye başlasak iyi olur.
- Então, é melhor começar.
Konuşma, yürümeye devam et.
Mais andamento, menos conversa, colega.
Yürümeye devam edin.
Continue a andar.
Tamam, yürümeye devam etmeliyiz, Simon'dan önde olmalıyız.
Bom, temos de nos pôr a mexer, e manter-nos um passo à frente do Simon.
- Yürümeye devam et.
- Continua a andar.
Yürümeye devam edin.
Continuem a andar.
Yürümeye başladığımda, baştan sona değişecek hayatıma duygusal olarak uyum sağlamak için yardıma ihtiyacım olacak.
Quando começar a andar, vou precisar de ajuda a nível emocional para adaptar-me à minha mudança drástica de estilo de vida.
Ona doğru yürümeye devam etti çünkü haçı vardı uzattığı kolunda, yumruğunda taşıdığı İsa'nın haçı!
Ele ia na direcção dela porque ele tinha o seu crucifixo, a cruz de Jesus, que ele tinha no seu braço estendido! No seu punho!
Yürümeye başlayın.
Comecem a andar.
Kapa çeneni ve yürümeye devam et.
Cale a boca e ande.
Hadi yürümeye devam et.
Vá lá. Segue o teu caminho.
Yürümeye başlamıştı! Çocuğun elinden tutarak yürüdüğünü söylemişti. Kadın çocuğun elinde tutuyordu demişti.
Ele disse que ela ia andar, levando-o pela mão.
En sonunda kendi başıma yürüyemediğim için dört ayaklı metal bir bastonla yürümeye başladım.
Por isso é melhor dor nas costas e em outros lugares. Eu tinha chegado ao ponto Não ser capaz de andar " sem um andador.
Yürümeye devam et, Nargileci Kız.
- Vai andando, miúda do bong.
Yürümeye devam et.
Continue a andar.
O kadar uzağa yürümeye dayanamam.
Não vou conseguir ir tão longe.
Onun izinde yürümeye devam ettin hatta onun izi yok olsa bile ama zorunda değildin.
Continuas a caminhar nas suas pegadas mesmo depois destas desaparecerem. Mas não tinhas de o fazer.
Onun... İzledim, koydum. Adam yürümeye başladı.
Um tipo começou a falar.
- Hadi, yürümeye devam edelim.
- Tem calma.
Yürümeye başlamış mıydı?
Uma criança, sim!
yürümeye devam et 109
yürümeye devam edin 34
yürümek 18
yürüme 27
yürümek istiyorum 17
yürümek mi 17
yürümedi 20
yürümeye devam edin 34
yürümek 18
yürüme 27
yürümek istiyorum 17
yürümek mi 17
yürümedi 20