Yüzme traduction Portugais
1,631 traduction parallèle
Bu yüzme takımından ayrıldığı zaman denk geliyor.
Mais ou menos pela altura em que desistiu da natação.
Cuma günü çalışmam gereken kimya sınavım var ve yüzme haftaya başlıyor ve bitirme sınavları var ve...
Tenho um teste de Química na sexta, para o qual tenho de estudar e a primeira competição de natação é para a semana... E tenho os exames de admissão e...
Bu yüzden yüzme takımından ayrıldı.
Foi por isso que saiu da equipa de natação da escola.
Yüzme biliyor mu?
Ele sabe nadar?
Şey bunları geçmişte yüzme olabilir, ve hala görülemez.
Qualquer coisa podia passar por eles e mesmo assim não ser vista.
Benim Üç arkadaş, onlar atlama, ve kıyıya yüzme gitmeye karar bunlardan ve bir o kadar, kayboldu...
Três amigos meus levantaram-se e decidiram ir nadar junto à margem e um deles desapareceu,
Okyanus zengin ve burası uçamayan karabatağın, suda yüzme uğruna uçmayı feda ederek hayatta kalma yöntemini bulduğu yer.
O oceano é rico, e é aqui que o cormorão desmembrado encontrou sua sobrevivência substituindo o vôo pelo nado na correnteza.
İki yaşındayken ona yüzme öğretmişsin.
Que o ensinou a nadar com dois anos.
Beden eğitimi öğretmeniyim ve bölgesel yüzme şampiyonuyum.
Ensino educação física e sou campeão regional de natação.
Evet, evet, tamam. Selam, yüzme takımı var mı?
Têm equipa de natação?
Bu gece yüzme havuzunda görüşeceğiz, değil mi?
- Sim? - Vemo-nos à noite na natação?
Yüzme havuzu.
- Natação?
Oğlumun bu gece yüzme yarışı var ve ben de...
Tenho de ir a competição de natação do meu filho...
- Ben yüzme bilmem.
Eu não sei nadar.
Evinde yüzme havuzu yok.
Não tem piscina.
Bay Fischer lise yüzme şampiyonumuz.
O Fischer é campeão de natação da secundária.
Sadece takım olarak çalışırız biz yüzme şampiyonu.
É a única forma de trabalhar, campeão de natação.
Ünlü üniversitelere kabul edilen yüzme şampiyonu.
Um campeão pretendido pelas melhores universidades.
Yüzme Takımı Kazada Öldü Bir Kişi Kurtuldu
Choque fatal de equipa de natação Um sobrevivente
Sen yüzme takımında değildin ki.
Nunca fizeste parte da equipa de natação.
Bay Hatch'in yeni yüzme kıyafetlerine ihtiyacı var.
O Sr. Hatch precisa de novas roupas de natação.
Yüzme takımı, saç kurutma makinesi ödünç alabilir miyim?
Prestam-me o secador de cabelo, nadadores?
Yüzme bilmiyorum!
- Não sei nadar.
Yaşlı Soderberg de o saldaki kişilerden birisiydi... ve biz giderken nehre düştü... ve ben onun peşinden gittim çünkü kendisi yüzme bilmiyordu. Ben de onu sudan çıkardım.
O velho Soderberg foi um dos que estavam nessa balsa e tropeçou e caiu na água e eu fui resgatá-lo porque ele não sabia nadar, então tirei-o da água.
Selam, ben Wayne, havuzcu ve yüzme havuzları kuruyorum. Büyük Cleveland bölgesinde 1976'dan beri.
Sou Wayne, o "homem das piscinas"... e instalo piscinas na área da grande Cleveland... desde 1976.
Ben Wayne, havuzcu ve 1976'dan beri Büyük Cleveland'da yüzme havuzları yapıyorum.
Eu sou o Wayne, o "homem das piscinas"... instalo piscinas na área da Grande Cleveland desde 1976.
- Yüzme? - Bingo.
- Para nadar?
Yüzme.
Para nadar.
Duygusal olarak ve ruhsal olarak konuşursak yüzme kendi kendine yapabileceğin en iyi şeydir.
Falando em termos emocionais e espirituais... nadar é a melhor coisa que pode fazer.
Bu kadar hızlı yüzme.
Não te afastes muito.
Ben yüzme bilmiyorum!
Não sei nadar! Não, não, sei nadar!
Bu atış onun yüzme şeklidir.
Este movimento pulsátil é a sua forma de nadar.
Bir yüzme okulu açmayı düşünüyorum.
Estou a pensar em abrir uma escola de natação.
Uzun bacakları yüzünden asla yüzme.. .. havuzuna girmeye cesaret edemeyen çocuk...
O rapaz que nunca se atreveu a ir à piscina por causa das suas pernas longas...
Aslında Brooklyn Cemiyeti Yüzme Takımı'nın kaptanıydım eskiden.
Na verdade, eu era capitã... da Equipa de Natação da Comunidade de Brooklyn.
Can yeleği ve yüzme kollukları kullanacağınıza söz ver.
Promete que vão usar colete salva-vidas e braçadeiras.
Yüzme bilmiyormuş meğer.
Cala-te. Não cometas um erro que não podes reparar.
Aile Yüzme Belgelerinde hâlen kaydı var.
O nome dela está no meu passe de natação de família.
Oğlunuzun gecenin üçünde benim yüzme havuzumda ne işi var?
Por que diabos seu filho está nadando na minha piscina às 3 : 00 da madrugada?
Bay Montiel, ben yüzme bilmem bile.
Sr. Montiel, eu nem sequer nado.
Yüzme bilmiyorsun.
Tu não nadas.
Yüzme bilmiyorum.
Nem sequer sei nadar.
Evet, biliyorum. Yüzme havuzuna işemiş olmalıyım.
Não devia ter urinado naquela piscina.
Yüzme biliyor musun?
Sabes nadar?
Yüzme dersi için havuza gitmek ister misin?
Está querendo ir pra aula de natação?
Kasabada öylece gezip duramazdın, kolunu sağa sola sallayarak sanki yüzme takımının kaptanıymışsın gibi.
Tu não poderias simplesmente aparecer, a mostrar um braço novo como se fosses o capitão da equipa de natação.
Utanç verici ama bakıcılarıyla yüzme kursu için New York'a dönmeliler.
É pena, mas têm de voltar para Nova Iorque com a ama, mal acabe a aula de natação.
Yüzme bilmiyorum!
Eu não sei nadar!
Altı litreydi. Altı litre bir açelya fidanı için yüzme havuzu gibidir
60 ml numa azálea é como uma piscina...
O arada konuşma fırsatımız oldu, ve yüzme fırsatımız.
Tivemos oportunidade de falar. Fomos nadar um bocado.
Yüzme zamanı!
Hora de nadar!