Yüzmek traduction Portugais
722 traduction parallèle
Ölmek üzere olan fil burada yüzmek zorunda.
O elefante moribundo tem de atravessar isto.
- Yüzmek.
- Nadar. - Está bem.
Yüzmek.
Nadar.
- Yüzmek.
- Nadar.
- Yüzmek, yüzmek, yüzmek.
- Nadar, nadar, nadar. - Não.
- Yüzmek.
- Nadar agora.
- Yüzmek mi?
Nadar?
- Yüzmek mi?
- Um mergulho?
- Yüzmek mi?
Um mergulho?
Yüzmek?
Um mergulho!
Tarzan şimdi yüzmek.
Tarzan ir nadar agora.
Zandra yüzmek?
Zandra nadar?
Madem yüzmek istiyor, yüzsün.
Se ele quiser nadar, deixe-o.
Balık tutmak, kayak yapmak ya da yüzmek için bundan daha iyi bir hava bulamazsın.
Não há clima melhor para pescar esquiar andar de trenó ou nadar.
- Yüzmek çok güzel bir spordur.
- Há um local perfeito para uma.
Yüzmek isterdim şimdi.
Gostava de ir nadar.
Birden canım yüzmek istedi.
De repente tive de ir nadar.
Sen ve Artie dönünce yüzmek isterseniz havuz emrinizde.
Quando tu e o Artie voltarem, se lhes apetecer dar um mergulho aqui está a piscina.
Buraya Ordway'in derisini yüzmek için geldim, evi için değil
Vim para apanhar o Ordway, e não para ficar com a casa.
Yüzmek zorunda bile kalsam oraya gideceğim.
Chegarei lá, nem que seja a nado.
Kadınlar ve yüzmek neredeyse aynı şeydir.
As mulheres e nadar é quase a mesma coisa.
Ben gemiye binmek, yüzmek, halata tırmanmak, saklanmak.
Eu navegar, nadar, subir por corda, eu esconder.
Kayıp yoktu, ama bazıları kıyıya yüzmek zorunda kaldı.
Nenhuma vítima, somente alguns homens nadando para a costa...
Her sabah seni uyandırıp yüzmek için çekiştire çekiştire denize götüreceğim.
E toda manha lhe acordarei e levarei você para nadar.
Serin bir kadifede yüzmek gibi...
Raymond. É como nadar em veludo frio.
Ölürüp derisini yüzmek istiyorlar, Kunduzun...
queriam matá-lo, tirar-lhe a pele
Yakılmak ve derisini yüzmek istiyorlar bir kunduzun...
Queriam matar o castor... tirar-lhe a pele
Yüzmek, balık tutmak falan.
Natação, pesca, esse tipo de coisas?
- Yüzmek. Ah, tabii.
É para já.
Ve uyanınca, yeniden sana yüzmek istedim.
E quando acordei, quis ir ter contigo a nado.
O mayoyla yüzmek istemediğimi söyledim ama elimden tutup suya sürükledi tamamen suya girdim sudan çıktığımda çıplak görünüyordum.
Eu disse que näo queria nadar mas ele agarrou-me no braço e arrastou-me para a àgua até ao pescoço e quando saí parecia que estava nua.
Yüzmek için seni davet etmiş.
Convidou-o para a piscina dela.
Oyun yok, yüzmek yok ve geçerli bir sebep olmadan okulun dışına çıkma yasak.
Sem hóquei, sem natação e não saia da escola por nenhuma razão.
Gece yarısı yüzmek ne hoş olur.
Vamos nadar.
Yüzmek isterseniz 15 nolu kabinde mayo olacaktı.
Se quiser tomar banho, na cabine 5 há um fato de banho.
- Yüzmek için iyi bir bahaneydi.
- Foi uma boa forma de vadear o rio.
Tatmin oldun mu, yoksa kıyıya yüzmek mi istersin?
Satisfeito, ou preferes ir a nado até à costa?
Donaldson'un derisini yüzmek istiyorum.
Quero a pele de Donaldson.
Eğer su fırtınadan sonra soğumuşsa, yüzmek için de soğuktur.
Se está muito fria para nadar.
Kim çıplak yüzmek ister?
Quem quer ir nadar em pelota?
Yüzen bir adada olmak denizde yüzmek için bizi biraz tehlikeli yapıyor.
Sendo uma ilha flutuante, tende fazer-nos um pouco perigosos para os navios.
Hem de ne yüzmek.
Até aos ossos.
Geri geri yüzmek istiyorum.
Meu ajudante, deixe-me subir.
Yüzmek için güzel bir gece.
Grande noite para um mergulho.
Havuzda yüzmek için kimden izin aldınız.
Quem lhe deu autorização para usar a piscina?
Yüzmek önemli değil.
O nadar não é importante.
- Sen yüzmek istemiyor musun? - Hayır.
- Não queres nadar?
Neredeyse yemeğe siz olmadan başlıyorduk. Denizde yüzmek istedi canım, fakat dönerken yol kalabalıktı.
Eu quis ir nadar ao mar, mas estava muito trânsito no regresso.
Bay Lannier'in gece yüzmek gibi bir alışkanlığı var mıydı?
O Sr. Lannier tinha o hábito de nadar à noite?
- Ne yüzmek mi?
- A nado?
Yüzmek ister misiniz?
Queres dar um mergulho?