Yılan traduction Portugais
6,387 traduction parallèle
Yaşadığımız ufacık, minnacık bir yılan kazası talihsizliğine rağmen,...
E apesar do contratempo com o incidente com a cobra...
Karnının üzerinde sürünmen gerekmez mi, yılan?
Não devias estar a rastejar, sua cobra?
Evet, seni yılan!
Pois, sua cobra! - O que se passa?
Yılan balığı diyorsun yani. Duncan Prince'ı tetiklemek için yarattığı kız, onu sınırların dışına itti? - Evet.
Acham que ele inventou a miúda para activar o Duncan Price, e enlouquecê-lo?
Yılan ısırığı var mı?
- Havia picadas de cobra?
Kaç yılan varmış?
- Quantas cobras eram?
Kaç yılan tuttuğun önemli değil, bunu ödeyeceksin.
Não me importo quantas cobras contratar, vai pagar.
- Yılan şeklinde anahtarlığı vardı.
- Tem um porta-chaves em forma de cobra.
- Çıngıraklı yılan demek. Anladım.
Uma cascavel.
Yılan var mı diye bir bak.
Verifica se há cobras.
Cesedi New York'da bulduk, ama yılanın başı burada Chicago'da.
Encontrámos o corpo em Nova Iorque... mas a cabeça da cobra, está aqui em Chicago.
Etrafta bir yılan gibi sallarım.
Eu posso abaná-la, fingindo que é uma cobra.
Yılan taç.
A Coroa da Serpente.
Aynı zamanda Doom'un Midgard Yılanı'nı kontrol etmek için kullandığı taca benziyor.
Mas é similar à coroa que o Doom usou para controlar a Serpente de Midgard.
Hawkeye'ın okları yılan taçtan daha güçlü.
As flechas do Gavião são mais fortes que a coroa.
Kırmızı ve siyah şeritler kral Mercan Yılanı olduğunu gösteriyor.
As faixas vermelhas e pretas são indicativos das cobras-corais régias.
Bizimki Snake on a pool table. ( Bilardo masasında yılan )
Temos "Serpentes na Mesa de Bilhar".
Yılan koleksiyonu olan bir mafya?
- Um mafioso com uma colecção de cobras?
Yılan derisi konusunda ilerleme kaydedebildik mi?
Estamos perto de descobrir sobre a pele de cobra?
Eski bir tutma yeri. Yılan derisinin pulları masaya düşmüş.
Cabo antigo, escamas de pele de cobra a cair sobre a mesa de bilhar.
Kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi sonsuz döngü içindeyiz.
Somos como a serpente que devora a sua própria cauda.
Yılanın başını istiyorum.
Quero a cabeça da cobra.
Büyülemek için zamanı, zaman gibi görünsen ve gözünde, elinde, dilinde memnuniyet bulundursan zararsız bir çiçek gibi görünüp altında yatan yılan olsan.
Para enganar o mundo, pareça-se com o mundo. Saúde-o com os olhos, com as mãos, e com a língua. Pareça-se como uma flor inocente mas seja a serpente por debaixo.
Yılanı kestik ama öldüremedik.
Cortámos a cobra, não a matámos.
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mı diyorsun yani?
"Não é a minha cadeira, não é problema meu". Não é isso que dizes?
Kim koydu bu yılanı buraya? Bana...
Quem pôs esta cadeira ali?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Não é a minha cadeira. Não é a minha cadeira, não é problema meu.
Yılan zehri.
Veneno de caracol.
Bacağını yılan bile ısırsa sessiz olacaksın.
Se uma cobra te morder na perna, não fazes barulho.
- Yılan bile ısırsa konuşmak yok.
Não falar, nem que uma cobra nos morda.
Dağ Manzarası burası Yeşil Yılan.
Mountain View. Green Snake.
Yılan gibi, ama büyük boyda olanlarından.
São como uma cobra, mas essas cobras gigantes.
Yılan var.
Uma cobra.
Sen erkeksi deniz yılanı, sen.
Serpente marinha viril!
Ne yapıyorsun orada? Boğa yılanı gibi davranıyorum. Boğa yılanı gibi davranıyorum.
Porque estás a querer tanto mimo?
O.Y.İ. mermi parçaları bulmuş ama o zaman yapılan balistik inceleme sonuçsuz kalmış.
A Análise Forense recuperou uns fragmentos de bala. Mas, o teste de balística na altura foi inconclusivo.
Ben yeşillikteki yılanım.
Sou a cobra na relva.
Jess, mükemmel olmadığımı biliyorum, ama yargılar mıyım diye sorarsan, ki kadınlar memelerine göre yargılanır, cevabım evet.
Eu sei que não sou perfeito, mas se me perguntas se avalio as mulheres com base no peito, a resposta é "sim".
David Clarke'a yapılan saldırıyı araştırıyorum.
Eu... Estou a investigar o ataque ao David Clarke.
Birkaç yıl boyunca yapılan konser etkinliklerinin yarısından fazlası Olumlu Güç konserleriydi.
Sinto que a maioria dos concertos que foram efectuados durante alguns anos tinham o toque da Positive Force.
Yılan derisi mi?
- Pele de cobra?
Yılan derisi.
- Pele de cobra.
Dr. Lewis'a karşı yapılan neredeyse bütün yorumlar pozitif ama bir yıl önce Shellacked adlı kullanıcı çok kötü şeyler yazmış.
Olha. A maioria dos comentários são positivos, mas tenho mensagens desagradáveis. de um utilizador chamado "shellacked".
Kapıyı da kapatın lan. Siz Elizabeth Campbell değil misiniz?
Tu és a Elizabeth Campbell?
Hayır, son 50 yıldır yüksek teknolojili plastikten yapılan suni gözler kullanılıyor.
Não. Em geral, nos últimos 50 anos ou mais, a maioria dos olhos artificiais são feitos de plástico de alta tecnologia.
Geçtiğimiz üç yılda ülkede yapılan bütün büyük saldırıların arkasında o var.
- Sim. Envolvido em cada grande ataque aos EUA nos últimos 3 anos e ainda ninguém sabe a identidade dele.
Noel Baba tüm yıl boyunca yapılan iyi davranışların, iyi insanlığın gücünü taşıyor.
O Pai Natal carrega todo o poder de todas as boas acções, toda a bondade que a humanidade fez durante um ano.
Her yıl yapılan Terfi Töreni'ne hoş geldiniz, yurttaşlar.
" Bem-vindos, cidadãos, à Cerimónia Anual de Avanço.
2009'da fırlatılan Kepler tam dört yıl Samanyolu'nun küçük bir parçasına baktı.
Lançado em 2009, o Kepler observou uma pequena zona da Via Láctea, durante quatro anos consecutivos.
- Aç lan kapıyı!
Abra essa maldita porta!
Brad gitti sayesinde, çocuklar devre dışı bırakılan zorunda mıyız, aldı, yüzme dersleri kaldırıldı.
O Brad leva as crianças traze-os de volta, leva-os para a natação.