Zaferler traduction Portugais
126 traduction parallèle
BURADA, SANLI ZAFERLER KAZANMlS AMERIKAN ASKERI YATMAKTADIR
AQUI REPOUSA EM GLÓRIA UM SOLDADO AMERICANO
Kazandığımız zaferler ne kadar parlak da olsa, şanımızı kemiriyor bu hâlimiz.
Quaisquer que sejam os feitos, este vício tira-lhes a glória.
- Yarım kalmış zaferler bayram yapıyoruz, ama gerçekte kazanılmış bir şey yok.
- Meio vitoriosos. Sempre a celebrar, e sem ganhar nada realmente.
Zaferler ve çöküşler.
Triunfo e queda.
Birçok savaş verdik, büyük zaferler kazandık.
Travamos muitas batalhas e tivemos muitas vitórias.
Leonidas'a ucuz zaferler veriyoruz.
Demos vitórias fáceis ao Leónidas.
- Çeşitli türde zaferler vardır.
- Há muitos tipos de vitória.
Fakat yakışıklı kahramanın kazandığı zaferler ona rahat vermemişti.
Mas os louros agora obtidos pelo simpático herói não lhe deram descanso.
Aşırılıklar, sırlar, ihlal edilen kurallar, ümitsiz fırsatlar, muhteşem başarısızlıklar ve muhteşem zaferler.
E você de atacar o comandante de uma nave! Capitão, talvez ambos os incidentes possam ser esquecidos. Sim, Vanna.
Elde ettikleri zaferler, hayal ettiklerinden de öteydi.
Tiveram uma vitória com a qual nem sonhavam.
Elde ettiği çabuk ve kesin zaferler kendi kurmaylarına bile parmak ısırtyordu.
A rapidez e convicção das suas vitórias tinham espantado até os seus generais.
Ancak Almanların batıda elde ettiği zaferler beklediğinden hızlı gelişmişti.
Mas as vitórias alemãs no Ocidente, tinham sido mais rápidas do que ele esperava.
Midway Muharebesi, gelmiş geçmiş en büyük deniz savaşlarından biriydi [12]. Böylelikle ABD, Pasifik'teki deniz hakimiyetini yeniden ele geçiriyor Japonların yeni zaferler kazanma hayali suya düşüyordu.
Midway, uma das maiores batalhas navais de todos os tempos, implicou a recuperação do controle naval do Pacífico pelos EUA e o fim da esperança japonesa de novas conquistas.
Zaferler ve hileler... Hazineler ve taklitler.
Os triunfos e as fraudes, os tesouros e as falsificações.
Savaş haberlerini duyduğumda "Şimdi ne olacak?" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Fakat hemen ardından zaferler, savaş müzikleri sürekli çalan askerî marşlar... Yani...
Quando eu ouvi as notícias sobre a guerra pensei no que iria acontecer, mas os relatórios das vitórias, as músicas de guerra e as marchas que passavam na rádio todo o dia, fizeram-nos ficar muito entusiasmados.
1941'de elde edilen zaferler, Japonya'yı, ölümüne savunulan engin bir koruma çemberine almıştı.
As vitórias de 1941 colocaram o Japão atrás de um vasto anel protector, defendido até ao fim.
- Askeri zaferler konu dışı.
Uma vitória militar está fora de questão.
- Askeri zaferler söz konusu değil.
Uma vitória militar está fora de questão.
Ordulara karşı zaferler kazandık. Ve şimdi tek bir adam bütün şövalyelerimi yeniyor.
Vencemos batalhas contra exércitos e agora um homem derrota todos os meus cavaleiros.
Şu hale bakın. Ne zaferler ama!
" Os nossos recentes triunfos :
Kazandığı zaferler onu çok cesaretlendiriyordu. Ve o kaybedene kadar seks yapmamaya yemin etti.
Estava tão entusiasmado com sua vitória, que jurou não transar até perder.
Rekor kitaplarında ahlaki zaferler için bir kayıt yoktur.
Não há coluna nos registos para vitórias morais.
Kalıcı zaferler yürekte kazanılır şu ya da bu toprakta değil.
As vitórias duradouras são ganhas no coração e não nesta ou naquela terra.
Komutan, tüm hayatım giderek artan bir dizi zaferler şeklinde geçti.
Comandante, a minha vida toda tem sido uma série de triunfos em crescendo.
Birçok zaferler mi kazandın?
Tiveste muitas vitórias?
Kazandığımız zaferler ne kadar parlak da olsa şanımızın özünü iliğini kemiriyor bu halimiz.
Esse hábito subtrai de nossos atos mais altivos... o tutano de nossos atributos.
Senin asla hayal edemeyeceğin elimizin altındaki zaferler.
Conquistas com as quais nunca sonharam estão ao nosso alcance.
"Bay Lomax, bugünkü olaylarla ilgili bir açıklama yapmadı Bununla birlikte, genel kanıya göre genç avukatın kusursuz zaferler dizisi bu mahkeme salonunda son bulacak."
"O Dr. Lomax não quis comentar o processo. " As especulações apontavam, no entanto, " para que a magistral série de vitórias do jovem advogado...
Zaferler kazanan birinin, Azla yetinmeyecek birinin.
Um tipo Que troféus conquistasse E que um salário amador Rejeitasse
Hep zaferler kazanıyor.
Um 10 em 10 espectacular
Muhtemelen kaybeden ben olacağım, ama kazanmayı kaldıramayacağım bazı zaferler var.
Mas queria pedir-lhes que confiem em mim e nos membros da minha firma para assegurar que sejam quais forem as minhas lutas pessoais a representação dos nossos clientes nunca será comprometida.
Siz askerler zaferler kazanıyor, dünyayı geziyorsunuz.
Os soldados ficam com a glória e viajam pelo mundo.
İhtiyarlardan biri bana "Ağlama" dedi. " Bak Yahuda soyunun aslanı Davut'un kökü, kitabı ve yedi mührü açmak için zaferler kazandı.
"Então um dos anciãos Eu disse," Não chore. Assista ao leão da tribo Judá, a raiz de Davi, que foi quebrando vitória os sete selos do livro e abri-lo. "
Wossamotta Üniversitesi'nde mutlu bir gündü. Bullwinkle'in aklına futbolda kazandığı zaferler geldi.
Era um grande dia na Wossamotta U, local dos êxitos futebolísticos de Bullwinkle.
Bu kılıç Li Mu Bai'ye zaferler kazandırdı ama başına çok da dert açtı.
A espada trouxe ao Li Mu Bai tanto problemas como glória.
Köydeki evin sadece bir, iki mil uzakta ama, burada büyük bir endüstrinin zorlukları ve kazanılan zaferler yaşanıyor.
A sua casa de campo a apenas dois ou três quilómetros, e no entanto temos aqui os desafios e triunfos da grande indústria.
Büyük zaferler büyük fedakarlıklar gerektirir.
Uma grande vitória implica um grande sacrifício.
Dinsizlere karşı alınacak zaferler insandaki asil ruhun zaferleridir.
As vitórias que teram sobre os selvagens são as vitorias da nobre alma do homem.
Ben de inanıyorum gelecekte savaş alanındaki eylemlerinizle ve kavgamıza dayanak olan inancımızla nice zaferler kazanıp şimdiki ününüze katkıda bulunacaksınız.
E eu confio no futuro graças aos vossos feitos no campo e graças à assistência do mesmo tipo de providência que favoreceu a nossa causa Irão conseguir mais vitórias e conferir lustro à reputação que agora gozam.
Ne o kazanılmış büyük zaferler, ne de bu dünyadaki başka bir şey.. ... insan hayatından önemli değil. Hatta tırnağı bile olamaz.
Não existe... triunfo ou glória no mundo, que valha um centímetro de pele humana.
STEVEN WEINBERG : Sanki, birinci dünya savaşının ilk günlerinde bir süvari birliğinin komutanı olarak çok büyük zaferler kazanmış ama sonradan karşı tarafın dikenli tellerle çevrili hendeklerine ve makineli tüfeklerine karşı, hâlâ aynı süvari birliğiyle zafer kazanmaya çalışan eski bir general gibiydi.
Era um general mestre em cavalaria, que tinha conseguido muitas coisas como comandante no início da 1ª Guerra Mundial, e que tentava trazer a cavalaria montada contra trincheiras de arame farpado e metralhadoras do inimigo.
Güvensizliğinizi yendiğiniz için elde ettiğiniz zaferler olabilir.
Quer sejam vitórias contra as tuas inseguranças.
Ya da güvenliğin sizin üzerinizde elde ettiği zaferler.
Ou a vitória da "segurança" contra ti.
- Baal'ın daha büyük zaferler kazanması için.
Pela glória de Ba'al.
Homer savaşlar, katliamlar, zaferler, şöhret hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Homero nada sabia sobre batalhas, massacres, triunfos, glória.
Haftalar geçtikçe, yeni zaferler kazanıyorum.
Maio. À medida que as semanas passam vou conseguindo novas vitórias.
Elde ettikleri zaferler, kendilerini tehlikeye atıp acı çekmelerinin bir ödülü.
As suas vitórias, recompensas às custas de perigos e dor.
General Montgomery'nin birçok cephede kazandığı zaferler büyük takdiri hak ediyor.
As vitórias do Gen. Montgomery... em El Alamein, na Sicília e em todas as campanhas até agora... são dignas de consideração.
Ama daha ilk saatlerde küçük zaferler kazandım.
Haveria pequenos triunfos, até mesmo nas primeiras horas.
Hilbert'in sorularını çözmeye çalışanlardan bazıları harika zaferler kazanırken, bazıları sonsuz bir çaresizliğe takılıp kaldı.
Daqueles que tentaram resolver os desafios de Hilbert, alguns iriam viver triunfos monumentais, enquanto outros mergulhariam num desespero sem fim. RUMO AO INFINITO E MAIS ALÉM
Sayısız zaferi vardı çeşit çeşit ve efsanevi zaferler.
As suas conquistas eram numerosas... variadas... e legendárias.