Zararlı traduction Portugais
1,220 traduction parallèle
Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile Özel bir yarar taşır bu yeryüzüne
Porque nada há de tão vil que na Terra viva que à Terra não dê algum bem especial.
Senin zararlı, hırsız ve fahişe dünyan beni iğrendiriyor!
A vossa geração de maus hábitos, roubos, prostituição, repugna-me!
O çok zararlıdır.
É tremendamente prejudicial.
Oh evet, sanki bir tarım zararlısı yemiş gibi görünüyorlar.
Reparei sim. Parecem ter sido comidas por gorgulho.
Sağlığa zararlı.
É mau para a saúde.
Zararlıları da var.
Ao contrário de pessoas mais sérias sobre o seu trabalho.
Zararlı olabilecek durumları yokettim :
Erradiquei as condições prejudiciais :
Dinle, Lucy, zararlı insanlardan kurtuluyorum.
Vivo de fazer mal a gente má.
Tatlıdır. Ölümcüldür. Dişleriniz için zararlıdır.
é amorosa, é mortal, é má para os dentes...
Bu gerçekten inanılmayacak kadar zararlı arkadaşım.
Isto é incrivelmente ruim, meu amigo.
Ağzından dökülen her şey anlamsız, boşa nefes harcama, uçuşan zararlı kelimeler.
O que sai da sua boca é um desperdício de ar, um evento aéreo tóxico.
Tamam ama dokunma çünkü parmaklarında zararlı yağlar var.
Não lhe toques, porque os teus dedos têm óleos destrutivos.
Yani bu kahpe devleti mahkemeye verdi, sigara sağlığa zararlı diye.
O gajo processou o Estado. Disse que fumar lhe fazia mal á saúde.
18, zararlı etki için bile az.
Dezoito é pouco, mesmo por inconveniência.
Diğer yandan, mahkeme pek çok çeşitte zararlı davranışı tanır ve hemen reddetmeden önce, biraz keşif yapılmasını istiyorum.
Por outro lado, a lei prevê muitas formas de comportamento danoso e, antes de cancelar o que quer que seja, quero descobrir.
Karınızın doktoru ona sigaranın zararlı olduğunu söyledi mi?
O médico da sua mulher disse-lhe que os cigarros eram perigosos?
Sindirim için çok zararlı.
Faz mal à digestão.
Hayatta kalabilmek için, solucanları yediğimi... bütün bir gece zararlı böcekler ile aynı hücrede uyuduğumu... asla hayal bile edemeyeceğin bir sürü yolla cezalandırıldığımı.
Sobre comer minhocas para permanecer vivo... dormir numa cela onde animais daninhos modem você a noite toda... ser punido de maneiras que você não poderia imaginar.
Kan dolaşımında bulunan zararlı organizmaları temizleyerek, bağışıklık sistemini geliştiren, mikro filtre implantı dizayn ediyorum.
Eu desenvolvi o implante de um micro filtro que tornará possível limpar o sangue de microorganismos prejudiciais muito pequenos para estimular a resposta imunológica.
Ve tüm zaman bağlı kaldın, hiç terslik hissetmedin... saklanmış bir konu, zararlı bir niyet?
E em algum momento quando estava conectado, Não intuiu algo negativo... Nenhuma intenção oculta ou destrutiva?
Merak etmeyin. Güve, uğur böceğinden daha zararlı değil.
A traça não faz mal, é como a joaninha.
Bıraktığını sanıyordum. Sağlığına zararlıydı.
Pensava que tinhas deixado, que eram maus para a saúde.
Yani artık daha da zararlı.
Isso torna-o mais perigoso.
Ama seni aramıza almanın... topluma zararlı olabileceğine karar verdik.
Mas concordámos que tentar incluí-lo... traria um risco intolerável para a própria comunidade.
Bırakmalısın sağlığına zararlı...
Tem de deixar de fumar. Faz-lhe mal.
Sağlığa zararlı birşey.
Isto é de loucos.
Vücuda çok zararlı.
São más para o corpo.
- Sigara bebeğe zararlıdır.
- O fumo faz mal ao bebé.
- Bu, bebek için çok zararlı.
- Isso não pode ser bom para o bebé.
Bir şey bana bunun sağlığım için zararlı olacağını söylüyordu.
... mas algo me dizia que era prejudicial à minha saúde.
Bebeğime zararlı.
Não é bom para o meu bebé.
Nebulanın, tüm gemi teknolojisi üzerinde....... zararlı etkileri var.
A nebulosa está provocando diversos efeitos nocivos por toda nave.
Zararlı olacak emirler.
Ordens mal concebidas.
Çok sürme, tatlım. Şişesinde fazlasının zararlı olduğu yazıyor.
Não ponhas demais, querido, Diz na embalagem que em demasia pode ser perigoso.
Tür yıkıcı, İşgalci, tehlikeli, türün yapısına zararlı.
A espécie é destrutiva, invasiva, nociva e prejudicial ao todo.
Cildine zararlıdır.
Esse faz muito mal à pele.
Ve onun Bartleby ve Loki'den sorumlu olmadığını biliyorum. Çünkü onların dönüşünden hiç kimsenin olmadığı kadar zararlı çıkacak olan odur.
E sei que não está por trás de Bartleby e Loki... o regresso dos dois causar-lhe-ia tanto mal quanto aos outros.
Babam der ki, bu çok çok önemlidir... çünkü hava kirliliği yapar, ki bu havada çok fazla bulunan.. karbon dioksit ve diğer zararlı gazlardan oluşur.
O meu pai diz que cada vez será mais importante, por causa da poluição, que é o... dióxido de carbono e outros gases tóxicos no ar.
Zararlı içerikler yasaklanmış.
Proibido por cenas pornográficas.
Court'un küçük prensesi bu işten zararlı çıkacak.
A princesa do Court será mercadoria danificada.
Coyote'nin cesareti, aklı, zararlı olma hisleri var.
Os coiotes têm coragem, sabedoria e um sentido de orientação.
"Sigara sağlığa zararlıdır", değil.
Não é "os cigarros prejudicam a saúde".
Görünüşe göre zararlıymış.
Ao que parece, faz mal fumar.
Sigara sağlığa zararlıdır. Tamam.
Fumar faz-te muito mal.
Organizasyonlarımız sizi tutuklamak istiyor, gençliğe zararlıymışsınız.
Nossas organizações quer vocês presos por destruir as crianças.
O zararlı.
É uma peste.
Zararlıymış.
São pestes.
Sağlığa zararlı değil.
Não é mau para nós.
Hele önce bu uçar kaçar zararlılardan bir kurtulayım sonra Gotham'ı ele geçirip yeşerteceğim.
Primeiro desembaraço-me dos bichos com peles e penas.
Bütün burası sağlığa zararlı, böylece devlet sigarayı hapishanede yasakladı.
E agora levam isto por diante. E então o Estado proíbe os cigarros na prisão.
Sağlığınız için zararlı.
Não é nada saudável.