English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ç ] / Çalışkan

Çalışkan traduction Portugais

711 traduction parallèle
Burada, Acitrezza'da bizler iyi ve çalışkan işçileriz.
Aqui, em Aci Trezza, somos trabalhadores bons e esforçados.
Cesur, çalışkan.
É corajoso, empenha-se.
Çalışkan bir yapımcıydı ve bunu kanıtlayacak ülseri vardı.
Era um produtor espertalhaço, com úlceras para o provar.
Nasıl küçük çalışkan arı uzatır parlak- -
"Como Doth, a abelhinha ocupada, melhora a cada canela"...
Kentten kente taşınıp göçen koca sirki kaba güçle kuran bir ordu vardır. Onlar ; Güçlü, çalışkan bin erkektir, iyi bakılmış bir makinanın çarkları gibi çalışırlar, tek bir amaçları vardır gösteriyi sürdürmek.
Um exército que tem de ir de cidade em cidade, de ser alimentado e alojado, mil homens robustos e trabalhadores incansáveis que movimentam esta máquina sincronizada, com um objectivo, montar o espectáculo.
Çalışkan bir öğrenci olduğuna eminim Eli.
Acho que te vou ver muitas vezes, Little Eli.
Bud iyi ve çalışkan bir çocuktu.
O Bud era um bom rapaz e trabalhador.
Sen çok çalışkan birisin.
És um trabalhador esforçado.
Bu tabakları içeri taşıyan bayan tutumlu, çalışkan biriydi, bu pansiyonu işleterek geçimini sağlıyordu.
A senhora que levava a bandeja era uma trabalhadora nata e muito poupada que conseguiu sustentar-se alugando parte da casa.
Enfes bir kız ve çok çalışkan.
Ela é linda. É encantadora e trabalha muito.
Çalışkan ve becerikli biri.
Ele subiu depressa.
59200 / 2 çok çalışkan bir ajan.
O 59200l2 está a dar provas de ser muito activo.
Bilgi ve tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki, İtalyalı Amerikalılar bu topraklardaki en sadık, kanunlara saygılı, vatansever, çalışkan Amerikan vatandaşları arasındadır.
Que estas audições ø Mafia são uma mancha sobre o grande povo italiano, porque posso declarar por conhecimento e experiência própria que os italo-americanos estão entre os cidadãos americanos mais leais, cumpridores da lei, pa - triotas e trabalhadores desta terra.
Çok çalışkan bir kadındı. Hakkında söyledikleriniz hiç, ama hiç adil değildi.
Foi uma mulher muito trabalhadora... e não está certo o que dizem dela.
Çok çalışkan birisin.
És um trabalhador aplicado.
Sadece çalışkan ve dürüst insanlarız o küçük evlerden başka pek bir şeyi olmayan ve çocuklarımızı rahatlıkla büyütebileceğimiz bir cemiyetin hayalini kuran insanlarız.
Apenas pessoas trabalhadoras e honestas que näo possuem mais que aquelas casas e o sonho de comunidade que queremos para nossos filhos.
"Çalışkan, genç bir adam için birçok fırsat var."
"Muitas oportunidades para um jovem enérgico."
Sizi çalışkan ve güvenilir bir vatandaşa döndürmeyi denememiz için bize getirildiniz.
Vieram para que tentemos fazer algo de vocês, transformá-los em cidadãos trabalhadores e honrados.
Yerleşik, çalışkan vatandaşlar, toprak çiftçileri, dükkan sahipleri, şehirlerin kurucuları.
Os cidadãos aplicados e trabalhadores, o rendeiro, o lojista, o edificador de cidades.
Dürüst ve çalışkan Amerikalılardan oluşan böyle bir meclisin sevgili ülkemizin Kongre'sine vekil olmak hakkını bir adamı öldürmüş olmasına dayandıran birini aday olarak göstermesi mümkün olabilir mi?
Será possível que um corpo tão representativo de americanos honestos e trabalhadores apoie um candidato ao Congresso do nosso amado país, cuja única pretensão à investidura é ter morto um homem?
Raymond'ımız dış görünüşü normal, çalışkan, ağırbaşlı ve toplumun saygıdeğer bir üyesi olarak kalacak.
O nosso Raymond continuará a ser na aparência um produtivo, sóbrio e respeitado membro da comunidade.
Gördün mü bak. Yargıç ne kadar çalışkan biri. Her zaman rapor yazıyor.
Isto prova que ele anda ocupado escrevendo longos relatórios.
- Uslu ve çalışkan.
Calmo e trabalhador.
Aman ne de çalışkan yapım ekibi.
- Que produção bem comportada.
Şimdiki öğrencilerimin hiç birisi senin kadar çalışkan değiller.
Nenhum dos meus pupilos presentes é tão esforçado como tu o eras.
Çok terbiyeli, çalışkan ve büyümekte olan küçük bir kızı var.
É decente, trabalhadora e tem uma garotinha para criar.
Burada dürüst ve çalışkan bir kız istemiyorlar.
Nao querem uma trabalhadora honesta e dedicada.
Ordunun çalışkan ve akıllı subaylara ihtiyacı var.
O Exército precisa de oficiais trabalhadores e inteligentes.
Çalışkan ve dürüst bir kadındı.
Uma mulher honesta e trabalhadora.
Bir anne arkadaşlar tarafından korunup kollanacak çok çalışkan arkadaşlar tarafından ve iyi bir aktör, gerçek yeteneğin geçen yıllarla asla azalmayacağını fark etmiş olacak.
Que uma mãe será protegida e cuidada por amigos amigos trabalhadores e que um ótimo ator percebeu que o verdadeiro talento não diminui com o passar dos anos.
Çalışkan şerifimizin burada ne işi var?
O que faz aqui o nosso esforçado Xerife?
Çalışkan biridir. Bana da iyi davranır.
Mas é muito trabalhador e é bom para mim.
- Evet, şey, pekâlâ. İşte buradayım, var olma sebepleri her isteğimi yerine getirmek olan, sayıları 200.000'ü aşan çalışkan ve mutlu insansının olduğu bir gezegende.
Estou num planeta com mais de 200 mil andróides trabalhadores e felizes, que só existem para satisfazer os meus caprichos.
- Ama çok çalışkan.
- É muito eficiente.
Çalışkan insanlar.
Gente trabalhadora.
Çalışkan.
Que dá duro.
İkincisi çok fazla çalışkan bir işadamı çok fazla komünist ve son olarak da çok gür saçlısın.
Segundo... muito comunista muito peludo.
Karısı tombul, çalışkan bir kadın ama onu kılıbık yaptı.
Ela é roliça, trabalha no duro, mas domina-o completamente.
Öte yandan, dürüst ve çalışkan bir adam.
Por outro lado, ele é trabalhador honesto e esforçado.
Bakın, Binbaşı. Biz Hobsonville'liler dürüst ve çalışkan insanlarız.
Sabe, Major, em Hobsonville somos gente honrada e trabalhadora.
Efendim... Çalışkan insanlara ihtiyacımız var.
Precisamos de bons trabalhadores.
"Amerika Birleşik Devletleri'nde." "Çalışkan çiftçiler için birçok fırsat var."
Olhe um campo de trigo na América... "Os granjeiros trabalhadores têm excelentes perspectivas..."
Çalışkan insanların bir şey bulmasını bekliyorsun, sonra silahınla gelip emeklerini zorla alıyorsun.
Esperas que alguém trabalhador... encontre alguma coisa, depois apareces com a tua arma... e tiras o trabalho honesto deles
Becerikli, çalışkan.
É rápido e trabalhador.
Çekim ortasında vicdan muhasebesi yaptım. Daha çalışkan, daha cömert olabilirdim, ikinci yarı umarım daha iyi olur.
A meio, faço um exame de consciência e penso que podia ter dado mais e que só me resta a outra metade para compensar.
Çalışkan ve hırslıyım.
Sou consciencioso e ambicioso.
Çalışmakla geçirdiğim haftalar! - Bu "akışkan" İngilizceyi!
Passei-me semanas estudando para aprender a falar inglês com fluido.
Çalışkan ve...
- Tão...
o dürüst ve çalışkan biri...
- É um homem honesto e trabalhador...
çalışkan basın için yeterince iyi mi.
Então? Achas que está bom para a imprensa de serviço?
O hepsinden daha çalışkan.
- O seu entusiasmo supera o da maioria.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]