Çok feci traduction Portugais
354 traduction parallèle
Tabii annenin sokakta oturup... paçavralar içinde bayat ekmek filan yemesi... çok feci olacak.
E isso seria terrível, a tua mãe ali sentada, com a roupa rota... e a comer pão bolorento e coisas dessas.
Bence çok feci.
Que horror!
Evet Rahibe Bessie, onları çaldım. Çok feci duaya ihtiyacım var.
Sim, Irmä Bessie, eu roubei-os e estou a precisar de oraçöes mais do que qualquer outro homem.
- Çok feci bir durumdu.
Foi uma coisa terrível.
Çok feci birşeydi.
Foi uma coisa terrível.
Yani,... demek istediğim,... bu çok feci,... fakat aynı zamanda iyi de hissettiriyor.
Por outras palavras... eu quero dizer... que me sinto horrível... mas ao mesmo tempo sinto-me bem...
Lina'nın atı çok feci yaralandı yürümesi imkansız.
O cavalo de Lina tem a barriga muito inchada. Não pode viajar.
Çok feci soğuk algınlığı kaptım.
Tenho uma gripe horrível.
Yalnızlık çok feci, Frankie.
Tem sido terrível estar sozinha.
- Çok feci... Çok feci...
Quatro anos...
- Tam dört yıI. Dört yıI, tam dört yıI, çok feci...
- Quatro anos, quatro anos.
Çok feci bir şey.
Algo terrível.
İlk kez bir şeyi kıçıma soktuğumda çok feci şekilde iltihap yaptı, hapishane doktoru çıkarmak için kesmek zorunda kaldı.
Quando o fiz a primeira vez apanhei uma infecção dos diabos. Teve de ser cortado pelo médico.
Çok feci.
Perfeitamente horrorosas.
- Çok feci.
- Perfeitamente horroroso.
Çok feci üzülecek.
Vai ficar muito transtornada.
Çok feci can verebilirler.
Eu disse-Ihes que podem morrer como gado.
Çok feci battık. Hem de çok.
Estamos em grandes dificuldades.
Çok feci özledim.
- Tive tantas saudades tuas.
Başım çok feci ağrıyor.
Sinto um aperto na cabeça...
- Çok feci, çok feci.
- Terrível! Uma tragédia.
Çok feci bir gündü.
Foi um dia tramado.
Bazı medya kuruluşlarının haklarını kötüye kullanmaları çok feci.
É ruim que alguns órgãos de notícia abusem de seus direitos.
Oh, burası çok feci.
- Está linda mesmo!
Çok feci..
"Simplesmente uma tragédia."
Çok feci canım yandı.
Doeu bastante.
Ayrıca çok feci acıtıyor.
E magoa como o caraças.
Ama iş iz sürmeye gelince çok feci oluyorlar.
Passam o tempo a vadiar. Então acham-se únicos.
Başına gelen olay çok feci.
Aconteceu-lhe uma coisa terrível.
Herhalde bu yüzden çok feci susadım.
Deve ser por isso que tenho tanta sede.
Sana çok feci ihtiyacım var.
Preciso tanto de ti.
"Sana çok feci ihtiyacım var."
Preciso tanto de ti.
Çok feci bir durum.
Isto foi tudo muito desagradável.
Hey savaşçı, babanı dinle. Yoksa çok feci dövülürsün.
Ei lutador, ouve com atenção o que diz o teu pai ou então vais ser severamente espancado.
Çok feci!
- Que tragédia.
O lezzetli kırmızı sosun içinde gelirse çok feci lezzetli gözüküyorlar.
Sabem tão bem como aparentam... e trazem aquele molho vermelho...
Şu anda su durgun, ama depo boşalîrken çok feci oluyor.
A água está calma. Mas quando esvazia, fica feia.
Bana Springfield dubası derler. Çünkü çok feci obezim.
Não me chamam Banhas de Springfield... só por ser obeso.
Hocam, çok feci durumdasın.
Oh meu, estás mesmo fodido.
Julie'nin ölümü çok feci... ve bu geceki gösteri için elinde bir kadın yarışmacı yok.
A morte da Julie é horrível... e agora ele nem sequer tem uma concorrente para o programa.
Kuşkularım vardı, Proctor. Ama bu, çok feci!
Tinha as minhas dúvidas, mas isto é uma calamidade!
Çok, çok feci.
Muito grave...
Çok feci dövülmüş buldular ki kimlik kontrolü yapmak zorunda kaldılar.
Estava tão desfigurado, que tiveram de ver a placa do nome.
Yürürse de çok feci bir duruma düşeriz.
E, se der, já imaginou a situação?
Bu günü bu kadar erken bitirmek bence çok feci olur.
É um crime deixar que o dia acabe tão cedo.
Çok feci bir olay.
Isto é horrível!
Doktor, karınızın feci ölümünün sizi çok sarstığını biliyorum.
Doutor, eu... Eu sei que ficou abalado pela trágica morte da sua mulher.
Dün geceki feci kaza yüzünden kendimi çok kötü hissettim.
- Bom dia, senhor. - Olá!
Şunu unutma, aldığın darbeler seni çok feci yapardı.
Ouve bem, esta luta vai ter consequências.
Feci bir şekilde ölen çok insan gördüm.
Tenho visto muita gente morrer da pior maneira.
Bu feci bir şey, insanın damgalanması üstünde damga taşıması çok kötü bir şey.
É mau. É mau sermos assinalados. Termos um sinal em nós.