Çok uzun traduction Portugais
11,593 traduction parallèle
Üzgünüm ama çok uzun zaman oldu.
Desculpa, mas passou demasiado tempo.
Beni önemsediğini biliyorum ve kardeşinle beraber yaptığınız şey içinde çok minnettarım ama bununla çok uzun süredir yaşıyorum.
Adoro que te preocupes e agradeço o que tu e o teu irmão fizeram por mim, mas eu já vivo com isto há demasiado tempo.
Kütüphaneler bunu çok uzun zamandır yapıyordu, artık yeter.
As livrarias ganharam dinheiro fácil por demasiado tempo!
Çok uzun sürmeyecek.
Não por muito tempo.
Çok uzun süredir rayları ağlatıyorsunuz.
Está a acelerar há tempo demais.
Ama çok uzun sürmeyecek.
Não por muito tempo.
Bu çok uzun sürer.
Vai demorar.
Çok uzun zamandır sanırım.
Talvez há demasiado tempo.
Çok uzun zamandır seni arıyordum.
Tenho procurado por si há muito tempo.
Özgür olduğumda ilk gördüğüm şey sendin. Çok uzun zaman geçmişti.
Foste a primeira coisa que eu vi quando fui libertada, e tinha passado tanto tempo.
Ondan haberim var ama bu çok uzun zaman önceydi.
nbsp Estou ciente do que ela era, mas isso foi á eras atrás.
Robot kolu buraya getirmek çok uzun sürer.
Vai demorar para trazer o arco em c.
Nobel ödüllü Frank Holland, çok uzun süredir eğitim haklarını kullanamayan ve kendisinin "dönüştürücü güç" olarak tanımladığı milyonlarca kadının sesi olmayı kendine görev edinmiş biri.
O vencedor do prémio Nobel Prize Frank Holland tomou como missão trazer o que ele descreve como o poder transformador da palavra escrita para milhões de mulheres em todo o mundo a quem lhe foi negado o acesso da educação durante muito tempo.
Ben çok uzun süre hayatta kaldım ve seni temin ederim, bunu insanlardaki iyiliğe güvenerek başarmadım.
Sobrevivi durante muito tempo e asseguro-te que não consegui isso a depender da bondade das pessoas.
Çok uzun süre karanlıkta kalmayacaktır.
- Não vai ser assim para sempre.
Çok uzun zaman önceydi.
Já se passou muito tempo.
Benim çok uzun bir satış toplantım var. Yani benim de işime geldi.
Acabei de entrar numa reunião que vai demorar, então, era melhor para mim também.
Çok uzun zamandır itlerle yatıyorsun dostum.
Tens andado com companhias erradas há muito tempo, meu amigo.
Beni bekle. Çok uzun bir gün oldu Jackson.
- Jackson, tive um dia longo.
Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi yaptım diye cezalandırılmayı kabul etmiyorum.
Não devo ser punido por uma coisa que já devia ter feito há muito tempo.
Dün yaşananlarla ilgili çok uzun düşündüm ve bir sonuca vardım.
Pensei muito sobre ontem, e cheguei a uma decisão.
- Çok uzun zaman oldu Wally.
Há quanto tempo, Wally.
Bilemiyorum, yalanlarla yaşanmış 10 yıl çok uzun bir süre.
Sei lá, 10 anos é muito tempo para viver uma mentira.
Saldırganın ülkeyi terk etmesi çok uzun sürmeyebilir, o yüzden açık konuşacağım.
O atirador deve estar para sair do país, portanto vou ser directo.
Çok uzun sürmeyecek.
Não vai demorar.
"Yaşlanmayı yavaşlatıyor" çok uzun o yüzden ben onu "yaşlanmayı önler" yaptım.
"Retarda o envelhecimento" é muito longo, por isso mudei para, "previne o envelhecimento."
- Dedim ya, çok uzun zaman oldu.
Como já disse, já faz algum tempo.
Çok uzun zamandır arıyoruz.
Há séculos que andamos à procura.
Şu anda dışarıda ve çok uzun bir akşam yemeği onu bekliyor. Hayır!
Enquanto ele está no que vai ser um longuíssimo jantar.
Bay Jaffee'nin başındaki delik konusunda mı? Hayır, üç boyutlu kopyalama çok uzun sürüyor.
Com o buraco na cabeça do Sr. Jaffee? Impressão em 3-D demora muito.
Çok uzun sürmeyecek.
Vai demorar só um segundo.
Çok uzun bir yasak listesi var.
É uma lista bem longa.
Çok uzun sürüyor.
Está a demorar demais.
Bulduğum her kumaş parçası çok uzun zincirlenmiş polimer.
Todos os pedaços de tecido que encontrei são de um polímero de cadeia super longa.
Dallas, çok uzun bir zamandır savaşıyorsun.
Dallas, você tem batalhado por tanto tempo,
Eğer İmparatorluk hiper uzayda bulunan gemilerimize müdahale edebilirse bu asi hareketi çok uzun sürmez.
Se o Império pode interceptar as nossas nave no hiperespaço, este movimento rebelde não vai durar muito.
Önümden ağır ağır geçti, çok uzun sürdü.
Enquanto passava por mim parecia uma eternidade.
Bana uzun süre katlandın ve bunun çok zor olduğunu biliyorum.
Aturaste-me durante muito tempo e sei que foi complicado.
( UYARI SESİ ) Bu çok uzun bir suç listesi.
Essa é uma lista muito comprida de crimes.
Her zaman bir ebeveynin görevinin çocukların olabildiğince uzun çocukluklarını yaşamalarını... -... sağlamak olduğunu düşünmüşümdür. - Bu çok kötü.
Eu sempre tive a impressão que era um dever de pai deixar uma criança ser criança o máximo tempo possivel.
Çok mutlu görünüyor. Uzun zamandır bu kadar mutlu değildi.
Ela parece mais feliz do que nunca.
Çok uzun sürmeyecekse olmaz.
Só se não demorar muito.
Gelmeniz çok uzun sürdü.
Nunca mais chegavam.
Ama annem çok hastaydı ve uzun zamandır acı çekiyordu.
Mas a minha mãe estava muito doente e em sofrimento, há muito tempo.
- Geri dönmek çok güzel. Uzun zaman olmuştu.
- Já foi há muito tempo.
Mouch ve Herrmann çok iyi yaptıkları işleri nasıl yapmaları gerektiği söylendiğinde uzun bir süre boyunca hoş karşılamadılar.
Bem, Mouch e Herrmann não gostavam nada quando os tinham de ensinar a fazer um trabalho que já era perfeito há muito tempo.
Evet, o uzun bacaklarında etek çok güzel durur.
Aposto que essas pernas ficariam fantásticas numa saia.
- Beni çekene belirtmek isterim bu aralar Jimmy Choo'dan 39 numara uzun çizmeyi çok istiyorum.
- Quem me tirou, quero umas botas de cano alto Jimmy Choo, tamanho 38.
Sayıları çok az ve aynı soydan çiftleşme uzun vadede korkunç bir durum.
As populações são pequenas, a reprodução consanguínea é terrível a longo prazo.
Onları orada uzun süre tutmaktan haz almıyoruz. Ne yazık ki, bazı yaşam parkları birbirlerinden çok uzakta ve bir ya da iki günden uzun bir süre onları taşımamız gerekiyor.
Não gostamos que passem muito tempo dentro dela, mas, algumas reservas são muito distantes e temos de transportá-las durante um ou dois dias.
Böylesi uzun davalarda açılış konuşmaları çok önemlidir.
Num julgamento longo como este, as aberturas são muito importantes. ADV.
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zaman önce 42
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun bir süre 23
çok uzun zaman önce 42
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun değil 30
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
üzüntü 18
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
üzüntü 18
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20