Öbur traduction Portugais
137 traduction parallèle
Obur olun.
Sejam glutoões.
Bir topal, bir çolak, bir de kambur hepsi olmuş obur domuza tambur. *
Hmmm... O gato, O rato, e Lovel, o cão.
Eğer bu açgözlülükse ben dünyanın en obur insanıyım.
Se isso é ser possesiva, então eu sou a maior masoquista á face da terra.
Şey, büyük biri olabilir, ama bu onu obur biri yapmaz.
Ele pode ser um homem grande, mas isso não faz dele um glutão.
Sense beni obur kedilere benzetiyorsun.
E tu dizes que pareço um gato que come demasiado.
"Vergi toplayanların, günahkarların dostu ve obur" diyorlar.
É um comilão e beberrão e amigo dos publicanos.
Neden ona obur dediklerini biliyor musunuz?
Sabem porque a chamam de outdoor?
satıyorum... satıyorum... sattım... obur olmadığını söyleyemem...
digo uma... digo duas... foi-se embora não posso dizer que ele não seja ambicioso
Pekala, sizi obur dağ sıçanları, gelin ve tıkının!
Muito bem, amantes das vísceras, venham engraxar os dentes!
Eğer obur değilsen, buradan uzaklaş
" Se não fores ganancioso, vais longe
- Bunlar, dışarıdaki obur için.
- É para o glutão lá fora.
Dört obur gurme ve lezzetçi tarafından, on iki derste üç genç bayana sunulan yağlı ve etsiz sote.
Um frito de carne magra e gorda oferecido por 4 gourmets glutões a 3 jovens donzelas em 12 pratos.
Tahrip edici, obur, yağmacı ve tek zihniyetli bir sürü halini alırlar.
Tornam-se destrutivos, vorazes, saqueadores, com uma mente única.
Kendimi tam bir obur gibi hissediyorum.
Sinto-me uma glutona, Answaw.
Fazla obur olmayalım.
Nada de querer tudo.
Eger Olum Yildizi'nin obur tarafina gecebilirsek... birkacini bu tarafa cekmeyi basarabiliriz.
Mas duraremos mais do que em frente àquela Estrela da Morte. E ainda podemos levar alguns deles connosco!
Şişerek şarkı söyleyen obur bir kuşa benziyordu.
Exibindo-se como a voraz ave canora que é.
Tembel, açgözlü, obur...
Preguiça, avareza, gula.
Seni obur.
Seu glutão.
ÖBÜR DÜNYA
O ALÉM-MUNDO
Uğraşıp durduğumuz bütün o ayaktakımı ve asalaklar hızla götürülecek obur kişilikler.
Todos os inúteis e parasitas ao largo e quantidades gigantescas de peru para comer.
Bu kadar mükemmel bir kadının o şişko, iğrenç, yağlı, şişman, çirkin, hıyar, pis kokan, obur bir piç kurusu ile ne işi var?
Que interesse pode ter uma mulher fina como ela num tipo feio, sebento, gordo, malcheiroso, balofo, deselegante e alarve? Qual é a atracção?
Neden senin gibi bir kadın onun gibi şişko, iğrenç, yağlı, hıyar, pis kokan, obur bir ayıyla ilgilensin?
Que interesse pode ter uma mulher como tu num sacana gordo, sebento, balofo, malcheiroso e deselegante?
- Obur musunuz?
- Não sois gulosa?
Amma da obur herifsin.
És um filho-da-puta avarento.
Şu obur, koca göt Smitty var ya.
Aquele magricelas comedor de caril Fat Smitty.
HERKÜL 2.SEZON 8.BÖLÜM ÖBÜR DÜNYA
Estou disposto a sofrê-las.
Benim kilo sorunum vardı ve bana Obur Peter dediğini hatırlıyor musun?
Eu era muito gordo. Chamavas-me a "Enfardadeira".
Belki de Vortalar obur, alkolik seks manyakları çıkar.
Tanto quando sabemos, os Vorta podem ser glutões, alcoólicos e viciados em sexo.
Ondan telefon mu aldınız? 1-800-ÖBÜR DÜNYA'yı aramış olmalı.
Se recebeu uma chamada dela, ela deve ter marcado o 1800-Além.
Saldır bana peynir-obur.
Vá.
yok obur tarafa verir gibi yapsin.
Não. Ele finge para direita.
Lurconis, "obur" anlamına gelir.
Lurconis significa "glutão".
Ben hala Üçün gücü olayının bize canavar gelinle et obur nedimelerini durdurmamıza yardım edeceğine inanıyorum.
Continuo a dizer para fazermos aquela coisa do poder das três, e acabar com a noiva e com amadrinhas carnívoras.
Pis obur, sıranı bekle!
Ganancioso de merda, espera a tua vez!
Çizgili kılıçbalığı - Üç metre uzunluğa sahip olabilen obur hayvanlar.
Um Agulhão listrado, predadores vorazes que podem crescer até três metros de comprimento.
Bu orospu bütün obur cubur çeşitlerini daha dükkânda çıkmadan bilir.
Esta cabra sabe tudo sobre os novos petiscos antes mesmo de eles saírem.
OBUR MOLAYIDA AL, KOC.
Pede tempo suplementar.
Obur tarafa cekildim.
Estacionei deste lado.
Obur bir çakal da onlara katılır.
Um voraz chacal junta-se a eles.
Nesin sen ceza için gönderilen bir obur mu, Schwibber?
Tu és o quê, Schwibber, um glutão do castigo?
Sanki obur olmasının suçlusu benim.
Quer dizer, como... como se a culpa fosse minha de ela ser uma devoradora.
" Ve obur ölüm
" E a morte glutona irá separar instantaneamente
Ne yazık ki yerel yetkililerin harekete geçmemesi yüzünden... bu yaratık, yaşam döngüsünün... ikinci aşamasına geçerek, çok obur, hermafrodit bir yaşam formu olan... altı Çığırtkan meydana getirmiş. Yeterli yiyecek bulduklarında, birkaç dakika içinde sayılarını ikiye katlıyorlar.
Infelizmente, a inacção das autoridades locais... permitiu à criatura metamorfosear-se... na segunda fase do seu ciclo de vida, produzindo seis shriekers, uma forma de vida voraz e hermafrodita... que se duplica constantemente com a ingestão de comida suficiente.
Ama "Pulitzer Ödülü sahibi" kulağa neredeyse obur geliyor.
Mas "Ganhador de Prêmio Pulitzer" parece gulodice.
Tam bir obur.
Ela está mamando.
Güvendeyiz, o bir ot obur.
Não corremos perigo. Ele é herbívoro.
Çizgili kılıçbalığı - Üç metre uzunluğa sahip olabilen obur hayvanlar.
Espadim ralado : predador voraz que pode atingir os três metros.
Hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar.
Esta combinação de velocidade e tamanho enorme faz da baleia-comum um caçador voraz de cardumes.
Küçük kapta keklerle- - Bu orospu bütün obur cubur çeşitlerini daha dükkânda çıkmadan bilir.
Conhece todas as golusemas, ainda antes de saírem para o mercado.
Seni pis obur.
És mesmo gulosa!