English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ş ] / Şerif

Şerif traduction Portugais

10,317 traduction parallèle
Arabanı alan şerif konusuna geri dönebilir miyiz bir saniyeliğine?
Podemos recuar até ao momento em que o marshal te levou o carro?
Raylan Givens, Federal Şerif.
Marshal, Raylan Givens.
Çok düşman edindik ama böyle bir şeyi yapabilecek ikna gücüne sahip iki kişi var. Şerif Givens veya eşkıya Crowder.
Fizemos bastantes inimigos, mas os únicos dois com a influência para fazer algo do género são o Marshal, Givens, ou o criminoso, Crowder.
Yaptığın yüzünden kendini hapiste bulmamanın tek sebebi benim, Federal Şerif Teşkilatına borçlusun. Ya da ölümün Boyd'un veya o dangalakların elinden olacaktı. Çünkü bu yaptığın küçük numara ancak bu iki şekilde sonlanırdı.
Eu sou a única razão de não acabares na prisão pelo que fizeste, cortesia dos Marshals, ou morta, pelo Boyd, ou por um dos imbecis dele, e este teu pequeno feito só podia ter acabado destas duas formas!
- Şerif. - Evet.
- Xerife.
Şerif Hudson.
Xerife Hudson?
Dün gece görünen o ki Tyler O'Neill Riley Marra'ya şerif karakolunun dışında saldırdı ve sonrasında olay yerinden kaçtı.
Ao que parece, ontem à noite, o Tyler O'Neill atacou a Riley Marra no exterior da esquadra e abandonou o local.
- Şerif. - Evet.
- Xerife?
Bence insanların Tyler çıkmasına ihtiyacı var. Ayrıca bence sizin şerif buradaki günah keçisi olacak tek kişi olmayacak. Sonra görüşürüz.
Eu acho que as pessoas precisam que seja o Tyler e também acho que o vosso xerife não é a única pessoa que vai ser o bode expiatório.
- Şerif'le.
O xerife.
- Şerif hiçbir şey paylaşmıyor.
O xerife não está a partilhar nada.
- Hasar kontrolü. Şerif, Dedektif Lorraine Brock.
Xerife, esta é a detetive Lorraine Brock.
Şerif, bu Dedektif Lorraine Brock.
Xerife, esta é a detetive Lorraine Brock.
- Günaydın Şerif.
Bom dia, xerife.
Şerif, ne oluyor?
Xerife, de que se trata isto?
Artık gidebilirsin Şerif.
Já pode ir, xerife.
Şerif yardımcısı Newsome'ı bul bana.
Liga-me ao delegado Newsome.
Şerif Hudson, bir dakikanızı alabilir miyim?
Xerife Hudson, podemos conversar?
Şerif patronumu aradı.
O xerife ligou ao meu patrão.
Eğer ben Şerif Hudson olsaydım maskenin kaybolduğu sırada baş şüphelinin nerede olduğuna bakıyor olurdum.
Se eu fosse o xerife Hudson, procuraria saber o paradeiro do suspeito principal por ocasião do desaparecimento da máscara.
Şerif.
Xerife!
Şerif departmanı.
Departamento do xerife.
Şerif departmanı!
Departamento do xerife!
Şerif Hudson mı o?
É o xerife Hudson?
Branson kaçtı. Şerif kaçırıldı.
XERIFE RAPTADO.
Hemen karakola gitmemiz lazım yoksa Şerif ölecek.
Temos que ir para a esquadra agora ou o xerife irá morrer.
Bu sabah şerif David'i içeri attı.
O Xerife levou o David esta manhã.
İnan bana, o uyuşturucu benim değildi. Şerif cebime attı.
Estou a dizer, a droga não era minha.
Şerif Dickey babama her şeyi anlatır.
O Xerife Dickey conta tudo ao meu pai.
- Federal Şerif Givens.
Delegado U.S. Marshal Givens.
Kasabadan gitmek için bana 24 saat mi vereceksin... -... Federal Şerif Raylan Givens?
Tenho 24 horas para sair da cidade, Marshal Raylan Givens?
Alo, ben Arizona şerif yardımcısı Landis.
Daqui é o Agente Landis perto de Flagstaff.
Sen de mi gözetim altındasın, Şerif?
Também está em condicional, xerife?
- Zaman mı öldürüyorsun, Şerif?
Apenas a matar tempo, xerife?
Kayda müsaade edilmiş bir şekilde beni işerken izlemek ister misin, Şerif?
Quer ver-me fazer xixi oficialmente, xerife?
Şerif, buraya hiçbir cinayet şüphesi olmadan gelmezdiniz.
Xerife, não estaria aqui sem suspeitar de algo errado.
Sanırım hiçbir şey beni şaşırtmıyor, Şerif.
Não acho que haja algo que me surpreenda, xerife.
Şerif.
Xerife...
Gerçeği elinde bıçakla arıyorsun şerif.
Está à procura da verdade com um machado, xerife.
Ben Şerif Vance.
Sou o Xerife Vance.
Şerif, bir şey buldum galiba.
- Xerife! Acho que encontrei algo.
Şehre bir yolculuğa ne dersiniz şerif?
E que tal fazermos uma viagem até à cidade, Xerife?
Gözlerim mi beni yanıltıyor yoksa az önce kelepçeli bir şerif mi girdi?
Os meus olhos estão-me a pregar partidas ou... aquele Xerife que acabaram de trazer estava algemado?
- Başka ne yapacaktım? Şerif dairesine mi götürseydim?
- Bem, o que mais é que eu poderia fazer, levá-lo para o Departamento do Xerife?
Şerif arabada, Abraham'ın annesinin yanında birinin olduğunu söylemişti.
O Xerife efectivamente disse que alguém mais estava no carro com a mãe do Abraham.
Abigail'in kulübesine gelip onu kaçıran adam vur-kaçı itiraf eden hakim de Belinda'yı öldürdüğünü itiraf eden şerif de değildi.
O homem que se encontrou com a Abigail na casa de campo e a raptou... Não foi o Juiz, aquele que confessou a fuga no acidente, nem o Xerife, o que confessou o homicídio da Belinda.
Elimden geleni yapacağım ama Şerif Reyes limitleri zorluyor.
Vou investigar isso, mas a Reyes restringiu-o.
Ben Şerif Leena Reyes. Siz kimsiniz?
Xerife Leena Reyes.
Şerif ne dedi?
O que disse a xerife?
Sleepy Hollow Şerif Departmanı.
Mostre-nos a sua glória! Polícia de Sleepy Hollow.
Şerif, NYPD bu davaya yardımcı olmaktan mutluluk duyar.
Xerife, a Polícia de Nova Iorque ficaria feliz em ajudar no caso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]